Halep’ten İsrail’e Hizbullah’ın Savaşı


Halep’ten İsrail’e Hizbullah’ın Savaşı

Fars Körfezi sahilinden Amerika’ya kadar Hizbullah’ın zayıfladığını düşünen düşmanların aksine asıl düşman yani İsrail ısrarla direnişin gücüne vurgu yapıyor.

Tesnim Haber Ajansı - Lübnan’dan ve Fars Körfezi sahilinden Amerika ve batı ülkelerine kadar Hizbullah’ın düşmanlarının çoğu onun zayıfladığını ve ona ağır darbenin vurulabileceğini iddia ediyorlar. Ancak Hizbullah tek düşmanı İsrail, ısrarla Hizbullah’ın günden güne gelişen gücüne vurgu yapıyor.

 Hizbullah ve müttefikleri tamamen farklı düşünmektedirler ve şuna inanıyorlar ki; Hizbullah’ın şu anki durumunun gerçekten ayrıcalıklıdır. Elinde ileride İsrail ile çıkabilecek herhangi bir muhtemel savaşta kullanabileceği füzelerin bulunmaktadır. Suriye savaşı Lübnan topraklarının dışındadır ve şu anda Hizbullah’ı kucağına alan ortam ayrı değildir. Bir diğer nükte ise Hizbullah önemli bir bölgesel role sahip olmuştur. Şöyle ki İran bile bazı zor dosyalarda Hizbullah’a başvuruyor.

Ancak bu iki çelişkili görüş karşısında göründüğü kadarıyla ileri ki aşamalar, Hizbullah’a karşı baskıların artmasına gebedir.
 

Olaylar ve Sebepleri

Suriye’de savaşın başladığı andan itibaren Hizbullah ve İran kendilerinin de hedef alındıklarını hissettiler. Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, 6 Aralık 2011 yılında yani Suriye’de savaşın başladığı anda şu açıklamalarda bulundu: Suriye muhalifler konseyinin “Dib Galyun” isminde bir başkanı vardır. O, bir üniversite üstadıdır ve şöyle diyor: Eğer düzeni değiştirebilir ve Suriye hükümetini ele alabilirsek İran, Lübnan ve Filistin’deki direniş hareketleriyle yani Hizbullah ve Hamas ile irtibatımızı kesmek istiyoruz.

Hizbullah’ın içeriden, bölge ve uluslararası tarafından kuşatılması

İçeriden: İstifa eden Adalet Bakanı Eşref Refii’nin listesinin kazanmasıyla sonuçlanan kanıtları görmezden gelerek şu söylemek gerekir ki; Refii, batının ve uluslararasının Hizbullah ile mücadele etmek için tercihinin bir örneğidir. O, sürekli kuzey cephede Hizbullah ve Suriye nizamı karşıtı girişimlerde bulunmuştur. Hatta bu esnada Türkiye ve Fars Körfezi İşbirliği ülkelerinin mali desteğini de almış olabilir ve olmayabilir de. Sonuç olarak önemli olan konu, eğer ileride Hizbullah’a karşı baskılar azalacak olursa bu akımdan alternatif seçenek olarak faydalanılması için Rafii’nin listesinin son şehir konseyi seçimlerinde kazanmasıdır.

Bölgesel olarak: Arabistan, Hizbullah’ın karşısında yer almaktadır ve Hizbullah’ı terör listesine yerleştirme hususunda ülkelerden çoğunu yanına almayı başardı. Hatta Fars Körfezine komşu ülkelerde yaşayan Lübnanlıların çoğu Arabistan’ın kışkırtmalarıyla ihraç edildi.
Uluslararası alanda ise; Hizbullah’a karşı baskılar ve bankacılık ve ekonomik anlamda yaptırımlar uygulandı.

Hizbullah’ın gelecekteki Halep’ten İsrail’e karşı muhtemel savaşı

Hizbullah, İran ve Suriye’nin Halep’te zafere ihtiyaçları vardır. Ancak çatışmalar bazılarının tasavvurunun aksine zor ve karmaşıktır. Karşı taraf yeni teknolojilerle ve ağır bir şekilde savaşıyor. Ölüme hazır yüzlerce intihar eylemcisi vardır ve ekonomik ve askeri desteğe sahiptirler.

Bir soru: Acaba Batı, İsrail, Türkiye ve Fars Körfezine komşu ülkeler, Rusya’nın desteklediği İran, Suriye ve Hizbullah ekseninin Halep’teki zaferini kabul edecekler mi?

Eğer perde arkasında Amerika, Rusya, İsrail, Türkiye ve İran hatta Katar arasında “büyük bir anlaşma” sağlanırsa cevap evettir. Örneğin İran’ın İsrail’e karşı direnişten vazgeçmesi veya Suriye-İsrail müzakerelerinin temelinin atılması veyahut Kürt devletinin kurulmasından vazgeçilmesi veyahut da Hizbullah’ın rolünün sonlanması gibi.

Bütün bu seçenekler muhal gözüküyor. Ancak gerçek olan, Hizbullah’a karşı uygulanan bütün bu içsel, bölgesel ve uluslararası baskıların, en kötü öngörülerde İsrail’e karşı saldırı için bir ortamı hazırladığı veya İran’a, Suriye’ye ve Hizbullah’a bölünme aşamasına kadar Suriye’den geri çekilmeyi kabul ettirmek için bir plan olduğudur.

En Çok Okunan Dünya Haberler
En Önemli Dünya Haberler
En Çok Okunan Haberler