Türkiye Askeri Üssü Arabistan’ın Katar’a Olan Saldırılarına Karşı Set Olacak/ Riyad, İran İle Olan İlişkilerde Karar Vereme Hakkına Sahip Değildir


Türkiye Askeri Üssü Arabistan’ın Katar’a Olan Saldırılarına Karşı Set Olacak/ Riyad, İran İle Olan İlişkilerde Karar Vereme Hakkına Sahip Değildir

Katarlı bir yazar ve üniversite hocası Arabistan’ın Katar’a savaş açma girişimleri üzerine açıklamalarda bulundu. Türkiye askeri üssünün Katar’daki varlığının Arabistan saldırılarının önünü aldığını belirtti.

Tesnim Haber Ajansı - Katarlı yazar ve üniversite hocası Ali Ebu el-Heyl Tesnim Haber Ajansının sorularını yanıtladı. Ali Ebu el-Heyl Türkiye’nin askeri üssünün Katar topraklarında varlığının Suudi Arabistan’ın Katar’a karşı askeri müdaheleyi engellediğini söyledi.

Muhammed bin Salman’a suikast

El-Heyl Arabistan’ın Yemen’de başlatmış olduğu savaş ve bunun yanı sıra  kraliyet ailesi içindeki sorunlar Arabistan’ın elini kolunu bağladığını ve sorunlarla karşı karşıya olduğunu söyledi. El-Heyl hatta bazılarının Arabistan veliahtı Muhammed bin Selman’a suikast düzenleneceği noktasında söylentiler olduğunu  belirtti.

El-Heyl, tüm bu sorunların Arabistan’ın yeni bir cephede savaşmasını englemekte olduğunu ifade etti.

Amerika ve bazı ülkelerin Fars Körfezi krizinden faydalanması

El-Heyl Amerikan’ın Arabistan ve müttefiklerinin Katar ile olan krizin veya bu krizin artmasındaki hedefinin silah satışı olması üzerine sorulan soruya şöyle cevap verdi: Amerika ve bazı silah üreticileri dünyadaki savaşlardan faydalanarak silah satışı yapmaktadır. Kısaca şöyle ki dünyadaki savaşların bitmesi demek bu silah üreticilerinin silah yapım fabrikalarını kapatması anlamına gelmektedir. Amerika stratejik çıkar üzerine göre bir yol izlemektedir. Zira Körfez ülkelerindeki krizden de bu şekilde yararlanmak istemektedir. Dolayısıyla Amerika ve benzeri ülkeler uluslararası arenada kriz yaratma peşindedir. Bunun bir diğer örneğini Kuzey Kore üzerinde dönen oyunlarda da görmekteyiz.  Kuzey Kore bu oyunun bir kurbanıdır.

Katar ve Gazze’ye uygulanan yaptırımlar arasındaki fark

El-Heyl Arabistan ve müttefiklerinin Katar’a uyguladığı yaptırımlar ile İsrail’in Gazze’ye uyguladığı yaptırımlar üzerine açıklamalar yaptı. Bu iki yaptırım arasındaki farka başka açıdan yaklaşan el-Heyl, Katar’ın İslami Direniş Hareketini meşru gördüğünü diğer yandan yaptırım uygulayan ülkelerin ise bu direnişi terörist bir eylem olarak değerlendirdiğini söyledi.

Katar’a yapılacak olan yaptırım 2022 Dünya Kupasını etkilemeyecek

El-Heyl Katar’ın 2022’deki Dünya Kupasına ev sahipliği yapacak olması üzerine de açıklamalarda bulundu. Katar’ın gıda ihtiyaçlarının yüzde 50-60’nı Arabistan üzerinden kara yolu ile temin ettiğini belirten el-Heyl  Katar’ın bu eksiğini dost ülkeler olan İran ve Türkiye aracılığı ile kapatacağını söyledi.

Katar ekonomisi esnek bir yapıya sahiptir

Katar’ın uzun yıllardır dünyaya adapte olduğunu belirten el-Heyl bundan dolayı Katar ekonomisinin esnek bir yapıya sahip olduğunu ifade etti. Dolayısıyla Katar’ın bir çok dünya ülkesi ile alış veriş yapabileceğini ve bunu karşılayabilecek parayada sahip olduğunu söyledi. Katar’ın 2022’de ev sahipliğini yapacak olmasında dolayı bunun üzerine komplo düzenleyen bir çok ülkenin buna engel olmak için çaba sarfettiğini söyleyen el-Heyl bunu başaramayacaklarını belirtti.

Arabistan’ın İran ile Katar’ın ilişkisini kesmesine engel olmaya hakkı yoktur

El-Heyl sohbetinin başka bir bölümünde ise Arabistan’ın İran ile Katar arasındaki ekonomik ve askeri işbirliğini engelleme hakkına sahip mi sorusu  üzerine şu cevabı verdi: Arabistan veya diğer başka ülkelerin Katar’ın başka ülkelerle olan ilişkisi ne olursa olsun buna karışmaya hakkı yoktur. Zira bu karar her ülkenin kendi egemenliği doğrultusunda almış olduğu karardır ve bunada saygı duyulmalıdır. Dolayısıyla böyle bir durumu kabul edilemez.

Sohbetinin devamında İran ile Katar arasındaki işbirliği artar mı sorusuna ise şöyle cevap verdi: Yaşanan bu kriz öncesi Katar ile İran arasındaki ilişki ekonomik ve diplomatik seviyedeydi. Diğer yandan Katar, İran ile doğal gaz sahasında ortak bir alana sahiptir.

Ebu el-Heyl, yaptırımlardan sonra bu ilişkilerin artmasının doğal olduğunu ve eğer bu alanda bir sorun olması halinde sorunun yaptırım uygulayan ülkeleri bağladığını, zira bu ülkelerin kara, hava ve deniz yoluyla Katar’a yaptırım uygulayarak Katar’ın İran’a sığınmasına neden olduğunu belirtti.

İran’ın Katar halkına uygulanan ekonomik yaptırımları üzerindeki rolü

El-Heyl Katar’ın tüm dünyadaki dostları özellikle Türkiye ve İran’ın ekonomik yaptırımlardan sonra Katar’a el uzatmasıyla bu yaptırımlar başarısız olmuştur.

El-Heyl acaba Katar İran ile aynı Türkiye ile olduğu gibi güvenlik ve askeri bir işbirliğine girer mi sorusu üzerine ise şunları dile getirdi: İran ile gaz, sahillerin korunması ve kaçakçılıkla mücadelede ortak çalışmalarımız vardır. Ancak bu noktadaki kararı Katar siyaseti belirleyecektir.

Arabistan İşbirliği Konseyini kendi Dışişleri Bakanlığına sokma peşinde

El-Heyl Arabistan’ın İşbirliği Konseyinden faydalanmaya mı çalışıyor sorusu üzerine de şunları söyledi: Bu durum gayet açık ve nettir çünkü bu ülkeler bu kurum içerisinde bir takım talepler üzerine bu birlik içinde bulunmaktalar ve bu noktada etkin olma çabası içindedirler. Örneğin Mısır’ı Arap Birliği ve Amerika’nın da Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyinin üzerindeki etkilerini görmekteyiz. Zira Riyad bu durumu kendi lehine çevirmek için İşbirliği Konseyini kendi Dışişlerine dönüştürmeye çalışmaktadır. Tabi bu durum kabul edilir bir durum değildir ve şu açıkca söylenebilir ki hiçbir İşbirliği Konseyi üyesi bu kurumdan Arabistan gibi faydalanmamıştır.

İşbirliği Konseyinden ayrılmak sorun değildir

El-Heyl, Katar’ın yapılan baskılar sonucunda teslim olmamak, kendi egemenliğini koruması noktasında ve yabancıların dayatmalarına karşı İşbirliği Konseyinden çıkma karar alması noktasında bir tercih yapması gerektiğini vurguladı. Doha için birlikten ayrılmanın bir problem oluşturmayacağını dile getiren el-Heyl, Katar’ın gelişmesi noktasında sahip olduğu diğer ülkelerle olan ticari bağlantısı ve sahip olduğu imkanların yeterli olduğunu söyledi.

Katar, BAE ile Arabistan’ın Yemen’deki savaşına karşı

El-Heyl, Katar’ın Abu Dabi ve Riyad’ın Yemen’e karşı açmış olduğu savaşa karşı olduğunu ve  Doha’nın Arabistan koalisyon üyelerinden biri olmasına rağmen Yemen’e karşı düzenlenen operasyonlar noktasında bir takım farklı düşüncelere sahip olduğunu ve koalisyon içindeki rolünün kısıtlı olduğunu dile getirdi. Diğer yandan Katar’ın masum insanların, eşit şartlarda bile savaş olması durumunda öldürülmesine karşı olduğunu söyledi. Öte yandan eğer Arabistan ve müttefiklerinin bu noktada Katar terörizmi destekliyor gib kesin bir delili varsa bunu herkese sunmaları gerektiğini belirtti.

Yemen’e savaş açılmaması mümkündü

El-Heyl, Suudi Arabistan kralı Melik Salman bin Abdulaziz ve veliahtı Muhammed bin Salman hakkında da açıklamalarda bulundu. El-Heyl bu ikisinin sadece savaş ve askeri seçeneğe inandığını ve zira bu gerçeğin Yemen, Suriye Bahreyn’de tecelli ettiğini belirtti. Daha sonra el-Heyl şu cümleyi sarfetti: Şimdi ben soruyorum acaba Arap ve Müslüman kardeşlerinin yerine bu operasyonu İsrail’ karşı düzenleselerdi daha iyi olmaz mıydı?

Arabistan’ın Makyavelist siyaseti

El-Heyl Katar’ın, BAE ve Arabistan’ın Yemen, Suriye ve Katar’a karşı izledikleri yöntemlerin kanunsuz olduğuna ve bunların kötü emeller peşinde olduklarına inandığını söyledi ve daha sonra şu cümleyi kullandı: Malesef Makyavelist siyaset Suudi egemenliğine hakim.

En Çok Okunan Dünya Haberler
En Önemli Dünya Haberler
En Çok Okunan Haberler