Kudüs Günü Müslümanlar Arasındaki Vahdetin Oluşumunu Ve Bakış Açılarındaki Yakınlığı Sağlıyor


Kudüs Günü Müslümanlar Arasındaki Vahdetin Oluşumunu Ve Bakış Açılarındaki Yakınlığı Sağlıyor

Halid el-Beteş, tüm Müslüman ve Arapların mezhebi ve siyasi ihtilafları gözetmeksizin Filistin sorunu ve Kudüs’ün özgür olmasında birlik ve beraberlik içinde olacağına inanıyor.

Tesnim Haber Ajansı - Filistin İslami Cihad Hareketi sözcüsü Halid el-Beteş Tesnim Haber Ajansı ile yaptığı söyleşide, tüm Müslüman ve Araplardan vahdeti koruyarak cüzi ihtilafları gözetmeksizin Kudüs Günü düzenlenecek olan yürüyüşe katılmalarını ve Filistin davasını desteklemelerini istedi.

Halid el-Beteş konuya ilişkin açıklamalarda bulundu: Toplum, İmam Humeyni ve Ayetullah Hamanei’nin Filistin meselesinin marjinalleşmesini ve unutulmasını önlemek için yaptıkları girişimleri kabul etmektedir. Buna en güzel örnek İran İslam Devriminin başında Tahran’daki İsrail konsolosluğunun kapatılarak yerine Filistin konsolosluğunun açılmasıdır. İmam Humeyni’nin Filistin’i destekleme noktasında mübarek Ramazan ayının son cumasını Kudüs Günü olarak adlandırması ve direnişi işgal güçler karşısında desteklemesi İmam’ın diğer önemli adımlarıydı. Bütün bunlar şunu gösteriyor ki Filistin, İran halkı ve liderleri için en önemli önceliktir ve bu ülke Siyonist rejimle savaşmaya inanmaktadır.

Kudüs Günü aslında Müslümanları Filistin meselesine dikkat çekmek ve birleştirici bir seçenek üzerine davettir. Bölgedeki değişiklikler ve çatışmalar Filistin meselesini unutturma ve önemsizleştirme çabalarıdır. Ama bu çabalar boşunadır istekleri gerçekleşmeyecektir. Kudüs Günü ortak bakış açısının yakınlaşmasıdır. Bu bağlamda Şii ve Sünni olmak üzere çeşitli ülkelerde yürüyüşler düzenlenecektir. İmam Humeyni (r.a) bugünü Kudüs Günü olarak tayin ederek Müslümanlar arasında vahdetin oluşmasında büyük katkıda bulunmuştur.

Halid el-Beteş konuşmasının devamında, bu koşullarda maalesef bazı Arap rejimlerinin İsrail ile olan ilişkilerini normalleştirmesi Arap ve İslam ümmeti için büyük bir afettir. Bu rejimler kendi konumlarını korumak için bu eylemlere yöneldiler. Ama bu eylemler ile tüm İslami ve Arap değerlerini ayaklar altına aldılar. Biz Siyonist rejim İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesini kınıyoruz. Arap rejimleri İsrail ile ilişkileri normalleştirerek bir şey elde edemiyor. Bu işten karlı çıkan tek ülke İsrail’dir. Bizlerde halkı bu eylemlere karşı bilinçlendirmeye çalışıyoruz.

İslami Cihad Sözcüsü Halid el-Beteş sözlerine şöyle devam etti: Bazı Araplar İsrail’in yerine İran’ı kendileri için düşman olarak görüyorlar. Ama biz onlara İran’ı kendileri için düşman olarak tayin etmelerinin Amerika ve batının istediği olduğunu söylüyoruz. Zira bu nedenle Trump Arap ülkelerine daha çok silah satacaktır ve bu işten karlı çıkacaktır. Bu durumu Riyad’daki oturumda da gördük. Bazıları İran’ı yıllar önce düşman olarak tanıtma girişiminde bulunmuşlardır ama çabalar başarısız olmuştur. Biz İran’ı düşman değil, İslami ve kardeş ülke olarak görüyoruz. Bizim asıl düşmanımız Siyonist rejim İsrail’dir. İran Filistin’i desteklemek adına çok yardımda bulundu. Umarız diğer Arap ülkelerinde İran’ın izlediği bu yolu takip eder ve en azından İran’ın yaptığının yarısını hatta dörtte birini direnişi ve Filistin halkını destekleme noktasında kullanır.

En Çok Okunan Röportaj Haberler
En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler