Hizbullah ve Irak'taki Bazı Gruplar Arasındaki Krizin Arkasında Amerika'nın Parmağı Var


Hizbullah ve Irak'taki Bazı Gruplar Arasındaki Krizin Arkasında Amerika'nın Parmağı Var

Arap dünyasının ünlü siyasi analisti; Türkiye ve Amerika arasında yaşanan kriz, Türkiye’nin Direniş Cephesine geçmesini sağlamaktadır.

Tesnim Haber Ajansı - Arap dünyasının ünlü siyasi analistlerinden Abdulbari Atvan, kaleme aldığı yazısında Hizbullah ile Irak’taki bazı gruplar arasında IŞİD terör örgütü ile yapılan Kalemun antlaşması üzerinden yaşanan sorunlara değinerek; “Şuan ki durum bize Amerika’nın yaşanan bu ihtilafların arkasında olduğunu göstermekte. Amerika;  Irak, Suriye ve Hizbullah arasında olası bir krizin peşinde. Bu bağlamda Türkiye’nin de ileride İran, Suriye ve Rusya hattına geçeceği öngörülebilir” ifadelerini kullandı.

Sabıkası Olmayan İhtilaf

Doğu Kalemun bölgesinden 310 IŞİD’li teröristin aileleri ile birlikte bölgeden ayrılarak Irak sınırına yakın olan el Bukemal bölgesine nakledilmeleri Irak Başbakanı Haydar el İbadi ve Seyyid Hasan Nasralllah arasında yaşanan ilk sorun olarak karşımıza çıkarken Amerika’nın yaşanan bu krizin arkasında olduğunu görmekteyiz.

IŞİD ile mücadele koalisyonun sözcüsü Reyan Dalion, konu hakkında yaptığı açıklamada; Amerika’ya ait savaş uçaklarının teröristleri taşıyan 17 otobüs ve 11 aracı hedef alacağını belirterek teröristlerin için güvenli bölge olmadığını ve herhangi bir yere sığınmalarına izin vermeyeceklerini ifade etmişti.

Amerika’nın Sorunu Ne?

Amerika için sorun Hizbullah’ın Suriye’nin de onayı ile bu antlaşmayı gerçekleştirmiş olmasıdır. Gerçekte Amerika’nın teröristlerin bir bölgeden başka bir bölgeye taşınması ile alakalı herhangi bir sorunu olamaz. Çünkü daha öncede Musul savaşından kaçarak Kürdistan bölgesine giden IŞİD’li teröristler Amerika’nın da desteği ile oradaki hükumete teslim olmuşlardır. Aynı şekilde Suriye’nin doğusunda bulunan Menbiç kentinde PYD güçleri Amerika’dan aldıkları destek ile IŞİD’li teröristlerin el Bab ve Halep kentlerine gitmelerine izin vermişlerdir. Ve Amerika tüm bunlara karşı hiçbir itirazı dillendirmemiş ve teröristleri hedef alacağız gibi açıklamalar yapmamıştır.

Kalemun Antlaşmasına İki Ayrı Yaklaşım

Doğu Kalemun antlaşmasına iki ayrı yaklaşımın olduğunu görmekteyiz.

Bu bağlamda eski Irak Başbakanı Nuri el Maliki Haydar el İbadi’nin açıklamalarına şiddetle karşı çıkarak Haydar el İbad’i nin Irak halkına haksızlık ettiğini savunmaktadır.

Ona göre; Kalemun antlaşması Suriye’nin kendi iç meseledir ve Irak ile bir ilgisi yoktur.

Hizbullah’a Yönelik Planlı Saldırı

Nuri el Maliki, Hizbullah’a yönelik önceden planlanmış bir saldırının varlığına dikkat çekerek Seyyid Hasan Nasrallah’ın doğru bir karar aldığını ve bu karara muhalif olanların başka niyet taşıdıklarını ve bunu kasıtlı yapanların aklı selimden uzak olduklarını savundu.

Kalemun antlaşması hakkında Nuri el Maliki’nin karşısında ise Haydar el İbadi, Amerika ve bazı Iraklı gruplar bulunmakta.

Her şekilde Nuri el Maliki’nin konuşmasındaki en can alıcı nokta Kalemun antlaşmasına karşı olanlara yönelik sorusu olmuştur. Maliki, Haydar el İbadi’yi hedef alarak; “Neden yüzlerce IŞİD’li teröristin Peşmerge güçlerine silahlarını teslim ettikten sonra Telafer’den geri çekilmelerine izin verdiniz?” sorusunu yöneltti.

