Dış Politikadaki Yanlışların Bedelini Ülke İçinde Ödüyoruz\'Evet' Çıkarsa Demokrasiye Veda Edeceğiz


Dış Politikadaki Yanlışların Bedelini Ülke İçinde Ödüyoruz\'Evet' Çıkarsa Demokrasiye Veda Edeceğiz

Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay: 'Evet' çıkması halinde demokrasiye veda edeceğiz yahut demokrasi mücadelesine, sil baştan, yeniden başlayacağız.

Tesnim Haber Ajansı - Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay, Tesnim Haber Ajansına verdiği özel röportajda önemli açıklamalarda bulundu.

AK Parti’de eskinin mağdur ve mütedeyyin yapısı yerine, mağrur ve mütehakkim yeni bir anlayış belirdi.

'FETÖ' suçlama ve iddiaları doğru çıkar, hukuki bir hükme bağlanırsa, bu durumda AKP, bir suç örgütüne yardım ve yataklık yapmış olmak töhmetiyle karşı karşıya kalabilir.

AK Parti iktidarının son yıllarında en büyük yanlış dış politika alanında yapıldı. Bu yanlışların şimdi sadece dışarıda ve bölgede değil, ülke içinde de bedellerini ödüyoruz.

Suriye olayı başladığından bu yana bölgede başı ağrımayan tek ülke var: İsrail.

ABD'nin Suriye'ye müdahalesi ABD içinde bile tartışılır ve çeşitli yorumlara maruz kalırken, Suudi'ler, İsrail ve Türkiye hemen desteklediğini açıkladı. Buna kraldan fazla kralcılık diyorlar.

Tesnim Haber Ajansı: Zat-ı âliniz bağımsız ve hiçbir parti üyesi değilken AKP’ye geçtiniz. Ancak daha sonra istifa ettiniz. AKP’ye Geçiş ve istifa nedenleriniz nelerdir?

Erduğrul Günay:  2007 Yılında bir grup bağımsız arkadaşımızla yeni bir siyasal oluşum için uğraşırken, Genel Kurmay internet sitesinde '27 Nisan Muhtırası' yayınlandı. Seçilmiş bir iktidara karşı, daha önce benzerlerini gördüğümüz bir darbenin ayak sesleri anlamına gelen muhtıraya karşı çıktım.

Bu süreç Adalet ve Kalkınma Partisiyle aramızda bir diyalog kurulmasına yol açtı. O tarihte ben de hiçbir partinin üyesi değildim. Sayın Erdoğan'ın davetleri ve yüz yüze görüşmeler sonrası 10'a yakın, demokrat, sosyal adaletçi siyasal görüşlere sahip arkadaşımızla AKPartiye katıldık.

O tarihlerde AK Parti, çoğulcu demokrasi, AB'ye katılım, insan hakları, parlamenter sistemin güçlendirilmesi konularında önemli ve doğru önermeler yapıyordu.

Ancak 2011'de üçüncü genel seçimin de artan oylarla kazanılmasından sonra, bütün bu söylemler terkedildi. Eskinin mağdur ve mütedeyyin yapısı yerine, mağrur ve mütehakkim yeni bir anlayış belirdi.

Bu anlayışa bir süre içerden karşı koymaya çalıştık, olmayınca yollarımızı ayırdık. 2007'de birlikte katıldığımız arkadaşlarımızdan şu anda sadece bir kişi orada kaldı, mevki, makam, maaş ve iktidar imkanlarını sürdürüyor.

Tesnim Haber Ajansı:  AKP içinde Refah ve Fazilet partisi kökenli birçok önemli isim var, bu isimler AKP’den koptular. 15 yıl içinde AKP içinde nasıl bir değişim ve dönüşüm yaşandı ve AKP nereye doğru evriliyor sizce?

Ertuğrul Günay: AKParti içinde Refah/Fazilet Partilerinden, milli görüş çizgisinden gelen çok sayıda arkadaş var. Başka partilerden de var. Partideki değişim konusunda özellikle milli görüş geleneğinden gelen arkadaşlarımız yakın geçmişte ağır eleştiriler yapmışlardı: "Harun gibi geldiler, Karun oldular!" yahut "eskinin mücahitleri şimdi müteahhit oldular" gibi.

Ben bir değerlendirme yapmadan, onların dediklerini hatırlatmak isterim.

