Trump’ın Müslümanlara Karşı Aldığı Karar, ABD Anayasasına Ve Cenevre Sözleşmelerine Aykırıdır


Trump’ın Müslümanlara Karşı Aldığı Karar, ABD Anayasasına Ve Cenevre Sözleşmelerine Aykırıdır

Avusturya Uluslararası Siyaset Enstitüsü Başkanı, Trump’ın Müslümanlara karşı aldığı kararın Amerika Anayasasına ve Cenevre Sözleşmelerine aykırı olduğunu söyledi ve Amerika Başkanının aldığı bu kararın Amerika’daki Müslümanların itibarını arttıracağını ve birçok Avrupalının da bu karara karşı çıktığını belirtti.

Tesnim Haber Ajansı - Donald Trump 20 Ocak’ta Başkanlık koltuğuna oturduktan sonra tartışma yaratacak birçok yasa çıkararak uluslararası toplumu şoka ve hayrete düşürdü.

Amerika Başkanının ülke içerisinde ve uluslararası toplum arasında birçok itiraz ve eleştirilere neden olan çıkardığı yeni kararlarından biri, Libya, Suriye, İran, Irak, Sudan, Somali ve Yemen olmak üzere geneli Müslüman olan yedi ülke vatandaşlarının Amerika’ya girişini yasaklayan karardır.

Amerika Büyükelçiliğinin Tel Aviv’den Kudüs’e taşınması planı da Amerika Başkanının seçim kampanyalarında vaatte bulunduğu tek taraflı kararlardan biridir. Mevcut şartlarda birçok analist Trump’ın bu acelece ve tedbirsizce aldığı kararlar gölgesinde Amerika’nın İslam Dünyası ve Avrupa ile gelecekteki ilişkileri konusunda endişe duyuyor.

Tesnim Haber konuyla ilgili olarak Avusturya Uluslararası Siyaset Enstitüsü Başkanı Heinz Gärtner ile bir röportaj gerçekleştirdi.

Trump’ın Müslümanlara karşı aldığı bu karar, Amerika Anayasasına ve Cenevre Sözleşmelerine aykırıdır

Heinz Gärtner, Amerika Başkanının Müslüman yedi ülke vatandaşlarının Amerika’ya girişini yasaklayan kararı hakkında şunları söyledi: ‘Trump seçim vaatlerinden birini gerçekleştirdi. O seçim kampanyaları döneminde Müslümanların Amerika’ya girişinin yasaklanmasından bahsetmişti. Trump’ın bu kararı bir mezhep grubu ve bazı ülke vatandaşları ile ilgilidir ve azınlık Hristiyanlar bu kararın dışında tutulmuştur.

Trump’ın bu kararı sadece Amerika Anayasasına değil, Cenevre Sözleşmelerinde de aykırıdır ve liberal Amerikan toplumu iddiasını sorgulatmaktadır.

Amerika’da ırk ayrımının geçmişi

İkinci dünya savaşı döneminde de böyle bir olay yaşanmıştı ve o dönemde Amerika, Japonya doğumlu bütün kişileri kamplarda gözaltına almış ve cezalandırmıştı. Onlardan 150 bin kişi Amerika vatandaşlarının %65’ini oluşturuyordu. Amerika daha sonraları yaptığı bu eylemeden dolayı özür diledi.

Trump seçim kampanyalarında seyahat yasağı planı ile ilgili olarak radikalizmin incelenmesinden bahsetti. Bu ifadeler, Amerika karşıtı faaliyetler komitesini kuran Senatör McCarthy dönemini hatırlattı. Bu komite 50 ve 60’lı yıllarda sözde komünist faaliyetleri tespit etmek için kurulmuştu ama bütün eleştirel görüşleri komünistlik olarak değerlendirdi ve bu planda bütün yabancılara ayrımcılık yapıldı.’

Heinz Gärtner, röportajının devamında Amerika’da 11 Eylül 2001 yılında yaşanan saldırıları gerçekleştirenlerin, Amerika’nın kendi belgeleri ve kanıtlarında ifade ettiği gibi Arabistanlılar olmasına rağmen, bu ülkenin neden Trump’ın giriş yasağı getirdiği ülkeler listesinde yer almadığına değinerek şunları söyledi: ‘Trump’ın bu kararıyla İslam Dünyası ayrım ve bölünme ile karşı karşıya kaldı ve bütün Müslümanların Trump’ın aldığı karar kapsamına girmediği düşüncesi ortaya çıktı. Aslında Amerika’nın yeni Başkanı, özellikle Amerika için ekonomik menfaatleri olan ülkeleri destekleyeceğinin sözünü verdi.’

Avrupalıların büyük çoğunluğu Trump’ın Müslümanlara karşı aldığı bu karara karşı çıkıyor

Gärtner röportajının devamında, ‘siz Trump’ın bu eylemi karşısında Avrupa Birliğinden nasıl bir tepki bekliyorsunuz?’ sorusu üzerine şunları söyledi: ‘Avrupalıların büyük çoğunluğu Trump’ın bu eylemini reddetmektedir.

Amerika dünyada liberal düşüncenin destekçisi ve dayanağı olamıyorsa, bu görevi Avrupa Birliği almalı, din ve mezhep özgürlüğünü vurgulamalı ve üniversite öğrencileri, öğretim üyeleri ve akademisyenler olmak üzere Trump’ın bu kararının etkisi altında klan kişilere seyahat imkânı tanımalıdır.

Büyükelçiliği Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma kararı, Filistinlilerin durumunun Trump için önemli olmadığını gösteriyor

Heinz Gärtner, Amerika Başkanı’nın Amerika Büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma kararı hakkında şu ifadelerde bulundu: ‘Bu öneri Binyamin Netanyahu’nun çok hoşuna gidecektir. Bu karar, Trump’ın Filistinlilerin durumu ve şartlarıyla ilgilenmediğini ve iki devlet çözüm yolunu reddettiğini gösteriyor.’

Trump’ın kültür-mezhep savaşı radikallerin lehinedir

Heinz Gärtner, röportajının sonunda, ‘Trump Başkanlığındaki Amerika’nın gelecekte İslam Dünyası ile ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusuna şöyle yanıt verdi: ‘Trump bu şekilde bir mezhep ve kültür savaşı başlattı ve bu savaş batı ve İslam Dünyasındaki bağnaz ve radikal kişilerin lehindedir ve onlar tarafından suiistimal edilecektir. Bu durum aynı şekilde açıkça Amerika toplumunda da hissedilecektir.’

Trump’ın bu kararı gölgesinde Amerika’daki Müslümanların itibarı artacaktır

Heinz Gärtner Amerika toplumunda Trump’ın bu kararına karşı verilen güçlü tepkileri ve protestoları olumlu bir gelişme olarak değerlendirerek, ‘istatistikler Müslümanların itibarının arttığını ve halkın yaklaşık %70’inin Müslümanlar hakkında olumlu görüş belirttiğini gösteriyor’ dedi.

En Çok Okunan Röportaj Haberler
En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler