İran Bölgede Terörizmin En Ciddi Düşmanıdır/ Türkiye Yanlışlar Ateşinde Kendini Yakıyor
Mısırlı araştırmacı terörizm ateşiyle oynamanın Türkiye’yi tutuşturduğunu belirterek, “Eğer Ankara, İran gibi gerçek düşmanını belirlemiş olsaydı, kendini ve halkını terörizmden güvende tutardı.” dedi.
Tesnim Haber Ajansı - Mısırlı İslam araştırmacısı ve Mısır İslam Cemaati eski Başkanı Şeyh Ahmet Sobh basın mensuplarıyla yaptığı röportajda şunları söyledi: Vahhabilik her zaman, düşmanı dinin dışından değil içinden oluşturmaya çalışıyor.
Vahhabilik ve onun takipçileri, düşmanı İslam dininin içinden buldular ve sonuç olarak bizlerden bazılarımız din adı altında birbirimize düştük ve Müslümanların toplu katliamları için koalisyonlar kuruldu; bunların hepsinin asıl sebebi, Vahhabi düşünce ve onun tekfirci ve terörist gruplar arasındaki takipçileridir.
Türkiye terörizmin, tekfirci grupların ve terör uşaklarının destekçisidir ve bu gün sığındığı terörizmin ateşi Türkiye’yi yakmaktadır. Allah’ın yarattıklarıyla ilgili kanunu şudur; “kardeşi için kuyu kazan, o kuyuya önce kendi düşer.”
Eğer Türkiye İran İslam Cumhuriyeti gibi gerçek düşmanını tanımış olsaydı, kendini ve halkını terörizmin ve unsurlarının pençesinden kurtarırdı.
Suriye’de, halkın öldürülmesi, mülteci edilmesi ve yıkım gibi karşı karşıya olduğumuz bütün terör eylemlerinin arkasında Türkiye vardır ve Suriye’yi ortadan kaldırma planının asıl oyuncusudur.
Türkiye İslam ümmetinin hakiki düşmanı olan, Siyonist düşmanla ilişkilerini normalleştirdi ve Allah-u Teala bize, İslam ümmetinin gerçek düşmanıyla dost olmak isteyen tarafın kendisinde İslam ümmetinin asıl düşmanı olduğunu göstermek istedi.
Türkiye terörizmden güvende olduğunu sandı ama Vahhabilik din ve sınır tanımıyor ve dünyadaki bütün terörizmi destekliyor.
Mısırlı araştırmacı, Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkilerin 30 Haziran Mısır İnkılabından itibaren Ankara’nın, Mısır hükümetine karşı politikaları nedeniyle birçok gerginlikle karşı karşıya olduğunu belirterek şunları söyledi: “Türkiye kendisini tüm bölgenin vekili ve avukatı zannediyor ve milletlerin terör gruplarının pençesinden kurtulmak istemesine karşı.
Mısır toplumu da Erdoğan’ın terörizmi ve halkın sokaklara dökülerek yıktıkları İhvan-ı Müslimin’i destekleyen Mısır aleyhindeki politikaları ve açıklamalarını unutamaz.
Mısır, ılımlı ve Ehl-i Beyt (as)’ı seven bir ülke olarak resmi bir şekilde itidal ile düşman olamaz ve terörist düşünceleri güçlendirerek Vahhabiliğe hizmet edemez.”