Bu eleştirileri yapan yahut bunların haklılığını vicdanında hissedenlerin bazıları sessizce köşelerine çekildi; kimi de eski eleştirilerini unutup Karunlar ve müteahhitlerle yeni zenginler kulübünün üyesi oldular.

Tesnim Haber Ajansı: 16 Nisan Referandum sonrasında ister evet ister hayır çıksın, AKP’ nin geleceğini nasıl görüyorsunuz. Özellikle FETÖ Terör örgütünün AKP içinde siyasi ayağının ortaya çıkarılması durumunda sizce parti içinde bir parçalanma sureci başlar mı?

Ertuğrul Günay: Bu anayasa oylaması Türkiye'de gerginliği derinleştirdi. Hayır çıkması halinde iktidarın biraz sakinleşeceğini, hukuku ve Anayasa'yı hatırlayacağını umut ediyorum.

Evet çıkması halinde ise kısa zamanda erken seçime gidilecek, süreçten hoşnut olmadığı bilinen isimler tasfiye edilecek, daha muti, itaatkar bir yeni yapı oluşturulacak.

AK Parti içinde cemaatçi unsurlara dönük geniş çapta bir hesaplaşma olacağını sanmıyorum. Çünkü böyle bir hesaplaşma karşılıklı suçlamalara ve 'fetö'cülük iddiasının partiyi zora sokacak boyutlara uzanmasına yol açabilir. 'FETÖ' suçlama ve iddiaları doğru çıkar, hukuki bir hükme bağlanırsa, bu durumda AKP, bir suç örgütüne yardım ve yataklık yapmış olmak töhmetiyle karşı karşıya kalabilir.

Tesnim Haber Ajansı: AKP’nin yürüttüğü dış siyaset Turkiye'ye ne kazandırdı? Siz Aklın yolu bu; ama birileri ABD, İsrail ve Suudi'lerle bir olup Ortadoğu'yu cehenneme çevirdiler diyorsunuz bunu biraz açar mısınız?

Ertuğrul Günay:  AK Parti iktidarının son yıllarında en büyük yanlış dış politika alanında yapıldı. Bu yanlışların şimdi sadece dışarıda ve bölgede değil, ülke içinde de bedellerini ödüyoruz.

Türkiye, batılı ülkelerin çıkar senaryolarında rol alarak, bölgesindeki ülkelerle çatışma yerine barış ve diyalog içinde önem, ağırlık ve etkinlik kazanabilirdi. Nitekim böyle yapıldığı dönemlerde, bunun yararlarını gördük.

Suriye olayında bu akılcı yolun tam tersi bir yola sapıldı. Emperyal güçler ve bölgede onların ticari/siyasi uzantısı olan diktatörlüklerle işbirliği yapılarak Suriye iç savaşa ve parçalanmaya itildi.

Ben o zaman Hükümet üyesi idim ve bu yanlışa karşı çıktım. Bunun felakete yol açacağını ve Suriye'deki bütün sorunların bize yansıyacağını söyledim. Sayın Erdoğan, "altı ay sürmeyeceğini" söyleyerek ısrarını sürdürdü.

Bu tartışmanın geçtiği tarih, sanırım 2012 başlarındaydı. Şimdi 2015 baharındayız.

"Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz/ Kişinin görünür rütbe-i aklı eserinde" diyor ya, Ziya Paşa, işte öyle.

Tesnim Haber Ajansı: Türkiye'nin Suriye, Irak, Rusya ve iran ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye-İran ilişkilerini özellikle körfez sermayesi ve ABD baskısı nasıl etkiliyor?

Ertuğrul Günay: Türkiye, Suriye sorununda çok derin yanlışlar yaptığı için şu anda bir çıkış yolu bulmakta zorlanıyor, bulamıyor.

ABD/Suudi Arabistan/Katar ortaklığıyla Suriye'ye sözde! Demokrasi getirmeye çalışmak, dünyada kimsenin ciddiye almayacağı bir saçmalıktı. Suudilerin ve Katar'ın insan hakları ve demokrasiyle ilgisi yok. ABD'nin Irak'a neler getirdiğini de hep beraber gördük.

Ortadoğu'da ve Arap coğrafyasında yaşananlar, diktatörlüklerin demokrasiye dönüşmesi mücadelesi değil, bölge halklarının araç yapıldığı yeni bir paylaşım savaşıdır.

Biz de bu savaşta, -ne yazık ki- savaşı çıkaran paylaşımcıların safında yer aldık.

Bu arada bölgedeki başka önemli güçlerle, Rusya ve İran'la ilişkilerimiz gerginleşti, hatta bozuldu. Oysa Rusya ve İran hem coğrafi olarak, hem de ekonomik ve toplumsal bakımdan bizim iyi ilişkilerimizi korumamız gereken ülkelerin başında gelir.

Suriye olayı başladığından bu yana bölgede başı ağrımayan tek ülke var: İsrail.

Sanırım bu tablo bu savaşın neye ve kime yaradığını anlatmak için yeterli bir özettir.

Tesnim Haber Ajansı: Türkiye Irak merkezi hükümetiyle değil de Barzani'yle daha sıkı ilişkileri var ve Kürdista’nı destekliyor. Diğer yandan Suriye'de bir Kürt oluşumuna karşı çıkıyor bu çelişkiyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Kürt sorunu açılım süreci adı altında başladı, ama kapandı. Referandum sonrasında bazı kaynaklar bunun yeniden gündeme geleceğini ve hatta PKK ile yeniden müzakere başlatılacağı konuşuluyor, değerlendirmeniz nedir?

Ertuğrul Günay: Türkiye, Suriye sorununa bu kadar dahil ve taraf olmakla kendi ayağına kurşun sıktı. Suriye'de merkezi yönetimin zayıflamasının hangi sorunlara yol açacağını göremedi. Milyonlarca mülteciye kapılarını açmak, onları taşımak zorunda kaldı. Sınırlardan ihtiyaç sahipleri mi geçti, terör yanlıları mı geçti, belli değil.

Merkezi otoritenin zayıfladığı yerde, kuzeyde yeni bir Kürt otonomisinin doğacağını göremedi. Şimdi, IŞİD'le mücadele adı altında dünya önünde meşruiyet kazanmaya çalışılarak otonom bölge oluşumu önlenmeye çalışılıyor. Bunun için de Kuzey Irak'ta Barzani'den medet umuluyor!

Sanki aynı senaryo ve boşuna direniş daha önce Kuzey Irak'ta yaşanmamış gibi.

Bütün bunlar tarih ve coğrafya bilmeyen haris bir kadronun ülkeyi getirdiği içinden çıkılmaz sorunlar. Ben uzunca bir süredir AKP'nin bu son kadroları ile İttihatçılar (İTC) arasında garip bir benzerlik görüyorum.

Umarım ve dilerim ne kişisel, ne de toplumsal olarak benzer akıbetler yaşanmasın.

Türkiye'nin yapacağı şey, Irak ve Suriye'deki Kürt halkını, ABD'nin, Rusya'nın, İsrail'in elinde oyun unsuru yapmadan onlarla iyi diyalog ve iyi komşuluk ilişkileri geliştirmek, yaşadıkları ülkelerdeki taleplerini anlamak ve mümkün olduğunca desteklemektir.

Elbette bu süreçte, Irak ve Suriye'de merkezi yönetimlerle yeni çatışma ve gerginlik alanları oluşturmamaya da özel özen gösterilmelidir.

Bu tutum bölge barışına katkı yapacağı gibi, içerde Türkiye'li Kürt yurttaşlarımızla yeni ve daha inandırıcı diyalog kapılarının açılmasına yardımcı olabilir.

Tesnim Haber Ajansı: Türkiye Suriye'ye yönelik ABD saldırısını çok olumlu karşıladı. Türkiye ABD ilişkilerini nasıl görüyorsunuz? Türkiye'nin yörüngesi nereyi gösteriyor?

Ertuğrul Günay: ABD'nin Suriye'ye müdahalesi ABD içinde bile tartışılır ve çeşitli yorumlara maruz kalırken, Suudi'ler, İsrail ve Türkiye hemen desteklediğini açıkladı. Buna kraldan fazla kralcılık diyorlar.

Başka yoruma gerek yok.

Tesnim Haber Ajansı: Referandum sonrasinda nasıl bir Türkiye öngörüyorsunuz?

Ertuğrul Günay: Bu halk oylamasından 'hayır' çıkmasının hayr'a vesile olacağını yazdım önceki günlerde. İktidar, hukuku, halkı, Anayasa'nın koyduğu kuralları hatırlayacak; daha makul ve toplumun bütününe daha saygılı olacak. Tek kelimeyle ülke normalleşecek.

'Evet' çıkması halinde demokrasiye veda edeceğiz yahut demokrasi mücadelesine, sil baştan, yeniden başlayacağız.

En Çok Okunan Röportaj Haberler
En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler