İRAN HİÇBİR ARAP ÜLKESİNE EL UZATMAMIŞTIR
Terörizm belasının ortaya çıkmasıyla batı ve Amerika Arap dünyasını harekete geçirdi ve terörizm batının Arap arenasındaki önceliği halini aldı. Böylece onlar bu durumdan ve bölgedeki araçlarından yani İsrail ve Türkiye’den faydalanarak bölgedeki hâkimiyetlerini sürdürmeyi amaçladılar.
Tesnim Haber Ajansı - Mısır’ın Haftalık dergisi “el-Usbu” Bayan Sena el-Said’in “Şaşkın Sürü” başlığıyla kaleme aldığı bir makale yayımladı. Bu makalede Arapların aynen şaşkın sürü misali acı gerçekler arasındaki şaşkınlığına değinerek Arap dünyasının komplo ateşleriyle dolu, savaşlara müptela olmuş, iç çatışmalara girişmiş, siyasi ve ekonomik krizlerle boğuşan, Arap ümmeti arasında ayrılıkların oluştuğu, kabilecilik ve mezhepçiliğin canlandığı ve terörizmin bölgede yayıldığı feci durumunu ölüm yatağına düşmüş hastaya benzetti.
Makalede şöyle geçiyor: Terörizmin ortaya çıkmasıyla batı ve Amerika bu hastayı harekete geçirdi ve terörizm batının Arap arenasındaki önceliği halini aldı. Böylece onlar bu durumdan ve bölgedeki araçlarından yani İsrail, Türkiye ve Fars Körfezi’ne komşu ülkelerden faydalanarak bölgedeki hâkimiyetlerini sürdürmeyi amaçladılar.
Bazı Arap ülkeleri diğer Arap ülkelerine karşı başlatılan savaşın öncüsü oldular. Defalarca Beşar Esad’ın görevi bırakması talebinin tekrarlanmasına rağmen Suriye gibi bir ülkede iç çatışmaları körüklüyorlar. Acaba bu ülkeler Esad’ın gitmesinin Suriye’nin çöküşünün başlangıcı ve mukaddimesi olduğunu bilmiyorlar mı?
Makalenin yazarı şöyle ekliyor: İlk defa kabilecilik bu denli hız ve şiddetle ilerledi ve öyle bir yere vardı ki İran’ın Arap ülkelere müdahale ettiği iddiaları ortaya atılarak İran ile Arap ülkeleri arasında çatlaklar oluşturuldu. Oysaki İran asla hiçbir Arap ülkesine elini uzatmamış ve hiç kimseye kılıç çekmemiştir. Dolayısıyla Araplar İran ile aralarında oluşan her türlü çatlağı kapatmalıdırlar. İran korkusu ve İran’ı bir tehdit olarak görmek Arapların faydasına değildir.
Yazar makalesinin sonunda Arap dünyasının bölgesel ve uluslararası arenadaki kötü durumunu ve zaafını nitelemek üzere Nizar Kabbani’nin bir şiirine atıfta bulunmuştur. Şiirde şöyle geçiyor: “Eğer bir gün Arapların öldüğü açıklanırsa; Onları nereye defnedecekler? Onlara kim ağlayacak? Hiç kimse kederlenmeyecektir. Kaddafi de doğru söylüyordu: Allah’a emanet ey Araplar ve Arapçılık!”
