Bahreyn Bölgede Siyonist Rejim İle İlişkileri Normalleştirmek İsteyenlerin Başında Geliyor


Bahreyn Amel-i İslami Hareketi Genel Sekreter Yardımcısı, Bahreyn Al-i Halife Rejiminin bölgede Siyonist Rejim ile ilişkileri normalleştirmek isteyen ülkelerin başında geldiğini ve bu gün Manama ve Tel Aviv arasındaki ilişkilerin aleni olduğunu söyledi.

Tesnim Haber Ajansı - Bahreyn Amel-i İslami Hareketi Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Abdullah Salih Tesnim Haberle yaptığı röportajda, Körfez ülkelerinin ve özellikle Bahreyn’in Siyonist Rejim ile ilişkilerini normalleştirmeye çalıştığını belirterek şunları söyledi: ‘2008 yılında Suriye’de düzenlenen Direnişe Destek Konferansı için Şam’a davet edildim. Bu konferansta Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad ile görüştüm ve ona herkesin Siyonist Rejim ile ilişkileri normalleştirmek isteyenlerin başında Katar’ın geldiğini düşündüğünü ama bunun doğru olmadığını ve Bahreyn’in Siyonist Rejim ile ilişkileri normalleştirenlerin başında geldiğini söyledim.

Bahreyn Dışişleri Bakanı’nın, Siyonist Rejim eski Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in ölümünden dolayı Siyonistlere başsağlığı mesajı göndermesi, Bahreyn yetkililerinin daha önce Siyonistlerle görüştüğü ve onlar hakkında konuştuğu gerçeğini ortaya koyuyor.”

Şeyh Abdullah Salih, Siyonist Rejim ve Al-i Halife’nin cinayetlerine değinerek şunları söyledi: “Al-i Halife’nin cinayetleri de Siyonist Rejimin cinayetlerinin benzeridir. Her iki rejim de saldırılarında halkı hedef alıyor ve Bahreyn ve Filistin halkına karşı yaptıkları bu eylemleri cinayet olarak görmüyorlar. Bu yüzden de Şimon Peres’in savaş ve barış insanı olduğunu söylüyor ve onun için bağışlanma diliyorlar. Al-i Halife’nin Siyonist Rejim ile ilişkisi yeni bir mesele değildir ve Körfez Ülkeleri arasında Bahreyn, Siyonist Rejim ile ilişkileri normalleştiren ülkelerin başında gelmektedir.”

Şeyh Abdullah Salih, Bahreyn Al-i Halife Rejimi tarafından Cuma Namazının kılınmasına engel olunmaya devam edilmesi hakkında şu ifadelerde bulundu: “Öyle görünüyor ki, Al-i Halife Rejimi Cuma Namazı kılınmasını önemsemiyor ve itiraz içerikli herhangi bir hareketten korkuyor ve onunla mücadele ediyor. Bu hareket ister mezhebi heyetlerin hareketi olsun ister El-Vifak El-İslami gibi resmi olarak tanınmış siyasi toplulukların hareketi olsun fark etmiyor.

Al-i Halife kendine muhalif olduğunu düşündüğü her hareketi, hatta mezhebi törenleri, engelleniyor ve Cuma Namazı da bu bağlamda engellendi. Daha önceleri de defalarca Cuma Namazı engellenmişti.

Dini âlimlerin ve siyasi aktivistlerin tutuklanması aynı şekilde devam etmektedir Setre, Beni Cemre, Ed-Deraz, El-Malikiyye, Ebu Seybe ve El-Şahru gibi çeşitli bölgelerde halk güvenlik güçleri tarafından tutuklanmaktadır. Üç gün önce Şeyh İsa El-Mü’min tekrardan tutuklanmış ve yargılanacaktır. Şu an yaklaşık 5 bin kişi tutuklu bulunmaktadır.”