Edward Snowden’in Açıkladığı Belgelerde İngiltere’nin Yeşil Fitnedeki Parmağı
Edward Snowden tarafından yayınlanan belgeler, İngiltere İstihbarat Servisinin internet araçlarını kullanarak, 2009 yılında İran’da çıkan fitne ve huzursuzluğu alevlendirmeye çalıştığını ortaya koydu.
Tesnim Haber Ajansı - Bu belgelere göre; internet casusluğundan sorumlu ve Amerika Ulusal Güvenlik Ajansının kardeşi olan İngiltere Hükumeti İletişim Ofisi, İran’a odaklanması için özel bir ekip oluşturdu. Bu ekibin amaçları şunlardı:
*İran liderlerinin ve nükleer programın imajını zedelemek
*İran’ın nükleer programda kullandığı araçlara ulaşmasını engellemek ya da bu bağlamda sorunlar çıkarmak
*Casusluk operasyonları yapmak ve bilgi toplamak
*Sansürle mücadele
Snowden belgeleri; İngiltere İstihbarat Servislerinin sosyal mühendislik teknikleriyle, sosyal ağlarda sahte hesaplarla ve URL kısaltma sistemi aracılığıyla, muhalifleri cezp ve teşvik etmeye ve onlara bildirimde bulunmaya çalıştığını göstermektedir.
İran’da yaşanan huzursuzluklardan sonra bu sitelerin sosyal ağlardaki faaliyetleri yaklaşık sıfıra indi. Bu site Suriye’de huzursuzlukların başladığı ilk dönemlerde de yine faal oldu. Edward Snowden’in yayınladığı yeni belgeler; GCHQ kısaltmasıyla, İngiltere Hükumeti İletişim Merkezi olarak adlandırılan İngiltere İstihbarat Servis birimlerinden birinin, İran’da 2009 yılında cumhurbaşkanlığı seçimlerdeki ayaklanmalarda ve aynı zamanda 2011 yılında Arap ülkelerinde başlayan İslami uyanışta, internet aktivistleri üzerinde etki bıraktığını ortaya koymaktadır.
İngiltere Hükumetinde bir istihbarat merkezi olan, İngiltere Hükumeti İletişim Merkezi (GCHQ), casusluk ve askeri operasyonlardan ve ülkedeki bilgileri korumaktan sorumludur. Bu kurumun merkezi Chetenham’da bulunmaktadır.
Ortak Tehdit Araştırma İstihbarat Grubu (JTRIG) olarak adlandırılan bu merkezin özel şubesi, çok gizli belgelerin sızdırılmasının ardından tanındı. Bu şube honeypot (bal küpü) olarak adlandırılan taktiklerle anonymous (hacker grubu) ve diğer gruplar gibi internet forumlarına girerek, onların faaliyetlerinde değişiklik yapmaya çalıştı.
Bu grubun Hackerlara karşı yürüttükleri faaliyetler daha önce belirtilmişti ama bu grubun özellikle İran olmak üzere Ortadoğu ülkelerine nüfuz etme çabaları daha önce asla açıklanmamıştı.
Bu özel casusluk birimi, uluslararası hedefi olan bir operasyon grubu olup, sonraları İran için özel bir ekip oluşturmuştur. Edward Snowden tarafından yayınlanan bu belgelerin bir bölümünde şunlar yer almaktadır: ‘İran özel ekibi şu an, İran’ın nükleer programında etki bırakabilmek için; 1- İslam İnkılabı Rehberi’nin ve nükleer programının imajını zedeleme, 2- İran’ın nükleer programda kullandığı araçlara ulaşmasını engelleme ya da bu bağlamda sorunlar çıkarma, 3-Casusluk operasyonları yapma ve bilgi toplama, 4-Sansürle mücadele’ yollarıyla faaliyet göstermektedir.’
Bu belgelerin devamında İngiltere Özel İstihbarat Biriminin hedefine ulaşmak için, “sosyal ağlarda sahte hesap oluşturma, Youtube’a video yükleme, özel bilgiler ve faaliyetleri bildirmek için Facebook’ta gruplar oluşturma” gibi kullandığı yöntemlerin ayrıntıları açıklanmıştır. Bu taktiklerin birçoğu çoğunlukla URL kısaltmalı sosyal ağ kullanıcılarının hesaplarında oldukça açıktır.
Özel istihbarat birimleri sosyal ağlarda sahte hesapları yönettikleri zaman, sadece belirli sayıda ve tamamen aynı içerikte kullanıcı hesapları oluşturabilir ve sadece belirli bir sürede ve sırf İngilizce olarak faaliyet gösterebilirler. Yayınlanan belgelerde bu gizli istihbarat servislerinin operasyonlarını uygulamada karşılaştıkları zorluklardan da bahsediyor. Bu zorluklar; iki ya da üç sahte hesabı korumanın zorluğu ve dil danışmanlarına ulaşmanın kısıtlı oluşu gibi konuları kapsıyor.
Bu belgelerde ‘Online insani operasyonlar ve özel istihbarat birimlerinin etki bırakabilmesi için davranış bilimleri desteği’ başlığı ile Suriye’deki Twitter etkinlik hesaplarında da yapılan çalışmalar da İran’daki hesaplarda olduğu gibi, hükumetin internet sansürünü kaldırmak için gerekli şartları oluşturma hedefiyledir, ifadeleri yer aldı.
Bu belgelere göre; Araplara Suriye hakkında verilen talimatlarda, okurları uydu üzerinden internete bağlanmaya yönlendiriyorlardı ve okuyuculardan engellenmiş sayfalar için filtre kırıcı kullanmaları istendi ve aynı zamanda bu şekilde internetten daha güvenli bir şekilde yararlanacakları iddia edildi.
2009 yılında Ahmedinejad’ın ikinci kez Cumhurbaşkanlığına seçilmesine itiraz eden ve seçime hile karıştırıldığını düşünen muhalifler kısa süre içerisinde sokakları doldurarak büyük kalabalıklar oluşturmuşlardır. Muhalif aday Mir Hüseyin Musavi'nin destekçilerinin sokaklara dökülmesinin ardından çeşitli çatışmalar yaşanmıştı. Daha sonra bu sokak hareketinin arkasında batılı güçlerin olduğu ortaya çıkmıştır.
