Bölgede Yaşanacak Siyasi Depremler Batı ve Arap’ı Esad’a Doğru Çark Ettirecek
IŞİD tehlikesinin Fars Körfezi Arap ülkelerine sirayet etmesi ve özellikle Arabistan olmak üzere bu ülkelerde terörist gruplara silah yardımının uzaması ve mali ve ekonomik gücünün yıpranması, bölgede siyasi bir depremi ve Beşar Esad’a yönelmeyi beraberinde getirecektir.
Tesnim Haber Ajansı - Suriye’deki savaştan beş yıl geçiyor ama her geçen gün düşmanın Suriye’deki hesapları daha fazla bozuluyor ve onların Suriye’yi bölme umutlarını yok ediyor. Öyle ki Batı ülkeleri de ılımlı siyasi ve askeri muhaliflerle Suriye hükümetine karşı bir zafer elde edemeyeceği sonucuna ulaştılar.
Fars Körfezi Arap ülkeleri şeyhleri, Mısır’da Mursi Rejimi ve Türkiye, Esad’ın en iyi ihtimalle 2 ay dayanabileceğini zannettiler ama durumun böyle olmadığını gördüler ve daha sonra bu süreyi biraz daha uzatarak, Ramazan Bayramı namazını Emevi Camiinde kılacağız dediler.
Bu şekilde Suriye’deki silahlı gruplara para, silah ve teçhizat aktarmayı bir yıl ve bir sonraki yıl olarak sürekli uzattılar ve onların Esad’ı devireceklerine dair belirledikleri tüm süreler hüsranla sonuçlandı ve artık sadece Suriye’de bir değişim yaşanmasını bekliyorlardı ama bu istekleri de gerçekleşmedi.
Bu yıllar içerisinde Cenevre Müzakereleri, İran İslam Cumhuriyeti ile Nükleer Anlaşma ve sonrasında Avrupa Güvenlik ve Parlamento Delegasyonlarının, Şam’a gerçekleştirdikleri ziyaret ve aynı zamanda Suriye Güvenlik Delegasyonlarının Rusya ve Amerika’ya ziyareti, Türkiye ve Rusya’nın barışı, Suriye Ordusunun Halep’te ilerleyişi, Esad devrilsin söylemlerinin sona ermesi gibi birçok gelişme yaşandı ve bunların hepsi mevcut siyasi duruma neden oldu.
Suriye’de Moskova ve Washington’un gözetimi altında yapılan anlaşmalar ve ateşkese rağmen hala savaşın durmadığı doğrudur ama siyasi atmosfer önemli olayların ve gelişmelerin yaşanacağını haber vermektedir.
Siyonist Rejime bağlı Telegraph Gazetesi yaşanan son siyasi gelişmeler hakkında şunları yazdı: “Arap ülkeleri IŞİD ile mücadelede askeri olarak Avrupa ve Amerika’ya güvenmemeleri gerektiğine inanıyorlar ve bu ülkeler Amerika ve bazı Avrupa ülkeleri liderliğindeki IŞİD’e karşı mücadeledeki uluslararası koalisyonun zayıf olduğunu düşünüyorlar. Bu yüzden de uluslararası koalisyonun IŞİD’e karşı mücadelede daha fazla bir müdahalede bulunması beklenmiyor.
Bu arada bazı Arap ülkeleri başkentlerinde, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’a ve onun IŞİD’e karşı askeri işbirliğine yönelik ambargoların kaldırılmasına dair daha önce duyulmamış ve kimsenin cesaret edemediği sözler işitiliyor ve bu da Beşar Esad’ın Suriye savaşının başından beri terörizm ve aşırıcılıkla mücadeleye ilişkin söylediği bütün sözlerin doğru olduğunu kanıtlıyor.”
Siyonist Gazetenin aktardıkları bir analizden ziyade açıklanmamış istihbarat niteliği taşıyor.
Arabistan son zamanlarda kendi tehdit fikrini IŞİD aracılığıyla yaymaya çalışıyor. Ama Birleşik Arap Emirlikleri Suriye krizi boyunca her ne kadar Arabistan’ın yanındaysa da, çoğu zaman Suriye ile bütün köprüleri yıkmamaya çalışıyordu. Bahreyn’in, Suriye karşısındaki duruşu ise Riyad’a bağlıdır ve bu durum, her ne kadar Arabistan kadar düşmanlık göstermese de Kuveyt için de geçerlidir.
Umman da birkaç defa Suriye krizinde bazı eylemlerde bulundu ama diğer şeyhlere göre daha ılımlıydı.
Bu yüzden Telegraph Gazetesinin aktardıkları, Fars Körfezi Arap ülkelerinin Suriye’de teröristlere sağladığı finansman ve silah yardımı nedeniyle yaşadıkları maddi zarar neticesinde perde arkasında bazı söylentilerin yaşandığını göstermektedir.
Teröristlere sağlanan silah yardımının süresinin uzaması, IŞİD’in Suriye’den Körfez Arap ülkelerine sızması ve birçok ülke için tehdit oluşturması, IŞİD’in Şeyhler için tehlikesini arttırdı. Bütün bunlar önümüzdeki dönemlerde bölgede siyasi depremler yaşanacağını ve Beşar Esad’a doğru yöneleceklerini göstermektedir.
