İran İslam Cumhuriyeti İçin Bölgenin Güvenliği, Ulusal Güvenliğin İlkesi ve İhtiyacıdır
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevat Zarif: Bölge, stratejik bir değişimle karşı karşıya olduğunu hissetmektedir ve biz mevcut şartlarda çok hassas bir durumda olduğumuzu dikkate almalıyız.
Tesnim Haber Ajansı - İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevat Zarif bu sabah Resulzade Kültür Merkezindeki konuşmasında bazı bölge hükümetlerinin başarısızlıklarına ve Nükleer Anlaşmanın Ortadoğu’daki başarılı etkisine değinerek şunları söyledi: Bu gün bölgedeki bazı diktatör hükümetler Nükleer Anlaşmayla birlikte Batının kendileri üzerindeki koruma şemsiyesinin çöktüğünü zannettiler ve bu yüzden de İran’a karşı intihar politikalarına yöneldiler.
Son yıllarda bölge ülkelerinde yaşanan gelişmeler ve bu gelişmelere yöneticiler tarafından uygun cevaplar verilmemesi, aydınlar ve Arap dünyasındaki kitleler arasında ümitsizliğe neden oldu ve bu zaafı kapatmak için insanları ve aydınları etnik ve aşiret ihtilaflarına doğru saptırmaya çalıştılar ve çalışıyorlar. Bu eylem umutsuzluktan doğan bir eylemdir.
Onlar bu gün çok önemli bir sorunla karşı karşıyalar ve bu sorun, İran tarafından karşılaştıkları bir sorun değil; kendi bölgesel, uluslararası ve iç sorunlarıdır.
İran İslam Cumhuriyeti için bölgenin güvenliği, ulusal güvenliğin ilkesi ve ihtiyacıdır. Bu yüzden bölgeyi tehdit eden tehlikeler bir iç risk oluşturmaktadır ve onlar bu riski, İran tarafındanmış gibi göstermeye çalışıyorlar.
Geçtiğimiz birkaç yıl boyunca bölgede ve dünyada bölgesel tehdit sayılabilecek birkaç stratejik olay meydana geldi; ilk olarak, Batının Ortadoğu’nun petrolüne olan ihtiyacı azaldı ve onlar Shell Oil’e yöneldiler. İkinci tehlike ise, Pasifik Okyanusu gibi diğer bölgelerdeki tehlikenin merkezinin değişerek, Doğu ve Batı Asya’da daha ağırlıklı hale gelmesidir. Bu konu bölgede istikrar imkânı bulunmayan ülkeleri endişelendirdi ve yine bu konu onların siyasi kararlarını akıldışı eylemlere yöneltti.
Onlar bu karmaşık durumdan kurtulmak için bir şekilde kendilerini destekleyen tarafı bölgede kalması için ikna etmeye çalışıyorlar.
Bölge, stratejik bir değişimle karşı karşıya olduğunu hissetmektedir ve biz mevcut şartlarda çok hassas bir durumda olduğumuzu dikkate almalıyız. Bizim kötülüğümüzü isteyen kişiler boş oturmayacak, planlar ve harcamalar yapacaktır. Arabistan’ın geçen yıl kamu diplomasisi için yaptığı harcamayı, biz İnkılabın ilk yılından bu güne kadar bile kullanmadık ve gelecek yıllarda da bu rakama ulaşamayız. Kötülüğümüzü isteyenler stratejik bir başarısızlık içerisindedirler.
Unutmamalıyız ki sebepsiz iç meselelerle uğraşmak karşı tarafa yeniden planlar yapma fırsatı verecektir.
