Irak'ın Kuzeyinde Bağımsızlık Referandumu Çözüm Değil Kriz Getirir


Irak'ın Kuzeyinde Bağımsızlık Referandumu Çözüm Değil Kriz Getirir

Sadullah Zari Kayhan gazetesindeki bugünkü yazısında kuzey Irak Kürdistan bölgesinde gerçekleşecek olan olası bağımsızlık referandumunun sonuçlarını ele alarak önemli uyarılarda bulundu.

Tesnim Haber Ajansı - Sadullah Zari Kayhan gazetesindeki bugünkü yazısında kuzey Irak Kürdistan bölgesinde gerçekleşecek olan olası bağımsızlık referandumunun sonuçlarını ele alarak önemli uyarılarda bulundu.

Sadullah Zari yapılması kararlaştırılan referandumun bölgede tarihi bir sorun olan Kürt meselesi için çözüm değil, kriz olabileceğinin altını çizerek “ referandum ile birlikte bölgede Kürt meselesi siyasi ve askeri büyük bir krize dönüşebilir. Bu nedenle Irak’ta gerçekleşebilecek böylesi bir referandum Irak’ı daha fazla siyasi ve askeri sorun ile karşı karşıya bırakacaktır. Bu bağlamda bazı önemli noktalara dikkat etmek gerekmekte:

Kürt bölgesi Irak’ın en önemli tarihi geçmişini taşımaktadır. Ve bu bölgenin anavatanından ayrılması Irak’ta kimlik kaybına sebep olacaktır. Bir diğer nokta ise bunun devamında Irak’ın batısında bulunan Sünni bölgelerde Irak’tan ayrılmayı talep edebilirler. Ve tüm bunlar Irak’ı sonu gelmeyen bir tartışma ve karışıklığa sürükleyecektir.  Paris barış antlaşması ile Türkiye, Kıbrıs, Yunanistan ve Macaristan gibi bir çok ülke ve bölgede değişimler yaşanmışken, aradan geçen 100 yıla rağmen bu bölgelerdeki ekonomik, siyasi ve güvenlik sorunları halen devam etmektedir. Diğer yandan İngiltere ve Fransa tarafından yapılan Sykes–Picot anlaşması ile 1916 yılında Ürdün, Lübnan, Suriye, Irak ve Filistin gibi ülkelerin sınırları yeniden çizilirken, antlaşma uluslararası destek almasına ve ülkelerin Arap milliyetçiliğinde buluşabilmelerine rağmen aradan geçen 100 yılda bu ülkelerdeki siyasi ve askeri sorunlar halen devam etmektedir. O halde açık bir şekilde görülmektedir ki Kürtlerin anavatanlarından ayrılmaları halinde Irak, Batı Avrupa ve güneyinde yaşanan benzer durumlar ile karşı karşıya kalacaktır.

İran’ın öteki sınırında kalan Kürtlerin dünya güçleri tarafından destek almaya başlamaları ile birlikte Kürtler arasında ayrılık talebinin ortaya çıktığını kabul edemeyiz. Ancak geldiğimiz durumda bugün için Kürtlerin, aldıkları referandum kararı için Amerika, Avrupa ve diğer bazı ülkelerden istedikleri desteğin tamamen hesapsız ve  zamanına, boyutuna ve sonuçlarına dikkat etmeden olduğunu görmekteyiz. Bazı haber kaynakları Mesut Barzani’nin bağımsızlık referandumuna destek için gönderdiği elçilerinin eli boş döndüklerini iddia etmekte. Batı gerçekten de bölge tamamen değişime hazır olduğunda ve bölgedeki en küçük mozaikler dahi anavatanlarından ayrılmak için hareket etmeye başladığında Kürt bölgesinin ayrılık kararı için sahaya adım atacaktır.  Ancak bugün Iraklı Kürtlerin ayrılık kararını bölgede bulunan Araplar, Türkler ve Farslar endişe ve kaygı verici görmektedir. Batı ise zengin olan Arap ve Türk rejimleri ile ilişkilerine öncelik vermekte ve onlar ile kurduğu diplomatik ilişkiyi ve yine onlara karşı kullandığı etnik ve toplumsal muhalif grupları bir koz olarak korumak istemektedir.

Irak’ın kuzeyinde gerçekleşecek referandumun zafer ile sonuçlanması Kürtler için yeterli değildir. Referandumun ertesi gününde Kürt bölgesi büyük iç karışıklıklar ile karşı karşıya kalabilir. Çünkü referandum kararından önce Kürt hareketleri arasında 20 yıllık geçmişe dayanan ihtilaflar çözüme kavuşmuş değil. Bölgede bulunan Goran , Kürdistan Yurtseverler Birliği ve Kürt İslami Cemmat hareketleri Mesur Barzani’nin gerçek niyetinden şüphe duymaktalar. Özellikle ilk iki hareket Mesut Barzani’nin milli bir antlaşma istiyor ise öncelikle vadettiklerini yerine getirmesini istemekte. Oysa Barzani hukuksuz bir şekilde tekrar Kürdistan’ın Başbakanlık koltuğunu ele geçirmiş durumdadır. Mesut Barzani gerçekleşmesi istenen referandumun tamamen kendi kontrolünde ve kendi çizdiği sınırlar çerçevesinde yapılmasında ısrar ederek Kürt halkının kendi etrafında tek parça olmasını istemekte.

Diğer bir önemli nokta ise Sünni yerleşim bölgesi olan Kerkük ve Diyale kentlerindeki durumdur. Gerçekleşecek referandum Süleymaniye, Erbil ve Dohok gibi Kürt nüfusun çoğunlukta olduğu kentlerde daha rahat geçecektir. Ancak Kürt nüfusunun az olduğu eyaletlerde bu durum daha karmaşık bir hal almakta. Bir çok Kürt lider de söz konusu bölgeler olmadan kuzey Irak’ta devlet teşkil edilemeyeceğini savunmaktadır. Özellikle Kerkük ve Diyale gibi kentlerde Kürtler, Araplar Hristiyanlar ve Türkmenler arasında merkezi hükumetinde dahil olacağı şiddetli ve kanlı çatışmalar yaşanabilir. Ayrıca oluşacak bir Kürdistan devleti bu bölgelerdeki gaz ve petrol gelirlerine bağlı olacaktır. Bu nedenle Barzani muhalifleri referandum kararının zamansız olduğuna işaret ederek şiddetle karşı çıkmaktalar.

Önde gelen Kürt liderler, özellikle Mesut Barzani’ni gerçekleştirmek istedikleri referandum öncesinde Amerika makamlarının desteğini istemekte ve kabulünü beklemektedir. Amerikalılar referandum için onay verirken her tülü işbirliğinin 2025 sonrası için mümkün olacağını açıkladılar. Iraklı Kürt liderler etraflarındaki 4 ülkenin öfkesini uzaktaki bir ülkenin gülücüğü ile takas edemezler. Bunların başında Türkiye, tekrar ülkesinin doğusunda terör ve çatışma istemediği için Irak’ın kuzeyinde olası bir Kürt devletine tüm gücüyle karşı çıkmaktadır. Iraklı Kürt liderler bağımsızlık sonrası için olası tüm hesaplarını yapmış olmaları gerekir. Türkiye ülkede bulunan Alevi ve Kürt meselesi gibi mezhebi ve etnik sorunlar ve bulunduğu hassas konum nedeniyle güneyinde bir Kürt devletinin varlığına izin vermeyecektir.

George Holidey’in de söylediği gibi Türkiye’nin güçlü desteği olmadan bir Kürt devleti bölgede mümkün değildir. Çünkü Kürt nüfusunun en yoğun olduğu ülke Türkiye olmakla birlikte aynı zamanda Kürt sorunu nedeniyle en çok zarar gören ülkedir. Bu nedenle Mesut Barzani Türkiye ile ilişkilerine dikkat etmeli ve çok fazla gönlünü Türkiye’ye kaptırmamalıdır.

Iraklı Kürtler merkezi hükumetle iyi ilişkileri olmadığı zaman dahi İran tarafından destek gördüler ve korundular. Bu şekilde kendilerine yönelik bir çok kısıtlamadan kurtulabildiler. Iraklı Kürtler merkezi hükumetten ayrılma kararını ortaya koymaları ile birlikte İran İslam Cumhuriyeti tavrını ortaya koymuş ve bu sahneye ortak olmak istememiştir. İran bölgede siyasi, ekonomik ve güvenlik anlamında güçlü bir devlet ve komşu istediği için, aynı zamanda teröristlerin ve Amerika’nın bölgede nüfus alanı elde etmemesi için ciddi planlar ortaya koymuştur. İran’a yönelik tehdidin son aylarda İran’ın kuzey batısından geldiği görülmüştür. İran ülkesinin batısında yaşanacak tehditleri, bölgesel askeri ve ekonomik krizleri görmezden gelemez. Tüm bu yaşananlar hiç şüphesiz tekrar İslam düşmanlarını bu bölgeye getirecektir.

En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler