“Daha Niye İran'a Savaş Açmıyoruz” Dercesine Yazıp Çizenlere Rağmen İmam Humeyni'yi Rahmetle Anıyoruz


“Daha Niye İran'a Savaş Açmıyoruz” Dercesine Yazıp Çizenlere Rağmen İmam Humeyni'yi Rahmetle Anıyoruz

Doğruhaber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Göktaş, vefat yıldönümünde İran İslam İnkılabı lideri İmam Humeyni’yi yazdı.

Tesnim Haber Ajansı - Doğruhaber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Göktaş, vefat yıldönümünde İran İslam İnkılabı lideri İmam Humeyni’yi yazdı.

İşte o yazı:

Dünya ağır sıklet boks şampiyonu Muhammed Ali Clay vefat ettiğinde çok üzülmüştüm. Onu niçin bu kadar sevmiştik acaba diye düşünmüştüm de İslam ümmetinin kaç yüz yıldan beri zaferlere, fetihlere hasret kaldığı bir çağda sadece bir spor dalında da olsa bizlere defalarca zafer yaşattığı için çok sevmiştik onu.

Ümmet olarak yenilgiden, işgalden, sömürülmekten başka bir şeye şahitlik etmediğimiz bir günde bir adam, bir ihtiyar adam çıktı orta yere. Akranlarının koltuk değneğiyle torunlarının yardımıyla yürüdüğü, bir kısmının bunaklık dönemine girdiği bir günde bir ihtiyar çıktı dünyanın orta yerine. Elinde bir Kitaptan başka hiç bir şey yoktu.

Dünyaya kan kusturan Amerikan emperyalizminin karşısına dikildi, bir balkondan halı silkeler gibi öyle bir silkeledi, öyle bir salladı ki gerçekten neye uğradıklarını şaşırdılar. Bugün kırkıncı yılına yaklaşılmasına rağmen hâlâ bu şaşkınlıklarını atabilmiş değiller.

Başta Amerika olmak üzere batı emperyalizmi için İmam Humeyni asla unutulmayacak bir şahsiyettir. Onu kendilerinin en büyük düşmanı olarak görmelerine rağmen yaşantısına asla dil uzatamadılar.

İran sefalet içinde kıvranırken tuvalet taşlarını altından yaptıran Şah, onunla yarışa giren çağdaş Arap krallarının yaşantılarıyla İmam Humeyni'nin zahidçe yaşantısı kıyaslandığında zaten bu inkılab çok daha iyi anlaşılacaktır.

Fetihleri, zaferleri ancak tarihin sayfalarından okuyan Müslümanların bütün düşünceleri değişmişti. O günleri yaşayanlar bunun ne anlama geldiğini çok daha iyi bilirler.

Emperyalizme karşı Müslümanlara zafer yaşatan İmam Humeyni'yi biz sevdik.

Sevmeyenler de vardı, özellikle İslami camiadan oldukları halde o gün bizim gibi düşünmeyenler, bu inkılabı benimsemeyenler de vardı. İmam Humeyni ve inkılabının şiî olduğu gerekçesiyle medyalarıyla şiddetle karşı çıkmışlardı.

Anlayamadığımız bir şeyler vardı. İran Sünni bir ülkeydi de İmam Humeyni mi İran'ı Şii yapmıştı? İmam Humeyni Şii'ydi de karşısındaki Şah Rıza ehli sünnet miydi?

Ne acıdır ki bunlar açık açık o gün Amerika'yı destekliyorlardı. Zannedersiniz ki Amerika ehli Sünnetti.

Bu arada yaşadığımız ülke Kenan Evren'in darbe Türkiye'siydi, her gün bir yerde heykel açılışı yapılıyor, bir türlü kabul görmeyen Kemalizm dipçiklerle bir daha dayatılıyordu. Yani Türkiye'deki rejimin hedefindeki bir numaralı şahıs İmam Humeyni idi.

Rejimi ayakta tutmaya çalışanları anlıyoruz da, İslami cenahı anlayamıyoruz.

Bugün “Daha niye İran'a savaş açmıyoruz” dercesine yazıp çizenlere rağmen biz İmam Humeyni'yi vefat yıl dönümünde rahmetle anıyoruz.

İslami Analiz

En Çok Okunan İran Haberler
En Önemli İran Haberler
En Çok Okunan Haberler