FETÖ Darbe Girişiminin Amacı/ Ne İstedi De Olmadı


FETÖ Darbe Girişiminin Amacı/ Ne İstedi De Olmadı

15 Temmuz gecesi FETÖ tarafından yapılan girişimin üzerinden günler geçmesine rağmen tartışmalar bir türlü bitmek bilmiyor. Herkes ne olduğunu, nasıl olduğunu anlamaya çalışıyor sürekli yeni senaryolar yazılıyor. Özellikle Gülen’in hükümeti ele geçirmek amacıyla bu girişimi yaptığı söyleniyor. Gerçekten FETÖ ülkeyi ele geçirmek için mi böyle bir girişimde bulundu, yoksa başka bir amacı mı vardı?

Tesnim Haber Ajansı - Düşünün bir örgüt ki ülkenin tüm kurumlarını ele geçirmiş; hükumette, istihbaratta, adalette, emniyette, sağlıkta, ekonomide, eğitimde, sporda, medyada…. aklınıza gelen tüm alanlarda kendi adamlarını yerleştirmiş istediği her şeyi yapabiliyor. Ülke içerisinde olmadığı alan yok. İstediğini istediği yere getiriyor, istediğini çeşitli entrikalarla, komplolarla görevden uzaklaştırıyor hatta istediğini öldürtüyor. Ee o zaman sormazlar mı ya bu adam neye sahip değil, ne istedi de olmadı, ülkenin içinde her şey bunun emrinde değil miydi, niye böyle bir girişimde bulundu, her olayda olduğu gibi planların tutmaması ihtimaline rağmen niye böyle bir intihar girişiminde bulundu?

Siz sahibi olduğunuz bir şeyi ele geçirmek için bir darbe girişiminde bulunmazsınız değil mi?

Darbe girişiminden sonra tutuklamalara, görevden uzaklaştırmalara, kapatılmalara bakıyorum da (70 binin üzerinde devlet memuru grevden uzaklaştırıldı, tutuklandı ve hala devam ediyor…) ülkenin içi zaten Gülen örgütününmüş. Ne gerek varmış böyle bir işe. İşte asıl soru ve cevap burada karşımıza çıkıyor. Gülen içeriye bu kadar hakimken neden böyle bir girişimde bulundu, amacı neydi?

Eğer olaya geniş bir çerçeveden bakacak olursak bu girişimin içeriyi ele geçirmek olmadığı anlaşılmaktadır. Asıl amacın dışarısı olduğu rahatlıkla söylenebilir. Bu yapılanmanın asıl hedefi Türkiye’nin dışını ele geçirmektir. Yani efendilerin hizmetinde olması gereken dış politikasını ele geçirmek amacıyla yapılan bir girişimdir. Delillerinde sunalım. Coğrafyaya baktığımızda emperyalist güçlerin, Batı Asya coğrafyasını sömürmeye başladıkları günden bu güne hükumetler üzerinde hakimiyet kurmaya çalıştıkları görülmekte ve böylece bölgeyi kendi hizmetlerinde olan hükümetler aracılığı ile sömürmekteler. Kendi hizmetleri dışında olan hükumetleri çeşitli yollarla iktidardan uzaklaştırmakta ve yok etmektedirler. Son dönemlerde yaşanan olaylar incelendiğinde bunu açık bir şekilde görebiliriz. Amerika demokrasi götürmek bahanesiyle coğrafyada yer alan hangi ülkeye gittiyse o ülkeye perişanlık ve sefaletten başka hiçbir şey götürmedi. Irak’a girmesiyle Saddam rejimini devirip ülkede demokrasiyi sağladığını iddia eden emperyalist devletler, bu gün Irak’ı sefalet içinde bırakmış kendi ordularıyla ülkeyi mahvettikleri yetmemiş gibi bu gün IŞİD terör örgütünü ülkenin başına bela etmişlerdir. Yine Arap Baharı adı altın da Libya, Tunus, Mısır gibi ülkelerde demokrasi sloganıyla yıkımlar yapmışlardır. Libya’da Kaddafi’yi deviren Amerika bu gün ülkeyi işgal etmek için kendi ordusunu gönderiyor. Mısırda seçimle başa gelmiş Mursi yönetimi karşısında darbe yaptırarak kendi hizmetinde olan Sisi’yi iktidara taşımıştır. Aynı senaryoyu bölgenin diğer ülkeleri üzerinde de oynamaya çalışmaktadır. Suriye ve Irak’ta yaşananlar bunun birer örneğidir. Yine Yemen, Bahreyn ve Lübnan’da yaşananları da bu bağlamda değerlendirmek gerekir.  Bunu tam tersine bakalım emperyalistlerin hizmetinde olan Arabistan, Kuveyt gibi ülkelerde hiçbir şey olmaması da bu durumun kanıtlarından biridir.

İşte bu olaylara baktığımıza bu darbe girişiminin ne için yapıldığını anlamak daha kolay olsa gerek. Olaya nerden bakarsak bakalım bunun dış güçlerin bir planı olduğunu göreceğiz. Bu girişimin planlayanlarının amaçları Türkiye’de içeriyi ele geçirmek değil dışarıyı ele geçirmektir. Sulta sisteminin yöneticileri, emperyalist sömürgenin çıkarları dışında ne zaman bir adım atılsa, emperyalizm karşısında bir girişimde bulunulsa mutlak surette cevabını vereceklerdir. İşte Türkiye’de olanlarda tam budur. Türkiye emperyalistlerin amaçları dışında bir yönelimde bulunmasının cevabını aldı. Çünkü Türkiye bölgede Müslümanlar arasında bir çıkış yakalamış lider olma hayalinin gerçekleşebileceğine inanmış ve bu çerçevede eksen değişikliğine yönelmişti. Bu yönelme Türkiye’yi Batı Asya sisteminin içine çekmekte, Türkiye’ye önemli bir rol vermekteydi. Bu darbe girişimiyle Türkiye’nin dışını ele geçirerek; Irak, Suriye bölünecek İran’la savaşılacak, Türkiye topraklarından da bir bölüm alınarak İsrail’in dostu olan Siyonizm hizmetinde bir Kürt devleti kurulacaktı ve İsrail’in Arz-ı Mev’ud planı gerçekleşecektir. Darbe girişimi başarısız oldu diye her şey bitti zannetmeyelim, bu planı yapanlar hedeflerine ulaşıncaya kadar durmayacaklarını bilmemiz gerekir.

Şimdi ne yapmalı? Ya bu sisteme karşı olup bağımsız bir devlet olmalı ki bu da direnişe katılmakla, Batı Asya sistemi içerisine girmekle sağlanabilir, ya da bu sisteme boyun eğip efendilerin hizmetine girecek ve diğer köle ülkeler gibi darbesiz, sorunsuz bir ülke olarak devam edilecek.


Adem Namlı

En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler