Tesnim Haber Ajansı - Donald Trump’ın seçimlerden zaferle ayrılmasının beklenmedik bir durum olduğunu belirten Tizyana Çavardini yazısının devamında; “Kabul etmeliyiz ki ABD seçimlerine dair İtalya’da yapılan tüm analizler Hillary Clinton üzerine yoğunlaşmıştı. Ve biz bu anlamda hatalı bir analiz yaptık. Ancak görmekteyiz ki bugün dünyanın en zengin insanlarından birisi Amerika Birleşik Devletlerinin yeni Başkanı olmuş durumda. Bu saatten sonra Donald Trump’ın deli oluşu veya İslam karşıtı olmasının herhangi bir önemi yoktur.
İtalyalı bazı siyasetçiler ve medya kuruluşları ABD seçimlerini Hillary Clinton’un eski bir CIA çalışanı olması ve Dışişlerinde görev almış olması nedeniyle kazanacağını düşünmekteydiler. Kabul etmeliyiz ki dünya Başkanlık makamı ile yönetilmektedir. Ancak biz bugün Amerika’nın yeni Başkanı hakkında kendi özel yaşantısı dışında çok az bir bilgiye sahibiz.
Amerika kendi siyasi tarihi içerisinde ilk defa hiçbir siyasi ve askeri tecrübeye sahip olmayan bir Başkan ile karşılaşmıştır. Trump’ın seçimleri kazanması siyasi bir ihtilafın sonucu değil, toplumda orta sınıf içerisinde yaşanan uzun süreli sorunlar nedeniyle oluşan tabakalaşma ile ilgilidir. Orta sınıftan kastım ise az bir akademik tahsil ile Amerikan rüyasını gerçekleştirmek için ABD’li olan kesim için geçerlidir. Bunun sonucunda ise Cumhuriyetçiler mecliste ve CIA’de çoğunluğu ellerinde tutmayı başarmıştır. Bugün 1928 tarihinden bu zamana kadar ilk defa gerçekleşen şey Trump’ın sadece Hillary Clinton karşısında zafer elde etmesi değil kendi partisi içerisinde de belli gruplara karşı üstünlük sağlaması olmuştur.
Hızlı bir şekilde Amerika’da büyük değişimler göremesek de Batı Asya’da önemli değişimlerin yaşanacağını açık bir şekilde anlamaktayız.
Amerika’nın Batı Asya’da kalıcı olan tek politikası İsrail ve Suud rejimlerinin güvenliği olmuştur. Ancak ABD’nin bu iki rejimi koruması eskisi kadar kolay olmayacaktır.
Donald Trump IŞİD terörünü bitirmek istediğini söylemişti. Bunun sonucunda ise Rusya, İran ve Hizbullah ile ittifak yapmak zorundadır. Bu anlamda Amerika özellikle Suriye sonuna ilişkin Rusya ile daha samimi ve kalıcı bir dostluk arayışına girebilir.
Avrupa için ise durum ölçülemez ve tehlikeli olarak değerlendirilmektedir. İtalya Rusya ile yapılan birçok projesini iptal ederken Donald Trump dönemindeki ABD dış politikası birçok kesim için uyarı niteliğinde olacaktır.
Ben, Donald Trump’ın seçim kampanyasındaki açıklamalarına nazaran İslam dünyası ile işbirliği yapmaya çalışacağını düşünüyorum. Özellikle Müslüman coğrafyasından çıkan terörizm ile mücadele noktasında bu işbirliğini “İslam, barış demektir” sloganı ile güçlendirir ise kendisinin iktidarı da daha uzun süreli olacaktır.”