Amerika El-Sisi’yi Bölgedeki Bir Numaralı Adamı Haline Getiriyor
Mısır Cumhurbaşkanı El-Sisi Washington’a gerçekleştirdiği ziyaretten Amerika’nın bir numaralı adamı olarak dönüyor ve bu şekilde Arabistan’ın Arap dünyasında ilk rolü oynanma hayalleri suya düşüyor.
Tesnim Haber Ajansı - Rey El-Yevm Gazetesi Baş Editörü Abdel Bari Atvan kaleme aldığı yazısında Donald Trump’ın Mısırlı mevkidaşına yönelttiği iltifatlara değinerek şunları yazdı: ‘Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El-Sisi Washington ziyaretinden Amerika’nın bölgedeki bir numaralı adamı olarak dönüyor ve böylece Arabistan’ın Arap dünyasında ilk rolü oynama hayalleri suya düşüyor.’
Beyaz Saray’da El-Sisi’ye yapılan övgü ve iltifatlar
Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat döneminde 1978 yılında Camp David Anlaşması imzalandığı günden itibaren hiçbir Arap liderine Beyaz Saray’da Abdülfettah El-Sisi kadar övgü ve iltifatta bulunulmamıştı. Trump açık bir şekilde ve kasıtlı olarak şunları söyledi: ‘Biz güçlü bir şekilde El-Sisi’nin arkasındayız ve Mısır ve hükümetini desteliyoruz ve El-Sisi’ye Amerika’da bir arkadaşı ve güçlü bir müttefiki olduğunu söylüyoruz.’
Bu iltifat ve övgüler içerisinde çeşitli anlamlar barındırmaktadır. Bu anlamlardan en önemlilerinden biri, Trump’ın Mısırlı misafirini Amerika’nın Ortadoğu’daki asıl müttefiki olarak karar kılmak ve Rusya’nın bölgesel yeni bir planının şekillenmesi karşısında Mısır’ı Amerika’nın bölgedeki yeni dış politikasının merkezi olarak tanıtmak istemesidir.
El-Sisi Amerika’nın askeri ve siyasi savaşlarının bir oku olacaktır
Bu şartlarda El-Sisi Washington ziyaretinden Amerika’nın bölgedeki temsilcisi olarak dönecek ve eş zamanlı olarak Amerika’nın destek ve güveninden nasiplenmiş olacaktır. Bu durum Mısır Cumhurbaşkanını Amerika’nın gelecekte bölgedeki bütün siyasi ve askeri savaşlardaki oku haline getirecek ve bununla birlikte Amerika’nın oluşturmaya çalıştığı Sünni mezhebin lideri yapacaktır.
Arabistan’ın geri plana atılması
Bu durumda Amerika’nın yeni Başkanının desteği ile bölgesel liderlik koltuğuna sahip olma sevdası taşıyan Suudi Arabistan geri plana atılmıştır ve Mısır’ın yeni liderliğini kabul etmekten ve onunla uzlaşı içerisinde olmaktan başka çaresi yoktur ve bu ülkenin hızlı yükselişini kabul etmelidir. Bu nedenle El-Sisi Suudi kralının daveti üzere Riyad’a gittiğinde yardım alma peşinde olan zayıf bir ülke gibi değil, güçlü bir konuma sahip olarak onunla görüşmede bulunacaktır. Çünkü artık Arabistan’ın da fazladan milyar dolarları yoktur ve eğer olsa bile bu paralar kendisini memnun etmek ve öfkesini gidermek için Trump’a nasip olacaktır.
Burada dikkat edilmesi gereken husus şu ki, El-Sisi hatta Trump daha Amerika Başkanlığına seçilmeden önce ona umut besliyordu ve geçen yıl Eylül ayında onunla Genel Kurul Toplantılarında gerçekleştirdiği görüşme dostluktan kaynaklanan bir görüşme değil, Mısır’ın taleplerine olumsuz yanıt veren ve Amerika’nın Kahire’ye olan mali yardımlarını iki yıldır durduran Barack Obama’ya olan nefretten kaynaklanıyordu.
Bu bağlamda gelecek merhale, kabilesel, bölgesel ve etnik bir merhale olacak, yıkıcı savaşları ve yeni ülkeleri ortaya çıkaracak ve yeni bölgesel planları ilerletecektir ve her halükârda bu gelişmelerde El-Sisi liderliğindeki Mısır’ın rolü merkezi olacaktır.’
