Suudi Arabistan'ın Irak'a Arabuluculuk Teklifinin Ardındaki Gerçekler


Suudi Arabistan'ın Irak'a Arabuluculuk Teklifinin Ardındaki Gerçekler

Suudi Arabistan’ın Tahran ile ilişkileri normalleştirmek için Irak’a arabuluculuk teklif etmesinin amacını Suud rejiminin içindeki çıkmazlarda aramak gerek.

Tesnim Haber Ajansı - Suudi Arabistan’ın Tahran ile ilişkileri normalleştirmek için Irak’a arabuluculuk teklif ettiğine dair çıkan haberler bölgedeki bazı yayın organları tarafından bir çeşit tiyatro olarak değerlendirilmişti. Ancak öyle görülmekteki Suudi Arabistan söz konusu arabuluculuk teklifinin son ana kadar gizli kalmasını istemekteydi. Öyle ki Suudi Arabistan söz konusu iddialar karşısında başta sessiz kalmayı tercih etmiş ve hatta kendi yayın organları bu konuda tek bir haber dahi yapmamışlardı. Aradan birkaç gün geçmesinin ardından Suudi Arabistan’a ait resmi haber ajansı kimliği belli olmayan Suudi bir yetkiliye dayandırdığı haberinde söz konusu iddiaların yalan olduğunu açıkladı.

Tüm bunları içerisinde ilginç olan ise Suudiler bu süre içerisinde Irak ile geniş çaplı görüşmeler gerçekleştirmiş ve Irak İçişleri Bakanı Kasım el Areci, Tahran ziyareti sırasında Suudi Arabistan’ın arabuluculuk teklif ettiğini duyurmuştu. Suudi Arabistan, Irak İçişleri Bakanının arabuluculuk teklifi hakkındaki açıklamalarından geri adım atmadığını gördüğünde ise söz konusu haberleri yalanlamak zorunda kalmıştır.

Peki hali hazırda var olan kanıtlar bize neler söylemekte? Suudi Arabistan ile İran arasındaki ilişkiler hakkında kesin bir öngörüde bulunmak imkansız. Ancak Suudi Arabistan’ın yeni veliahdı olan bin Selman yakında babasının tahtına oturduğunda ülke içerisinde ve dış politikada birçok ekonomik ve siyasi sorunlar ile karşı karşıya kalacak. O nedenle Muhammed bin Selman’ın önceliği, söz konusu ekonomik ve siyasi sorunları hızlı bir şekilde çözüme ulaştırmak. Suudi Arabistan için her iki alanda da çözüm üretebilmek için geçici ateşkeslere ihtiyaç duymakta.

Suudi Arabistan’ın İranlı hacıları olumlu karşılaması, İran’ın Suudi Arabistan’da İranlı hacıların sorunlarını çözebilmek amacıyla 3 ayrı diplomatik büro açmasına izin vermesi ve Suudi Arabistan’ın İran’da boşaltılmış olan konsolosluk binasının incelenmesi için heyet göndermek istemesi gibi gelişmeler iki ülke arasında olan siyasi değişimi göstermektedir.

Ayrıca bir diğer nokta ise Irak İçişleri Bakanı böylesi bir iddiayı gelişi güzel ve kendi başına ortaya atamaz. Öyle ki uluslararası siyasi baskılara rağmen kendisi söz konusu açıklamalarından geri adım dahi atmadı. Bununla birlikte eldeki kanıtlarda Suudi Arabistan’ın Irak’a böyle bir teklifi götürdüğünü göstermektedir.

Suudi Arabistan aynı zamanda Yemen savaşında hiçbir hedefine ulaşamadığı gibi hali hazırda ABD makamlarının ifade ettiği gibi Yemen savaşından biran önce kurtulmak istemektedir.

Suriye’de ise Suudi Arabistan teröristlere gönderdiği onlarca silah ve mali yardıma rağmen Suriye ordusunun peş peşe aldığı zaferlere engel olamamış ve açıkça yenildiğini kabul etmiştir. Suriye Devleti 12’si Arap olan 20 devlete kapılarını açarak ülkede uluslararası ticaret fuarını hayata geçirmiş ve tüm dünyaya Suriye’de devlet sisteminin hala ayakta olduğunu ispat ederek sözde muhalif grupları kendisi ile müzakere yapmaya mecbur bırakmıştır.

Körfez ülkeleri arasında da iyi ilişkilerin olmadığını görmekteyiz. Suudi Arabistan ile Katar arasında yaşanan son siyasi krizde Umman ve Kuveyt’in Suudi Arabistan’ın yanında durmadığına şahit olduk. Tüm bu kanıtlar göstermektedir ki Suudi Arabistan Irak’tan arabuluculuk istemiş ve İran’da bunu olumlu karşılamıştır. İran İslam Cumhuriyeti en başından beri bölgede istikrarı sağlayacak her türlü müzakere ve görüşmelere açık olduğunu belirtmiş ancak Suudi Arabistan her seferinde bu teklife taş atarak ve saldırarak karşılık vermiştir.

Yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı Suudi Arabistan’ın ekonomik ve siyasi krizlerini atlatabilmek için İran ile bölgede antlaşmaktan başka seçeneği yok. Suudi Arabistan’da Şii yerleşim bölgesi olan Avamiye kentinde de durumun rahatsızlık verici olduğu ve rejimin büyük bir sorun ile karşı karşıya olduğu bilinmekte. Suudi yayın organları her ne kadar Avamiye bölgesinde huzurun sağlandığına dair haberler yaparak oradaki durumu sansürleseler de bölgeden çekilen son görüntüler ve elde edilen raporlar Avamiye kentinin tamamen yıkıldığını ve bir savaş alına dönüğünü göstermektedir. Hiç şüphesiz Suudi makamlarda bundan habersiz değillerdir.

Hasan Rüstemi

En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler