Gerçek Vaad Sonrası İsrail'in Caydırıcılık İmajı Yerle Bir Oldu


Gerçek Vaad Sonrası İsrail'in Caydırıcılık İmajı Yerle Bir Oldu

Lübnan Hizbullah Genel Sekreteri, komutan Seyyid Mustafa Bedreddin'in şehadetinin sekizinci yıl dönümü dolayısıyla bir konuşma yaparak şunları söyledi: Özellikle İran İslam Cumhuriyeti'nin Gerçek Vaadi’yle misilleme operasyonundan sonra İsrail'in caydırıcılığı imajı tamamen yerle bir oldu.

Tesnim Haber Ajansı – Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Seyyid Zülfikar lakaplı Seyyid Mustafa Bedrettin'in şehadetinin 8'inci yıl dönümü münasebetiyle bir konuşma gerçekleştirerek meydanda zaferin şehitlerin ve komutanların fedakarlıkları ile devam ettiğini belirtti.

Hizbullah Genel Sekreteri, Seyyid Zülfikar'ın kendine has özelliklerine dikkat çekerek şunları belirtti: Şehit Seyyid Zülfikar, İnsanlık ve Cihad Madalyası başta olmak üzere her alanda madalyayı hak etti.

Nasrallah Suriye’de yürütülen Küresel Terör Savaşı'na değinerek ABD ve müttefiklerinin Suriye’ye karşı savaş başlatarak Suriye'nin Amerikalıların çemberine dahil edilmesini ve Amerikan hükümetine tabi olmasını istediklerini ancak Suriye’nin onlara karşı zafer kazandığını vurgulayarak: ‘Diyelim ki bu dünya savaşını Suriye kazanmasaydı ve Aksa Tufanı savaşı bu şartlarda yapılsaydı, bölgenin ve Lübnan'ın durumu ne olurdu?’ ifadelerini kullandı.

Suriye, tüm zorluklara rağmen Filistin'e destek konusunda tutumunu korudu

Suriye’nin Direniş ekseni içinde tutulmasının önemine vurgu yapan Nasrallah şöyle devam etti: Ağır kuşatma ve zor şartlara rağmen Suriye tutumunu koruyor ve Filistin meselesine destek konumunu sürdürüyor. Suriye'ye (Tekfircilerle savaşmak için) girdik ve Seyyid Bedireddin'in ve tüm şehitlerin temiz kanının bereketi olumlu sonuç verdi. Filistin direnişinin hedefleri ve direniş ekseni arasında Filistin davasının yeniden canlandırılması olduğunu söyledik.

Filistin küresel bir mesele haline geldi

Büyük direniş lideri ayrıca İsrail ile normalleşen Arap uzlaşmacılarının Filistin halkına ve davasına ihanetlerine dikkat çekerek şunları söyledi: Bazı Arap rejimleri Siyonist düşmanın bölgemizdeki tek demokratik "devlet" olduğunu öne sürüyordu! Arap yöneticiler Siyonist düşmanla normalleşerek Filistin davasının ölüm belgelerini imzalamak üzere.

Seyyid Hasan Nasrallah, Gazze'ye destek için tüm dünyada büyük öğrenci ayaklanmasına dikkat çekerek Aksa Tufanı operasyonunun ardından Filistin meselesinin küresel bir mesele haline geldiğini söyledi: ‘Tüm dünya ülkelerinde ve Birleşmiş Milletler'de, Filistin konuşuluyor ve herkes Gazze'ye yönelik saldırının durdurulmasını istiyor’

Hasan Nasrallah sözlerinin devamında: ‘Bugün Filistin dünyanın birinci meselesi haline gelmiş durumda ve Birleşmiş Milletler'de İsrail'in tüm yalanlarına rağmen 140'tan fazla ülkenin Gazze'ye yönelik saldırıların durdurulmasını ve Filistin'in Birleşmiş Milletler'e tam üyeliğini talep ettiğini görüyoruz. Avrupa'nın çok sayıda ülkesinde Filistin bayrağı taşıyan öğrencilerin gösteri ve protestoları 7 Ekim operasyonunun bir sonucuydu ve bu gösteriler Netanyahu'yu ve Amerikan hükümetini kızdırmıştı. Filistinlilerin kararlılığı tüm dünyayı Filistin devletini konuşmaya, ikiyüzlü Amerika'yı da Filistini konuşmaya zorladı’ dedi.

