Toplum Muhendisliği Üzerine


Toplum Muhendisliği Üzerine

ülkemiz birçok toplum mühendisliği olayıyla karşı karşıya kalmıştır. Bunlardan en belirgin olanı ise 1980 darbesi öncesinde yaşanılan sağ- sol gruplaşması olarak karşımıza çıkmaktadır. Önceki yıllarda daha çok siyasi alanda uygulanan bu yöntem son yıllarda siyasete ek olarak toplumun ahlak, yaşam ve alışkanlıkları üzerinden de yürütülmektedir.

Tesnim Haber Ajansı - Toplum mühendisliği tabiri en basit açıklamasıyla kitlelerin veya kişilerin psikolojik olarak bilinçaltını etkileme ve yönlendirme çabası olarak tanımlanabilir. Özellikle 20. yüzyılın gelişen teknolojik yapısıyla birlikte siyasi yönetimler ve fikir akımlar insanları kendi inandıkları doğrulara yönlendirme adına bu propaganda yöntemine başvurmuşlardır.
Geçtiğimiz yüzyıla kısaca göz attığımızda ilk olarak Bolşevik ihtilalı daha sonraki dönemlerde Nazi Almayası toplumları yönlendirme adına bu propaganda yöntemine başvurmuştur. Soğuk savaş döneminde ABD ve SSCB birbirlerine karşı yürüttükleri siyasi strateji aracı olarak bu yöntemi kullanmışlardır. Emperyalizmin en önemli temsilcilerinden olan bu ülkeler sömürge alanlarında yaşayan insanları kendi hâkimiyet yöntemlerinin doğruluğuna inandırmak için toplum mühendisliği/ zihin mimarlığı faaliyetlerini fazlaca kullanmışlardır.
Her siyasi, dini ve ideolojik fikrin yayılma çabasında bu yöntemi kullanması üzerine bizde bu konuyu kısaca ele alarak değerlendirmek istedik.
Fikirlerin kendi haklılıklarını insanlara ispat için öncelikle toplumun alt tabakalarında fikir üretme eğiliminden yoksun olan kitlelerin zihin yapısını etkilemeye yönelik çabaları son sürat devam etmektedir. Geçtiğimiz asrın başlarından beri bu propaganda yöntemi için ilk aşamada gazete ve dergiler kullanılırken daha sonraki dönemlerde radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçları kullanılmaya başlanmıştır. Son 30 yılda ise internetin gelişim aşaması ve kitleleri etkileme potansiyelinin artmasıyla toplum mühendisliği için kullanılan en etkin araç olmuştur.
Televizyon kanalları ve bu kanallarda yapılan programlar toplum zihin yapısı üzerindeki etkinliğini devam ettirmektedir. Ülkemizde son yıllarda yapılan programlar ve dizilerin toplum ahlak yapısı üzerindeki etkisi herkesin bildiği konuların başında gelmektedir. Toplum bu tür programlardan şikâyet etse bile ülke genelinde en fazla izlenilen programların başında bunlar gelmektedir. Buradan da anlaşıldığı üzere toplum mühendisleri toplumu etkilemenin her yönünü ustalıkla kullanmaktadır.
Son yıllarda sosyal medya ağları toplum zihin yapısının yönlendirilmesi açısından en etkili araç olurken bu ağlarda etkin olan kişiler ve gruplar yönlendirici etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Sanal âlemin (Facebook, Twitter, Instagram vs.) siyasi erkler ve fikir akımları arasında propaganda savaşının yaşandığı en geniş ve etkin saha olduğu düşünülürse bu iletişim araçlarını nitelikli kullanmanın önemi de dikkate değer bir diğer konu başlığı olarak önümüzde durmaktadır. Toplum mühendisliği konusunda entelektüel kimliğine sahip etki alanı geniş olan kişilerin fikri yapılarının etkinliği kitleleri etkilese de fikirlerin beyanı konusunda kullanılan üslup çok önemli bir yer arz etmektedir. Entelektüel kimlik, bu kimliğin kullanımı ve nitelikleri farklı bir konu başlığı olmasından dolayı o konuya girmeden toplum mühendisliği konusunda devam edeceğim.
Toplum mühendisliği konusunda temel faktör insanları kendi fikirlerine ikna etme ve senin fikrini savunan insan sayısını arttırmaktır. Bu sebeple toplum mühendisleri çoğu zaman kendi özgün fikirlerinin beyanı yerine ilişkili oldukları kaynakların söylemlerini yaymaya çalışmakta ve bu durum toplum zihninde doğru/ yanlış karmaşasının yaşanmasına sebep olur. Böylece insanları kendi fikirlerine çekemeseler bile en azından başka akımları kolayca kabullenmelerine engel olunmuş olur. Nitekim Julien Benda, entelektüelleri siyasi ilişkileri sebebiyle gerçeğin bekçileri olma rolünden vazgeçmelerini sert dille eleştirmekte ve “Bence yaşadığımız çağ, gerçek manasıyla siyasal nefretlerin entelektüellerce kurumsallaştırılmasıdır.” demektedir.
Sonuç olarak, ülkemiz birçok toplum mühendisliği olayıyla karşı karşıya kalmıştır. Bunlardan en belirgin olanı ise 1980 darbesi öncesinde yaşanılan sağ- sol gruplaşması olarak karşımıza çıkmaktadır. Önceki yıllarda daha çok siyasi alanda uygulanan bu yöntem son yıllarda siyasete ek olarak toplumun ahlak, yaşam ve alışkanlıkları üzerinden de yürütülmektedir. Bu noktada özellikle genç beyinlerin gerçeği anlama/ kavrama yetisi törpülenmekte ve bu şeklide toplumlar yaşanılacak olayların sindirimi için hazırlanmaktadır.

Serdar Gündoğdu

En Çok Okunan Yaşam/Kültür Haberler
En Önemli Yaşam/Kültür Haberler
En Çok Okunan Haberler