AMERİKAN HÜKÜMETİNİN HİZBULLAH’A MALİ YAPTIRIM GİRİŞİMİ/ NEDEN?


AMERİKAN HÜKÜMETİNİN HİZBULLAH’A MALİ YAPTIRIM GİRİŞİMİ/ NEDEN?

Hizbullah, ‘düşman ekonomik savaşta da yenilgiye uğrayacak’ dedi

Tesnim Haber Ajansı - Hizbullah’a uluslararası finansman sağlanmasını engelleme yasasının Amerikan kongresinde, Amerika Cumhurbaşkanı Obama tarafından imzalanmasından bir yıl geçmesine rağmen, bu yılın ilk yarısında uygulanmaya başladı.

Amerikalı Cumhuriyetçi ve Demokrat iki senatör olan Marco Rubio ve Jeanne Shaheen birkaç gün önce Jack Lew ve John Kerry’den 2015 yılında imzalanan Hizbullah’a uluslararası finansman sağlanmasını engelleme yasasının tam manasıyla uygulanmasını istediler.

Bu iki senatör mektuplarının son kısmında Amerika Cumhurbaşkanı Barack Obama’ya hitap ederek, Obama Hükümetinin bir toplantıda, 2015 yılında imzalanan Hizbullah’a finansman sağlanmasını engelleyen yasanın uygulanması için yaptıkları çabayı ve Avrupa, Amerika, Arap müttefikleri ve Fars Körfezi ülkelerinin Hizbullah’ı terörist ilan etmek için ne tür eylemlerde bulunduklarını açıklamasını istediler.

Barack Obama, 2297 sayılı Hizbullah’ı terörist ilan etme yasasını 18 Aralık 2015’te imzalamıştı. Amerika Cumhurbaşkanı’nın onayından önce de bu yasa, kongrede oy birliği ile kabul edilmişti. Aynı zamanda Amerika Güvenlik Biriminin, o tarihten itibaren 120 gün içerisinde; Hizbullah tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen terörist eylemler, kara para aklama ve kaçakçılık olaylarını kongre ve cumhurbaşkanına bildirmesi gerekiyordu.

Şaşırtıcı olan nokta; parlamentodaki Lübnan Direniş Partisinin Lübnanlı yetkililerle, Amerika’nın Hizbullah’a karşı mali yaptırımlarına tepkisiyle eş zamanlı olarak, Lübnanlı iki banka, Amerika’nın Direnişe karşı gerçekleştirdiği mali yaptırımlarını başlattı.

LBC haber kanalı birkaç gün önce, Lübnanlı iki bankanın El Vefa Lil Mukaveme (Direnişe Vefa) partisinden iki milletvekiline ait hesabı dondurduğunu bildirdi.

Lübnan’ın El-Akhbar gazetesi de geçen hafta sitesinde; bu yasanın uygulanmasına dair resmi kararnamenin çıkartılmasından sonra, Amerika Hazine bakanlığı ve ona bağlı kurumlar bundan sonra bu yasanın uygulanmasını takip etmek ve kongreyi eylemlerinden haberdar etmekle sorumludur açıklamasında bulundu.

Amerika’nın bu yaptırım listesi, Hizbullah’ın üst düzey sorumlularını ve ona bağlı kurumları kapsıyor ve Hizbullah Genel Sekreteri Seyyit Hasan Nasrallah ve Direniş Komutanlarından Şehit Mustafa Bedreddin’in isimleri, Amerika’nın yaptırım listesinin başında yer alıyor.

Bu yaptırım listesi aynı zamanda; El-Menar kanalı, En-Nur radyosu ve birkaç kurum ve sözleşmeli şirket ve hatta bazı süpermarketleri de kapsıyor!

Bu konuyla ilgili olarak Lübnan’da birkaç gün önce bir haber yayınlandı, haberde Seyyit Muhammed Hüseyin Fadlullah’ın Behmen Hastanesi ve Yetimhanesi gibi hayır kurumlarında çalışanların hesaplarının kapatıldığı belirtildi. Özellikle fakir kimselerin yararlandığı ve genele hayrat olarak hizmet veren hastane çalışanlarının hesaplarını kapatmanın, toplu intikam alma ve bastırılmış duyguları tatmin etmekten başka bir anlamı yoktur.

Lübnan’daki; Amerika, Fransa gibi batı ülkeleriyle ortak bazı bankların tutumu ve Hizbullah’la doğrudan hatta dolaylı olarak ilişkisi bulunmayan kişilerin hesaplarının kapatılması, bölgedeki ve özellikle Lübnan’daki tüm Şiiler aleyhinde büyük bir komplonun kokusunu hissettiriyor.

Her ne kadar Amerika’nın Beyrut’taki büyükelçiliği yayınladıkları bildiride; Washington’un Lübnan bankalarının ve ekonomisinin zarar görmemesi ve masum insanların hedef olmaması için, Hizbullah’ı banka sistemlerinden silme konusunda dikkatli bir şekilde davranacağını açıklamasına rağmen, görünüşe göre bu iddia, slogandan öte bir şey değil. Hatta Suudi Arabistan için Lübnan’da oluşan coşku ve heyecan, direnişe karşı yeni bir cephe oluştuğunu ve bütün Lübnan halkından intikam almakta olduğunu gösteriyor.