Bugün dünyada İsrail’in, tüm uluslararası kanunları, insani ve ahlaki değerleri hiçe sayan, çocuk ve kadın katili olarak bilindiğine vurgu yapan Nasrallah: Gazze'de yaşanan olaylar ve Filistin halkının Gazze Şeridi'ndeki kararlılığını sürdürmesi, dünyayı büyük bir gerçekle karşı karşıya bırakıyor. Bölgedeki olayların bölgesel bir savaşa yol açabileceği ve buna çözüm bulmaktan dünyanın sorumlu olduğu gerçeği ile karşı karşıyalar’ ifadelerini kullandı.

Siyonistler hiçbir şey başaramadıklarını itiraf ediyor

Siyonist rejimin başarısızlığına işaret eden Hizbullah Genel Sekreteri: ‘Mevcut savaşın sonuçlarını değerlendirmek istiyorsak, düşman medyasının Netanyahu ve ordusunun yenilgisi hakkında söylediklerine kulak vermeliyiz. Savaşın sekizinci ayında tüm İsrailliler savaş hedeflerine ulaşamadıkları konusunda hemfikir. Siyonist düşman 8 ay sonunda hiçbir hedefine ulaşamadı ve birçok stratejik kayıp verdi’ ifadelerini kullandı.

‘En güçlü orduya sahip olduğunu iddia eden İsrail, dünyanın en güçlü ülkesi olan ABD'nin sınırsız desteği altındadır ve ABD bu rejime teçhizat sağlamaktadır’ diyen Nasrallah sözlerine şöyle devam etti: ‘20 yıldır kuşatma altında olan ve direnişi sınırlı donanıma sahip olan Gazze Şeridi'ne karşı yürütülen savaşa da müdahale ediyor. Ancak Gazze savaşının en önemli sonuçlarından biri Siyonist rejimin yenilgiyi kabul etmesi ve İsraillilerin yüzde 70'inin genelkurmay başkanının istifasını talep etmesidir’

Nasrallah şöyle devam etti: İsrail, sekiz ay sonra esirlerini serbest bırakamadığı gibi, yerleşimcileri Gazze Şeridi çevresindeki ve işgal altındaki Filistin'in kuzeyindeki yerleşim yerlerine de geri gönderemedi ve gemilerinin güvenliğini de sağlayamıyor. İsrail beceriksiz, başarısız, güvenilmez ve stratejik açıdan etkisiz bir rejim olduğunu kanıtladı ve Siyonistler Netanyahu'nun gitmesini istiyor.

Gerçek Vaad İsrail'in caydırıcılığı imajını yerle bir etti

İran İslam Cumhuriyeti’nin Gerçek Vaad operasyonunun İsrail’in imajına vurduğu ağır darbeye dikkat çeken Seyyid Hasan Nasrallah şunları söyledi: ‘Bugün İsrail, caydırıcılıktan tamamen yoksun, direnişe ve direniş eksenine üye tüm devletlere karşı duramamış, aşınmış bir imaj sergilemiştir. Özellikle İran İslam Cumhuriyeti'nin ‘Gerçek Vaad’ misilleme operasyonundan sonra İsrail'in caydırıcılığı imajı tamamen yerle bir oldu ve bugün İsrailli generaller bu rejimin bataklığa saplandığını söylüyor.

Üst düzey İsrailli generaller, Netanyahu'nun savaşta ısrar ederek kendilerini bataklığa sürüklediğini söylüyor. İsrailliler bugün Gazze'deki yıpratma savaşını ve bunun İsrail açısından sonuçlarını konuşuyor. Bugün Siyonist rejim Gazze'yi terk etmekten korkuyor çünkü bu onun başarısızlığı anlamına gelecek ve Siyonistler için tam anlamıyla bir felaket olacaktır’

Nasrallah Gazze Savaşı'nın sekizinci ayında Siyonistlerin kaos içindeki durumuna dikkat çekerek şunları söyledi: Bir hükümetin liderlerinin savaşın geleceği hakkında hiçbir fikrinin olmadığını düşünün.

İsrail'in Refah'a girmesi de ona fayda sağlamayacak

Seyyid Hasan Nasrallah, Siyonist rejimin Refah saldırısına ilişkin şunları söyledi: ‘Siyonist düşman Refah'a girse bile bu asla direnişin bittiği ve Filistin halkının direnişten vazgeçtiği anlamına gelmez. Hamas'ın Gazze'deki son ateşkes önerisini kabul etmesi Netanyahu'yu şok etti ve anlaşmaya karşı olduğunu çünkü bunu kabul etmenin İsrail'in yenilgisi anlamına geleceğini açıkladı. Amerikalıların bugün gösterdiği manevralar ve gösteriler kimseyi yanıltmamalı çünkü ABD tam anlamıyla İsrail'in yanındadır.

Aksa Tufanı Batı'nın ve Amerika'nın yalanlarını ve ikiyüzlülüğünü ortaya çıkardı

Hizbullah Genel Sekreteri şöyle devam etti: Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Adalet Divanı'nda yaşananlar, ABD'nin Siyonist rejime tam desteğini ve ABD'nin değişmez konumunu kanıtlıyor. Aksa Tufanı, Batı'nın yalanını, ikiyüzlülüğünü ve aldatmacasını ortaya çıkardı. Bugün Siyonist düşmanın önünde iki seçenek var: Hamas'ın onayladığı, İsrail'in yenilgisi anlamına gelen öneriyi kabul etmek ya da yıpratma savaşına devam etmek.

Gazze'deki savaş durdurulana kadar işgal altındaki Filistin'in kuzey cephesine çözüm yok

Seyyid Nasrallah, Hizbullah'ın Siyonist düşmana yönelik operasyonlarını ve Lübnan direnişinin Filistin direnişine ve Gazze halkına verdiği desteği anlattı: ‘Lübnan cephesi sahada düşmana kendi denklemlerini dayattı, biz de Gazze'nin destek cephesiyiz. Lübnan'daki direniş Gazze Şeridi'ne destek vermeye devam edecek ve sahadan gelen verilere göre operasyonlarımız artıyor.

İşgal altındaki Filistin'in kuzeyindeki Siyonist yerleşimcilere, kabinelerine Gazze'ye karşı savaşı durdurmasını söylemelerini tavsiye ediyoruz. Lübnan Cephesi Gazze'yi desteklemeye devam edecek ve bu belirleyici net bir konu, Amerikalılar ve Fransızlar da bu gerçeği kabul etti.’

Lübnan'ın Gazze Şeridi'ne desteği hem nitelik hem de nicelik olarak devam ediyor ve biz de istediğimiz denklemleri kurarak Lübnan Cephesi'nin Gazze Cephesi ile bağlantılı olduğunu ve bunun belirleyici olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Amerikalılar Netanyahu'ya Gazze'de ateşkes olmadan kuzey cephesinde de çözüm olamayacağını bildirdi’

Batı ve Amerika, Lübnan'daki Suriyeli mültecilerin dönüşünü engelliyor

Hizbullah Genel Sekreteri, bugünlerde çok konuşulan Lübnan'daki Suriyeli mülteciler meselesine ilişkin açıklamalarda bulundu: Lübnanlılar arasında Suriyeli mülteciler meselesinin çözümü konusunda fikir birliği var ve parlamentonun önümüzdeki Çarşamba günkü oturumu Suriyeli mültecilerin durumuna ilişkin pratik önerilerin sunulması için bir fırsat olacak. Mültecilerin geri dönüşünden Amerika, Avrupa ve uluslararası toplum sorumludur. Amerika ve Batı, Suriye'ye dönmemeleri için mültecilere para veriyor.

Suriyeli mültecilerin geri dönüşüne zemin hazırlamak için bu ülkeye yardım edilmesinin ve ilk iş Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılmasının gerektiğini vurgulayan Nasrallah: ‘Suriye'ye yönelik yaptırımlar kalkarsa bu ülkenin durumu birkaç yıl içinde düzelebilir’ ifadelerini kullandı.

Seyyid Hasan Nasrallah Suriyeli mültecilerin gönüllü olarak Avrupa'ya gitmesi için denizi açmaya yönelik ulusal tutumunun benimsenmesi gerektiğini ve böyle bir karar alındığında tüm Batı’nın ve Avrupa’nın çözüm bulmak için Lübnan'a koşacağını belirtti.

‘Bize göre Suriyeli mülteciler sorununun çözümü, mültecilerin geri dönmesini engelleyen ABD'ye baskı yapmaktır ve Lübnan hükümeti, Suriye hükümetiyle ciddi şekilde görüşmelidir’ diyen Nasrallah:  ‘Eğer güç unsurlarına sahipsek koşullarımızı dayatabiliriz; Çünkü kuvvetin mantığından başka hiçbir şeyi anlamayan bir dünyada yaşıyoruz’ ifadelerini kullandı.

En Çok Okunan Batı Asya Haberler
En Önemli Batı Asya Haberler
En Çok Okunan Haberler