Mevcut şartlarda, Amerika’nın Siyonist Rejim ve Al-i Suud’u hoşnut etmek için Lübnan’ı yeniden Şiilerin devlet dairelerinde, enstitülerde ve üniversitelerde bulunmadığı ve toplumun fakir ve işçi sınıfını oluşturduğu kırk yıl öncesine götürmeye çalıştığı görünüyor.

Son olayları dikkate alarak, Lübnan Göç Bakanı Alice Shabtani şunları söyledi: “Bütün Lübnan halkı, Amerika’nın bu yasasından zarar görmüştür. Çünkü bu günden itibaren, polis bütün Lübnanlıların başındadır ve sadece Hizbullah’ın zarar göreceği, doğru değildir çünkü bu yaptırımlar ve tedbirler bütün Lübnanlılar aleyhinde olacaktır.”

Buna bağlı olarak parlamentodaki direniş partisi, en son yayınladıkları bildiride şu ifadelerde bulundu: “Amerika’da en son imzalanan yasa sebebiyle, Lübnan bankaları Amerika’nın yasaları ve kurallarına mutabık bir şekilde faaliyet gösterecektir, merkez bankası ve birkaç bankanın da bu yasanın uygulanmasında paylarının oldukları bu durum, tam anlamıyla reddedilir ve kabul edilemez bir durumdur; çünkü bu yasa, ülkede iç savaş çıkarmanın peşindedir. Diğer bir yandan da Lübnan’ın mali ve para hâkimiyetini sınırlandırmaktadır.”

Daha önce de Seyyit Hasan Nasrallah, Lübnan bankalarına Amerika’nın emirlerine uymama çağrısında bulunmuştu. Hizbullah’ın, direniş önlemlerini uygulama ve yaptırımlarla mücadele tehdidinin ardından, Lübnan’ın birçok siyasetçisi ve sorumlusu, yapılan baskıların Lübnan ekonomisini ve banka sistemini zayıflatacağı ve paranın değerinin aniden düşeceği endişesi içerisindeler. Diğer bir taraftan, Hizbullah ve el-Emel hareketinin, seçimlerde Lübnan’ın güney ve kuzeyinde Şii şehir ve köylerde belediyeleri kazanmasıyla da bu durum daha da endişe verici olacaktır.

Amerikan hazinesinin Lübnan’da direnişe karşı mali yaptırımlarını takiben, Lübnan haber sitesi El-Neşre geçen hafta şunları yazdı: “Lübnan Bankalar Birliği Başkanı Francois Bassil Amerika’nın bu eylemine uyarak, en kısa zamanda Hizbullah’a karşı daha fazla yaptırım uygulayacağını ve Lübnan Bankalar Birliğinin, Amerika’nın Hizbullah’a karşı bu yaptırımlarını uygulaması için en kısa zamanda bir mekanizma oluşturacağını açıkladı.”

Bu bağlamda, Lübnan Merkez Bankası Başkanı Riad Selame’de geçen hafta, kendisinin Amerika’nın Hizbullah’a yeni yaptırım ve baskı politikalarıyla aynı yönde olduğunu göstermek için Amerika’nın, Hizbullah’a yaptırım yasasıyla uyum şekli hakkında bir genelge yayınladı.

Lübnan basını daha önce de Lübnan eski Başbakanı Fuad Sinyora’nın Amerika’ya gittiğini ve O’nun Amerikalı yetkililerle Hizbullah’a karşı yaptırımları artırmak için istişarelerde bulunduğunu açıkladı.

Lübnan Hizbullah’ı, birkaç ay önce Suudi Arabistan’ın lobiciliği ve bu ülkenin bazı yetkililere, uluslararası kuruluşlara ve bölge ülkelerine rüşveti ile medyanın baskısı altına girmiştir. Aynı geçen haftalarda dolarlarıyla ve bölgedeki Arap ülkelerine rüşvet vererek, Hizbullah’ı Fars Körfezi Arap İşbirliği Konseyinde terörist gruplar listesine koyduğu gibi. Bu eylemini güvenlik konseyinde de tekrarlamaya çalıştı ama bu girişimi bazı ülkelerin karşı çıkmasıyla başarısız oldu.

Öyle görünüyor ki, Siyonist Rejim ve onun arkasında Amerika, hem 1982 hem de 2006 yılındaki 33 günlük vahşi ve geniş kapsamlı savaşlarında direnişi ortadan kaldıramadılar. Bu yüzden de tıpkı askeri ve siyasi üst düzey yetkililerin itiraf ettiği gibi, IŞİD terör örgütünü meydana getirip, bu gruba askeri destek sağlamaya başlayarak, Irak ve Suriye’de binlerce kadın, çocuk ve masum insanların canını tehlikeye attılar. Onların evsiz kalmalarına ve göç etmelerine neden oldular ama sonunda IŞİD’e saldırma seçeneğini seçerek te bir yere varamadılar ve tam aksine Hizbullah’ın daha da gelişmesine ve güçlenmesine neden oldular.

Öyle görünüyor ki Amerika bu anlaşma maliyetini azaltmak için, İran’ a karşı yaptığı başarısız ekonomik yaptırım örneğini, bu kez de Hizbullah için uygulamak istiyor ve bu bağlamda, Hizbullah’ın ve destekçilerinin uydu kanallarını kestiler ve sonra da ekonomik yaptırım uygulamaya başladılar.

Her ne kadar Hizbullah, düşmanın bu savaşta da yenileceğini söylesede çok ağır bir savaşın yolda olduğu görünüyor.

En Çok Okunan Dünya Haberler
En Önemli Dünya Haberler
En Çok Okunan Haberler