Maliki konuşmasının devamında, Telafer kentinin savaş ile değil müzakere ve antlaşma yoluyla kurtarıldığına dikkat çekti.

Burada ise sorulması gereken soru Irak için teröristler ile antlaşma yapmak helal iken Suriye için haram mı oluyor?

IŞİD Sonrası Irak ve Suriye’de Olası Senaryolar

Suriye ve Irak’ta IŞİD sonrası için yeni sorun ve krizlerin senaryo hazırlığının yapıldığı görülmekte.

Irak Başbakanı Haydar el İbadi’nin Suudi Arabistan ziyareti de göstermektedir ki İbadi, Amerika’nın yanında yer almayı tercih etmektedir. Haydar el İbadi’nin eski rakibi olan Maliki ise İran, Hizbullah ve Suriye cephesinde durmaya devam etmekte. İleriki dönemlerde Irak meclisinde bu durumun birçok krize neden olacağı ön görülmektedir.

İlginç olan nokta ise Amerika 4 yıl için Rakka’dan Musul’a gitmekte olan IŞİD terör örgütünü bir kez dahi hedef almamış olmasıdır. Oysaki Amerika’ya ait İHA ve casus uçakları her bir hareketi Irak ve Suriye’de kaydetmekte ve izlemektedir. IŞİD terör örgütünün Musul’a olan bu hareketi dönemin Irak Başbakanı Maliki’yi hükumetten etmiştir.

Amerika’nın İleri İçin Doğacak İhtilaflardan Korkusu

Amerika ileride öngörülmemiş ve tahmin edilemeyen krizlerin doğmasından ve Hizbullah’ın Amerika ve işbirlikçi Iraklı müttefikleri ile savaşa girmesinden korkmaktadır.

Kimileri için bu senaryolar mantıksız olabilir ancak tüm bu krizler Irak ve Suriye arasında yaşanmıştır ve bölge siyasetini derinden etkilemiştir.

Amerika’nın Irak ve Suriye’de IŞİD’e Verdiği Destek

Diğer bir nokta ise Amerika, Irak’ta IŞİD terör örgütüne kollarını açmış ve Suriye’de Beşar Esad hükumetinin devrilmesi için her türlü mali ve silah yardımını bu terör örgütüne vermiştir.

IŞİD Terör Örgütü Karşısında İki Grup Ve İki Farklı Yaklaşım

IŞİD terör örgütü ile mücadelede iki farklı yaklaşım ve bu yaklaşımlara göre de farklı gruplar şekillenmiştir.

1 – Rusya’nın desteğini alan İran ve Hizbullah ki IŞİD ile mücadele de müzakereye kapıları açık. IŞİD terör örgütü ile mücadelede teröristleri kontrol edilebilir alanlara taşımak ve burada silahlarını bırakıp teslim olmaya zorlamak. Eğer teslim olmazlar ise bu grubun önceliği onları yok etmektir.

2 – Diğer bir gurup ise Irak’ın yaklaşımını savunmakta. Yani özellikle IŞİD terör örgütünü tamamen yok edene kadar savaşmak ve her türlü müzakereye karşı olmak. Haydar el İbadi ve Haşdi Şabi bu guruptandır.

Bu gurupların yanı sıra Irak, Suriye ve İran cephesinde Haydar el İbadi ve Sadr hareketi gibi yeni yaklaşımlar geliştirenler kendisini göstermekte. Bunlar, Amerika ve Körfez ülkeleri tarafından da desteklenen gruplardır.

Türkiye ve Amerika Arasında Yaşanan Kriz Ve Türkiye’nin Direniş Cephesine Geçmesi

Ankara ve Washington arasında yaşanan kriz büyük bir olasılıkla Türkiye’nin İran, Suriye ve Rusya hattına yaklaşmasına neden olacaktır. Çünkü Amerika halihazırda Türkiye’nin güney sınırlarını kapsayan büyük Kürdistan devletinin kurulmasını istemektedir.

Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kurban bayramı sonrasında Tahran’a gerçekleştireceği ziyaret ile birlikte bölgede siyasi ve askeri yeni bir ittifakın doğacağı görülmektedir. Amerika-Kürtler-Körfez üçlüsüne karşı Rusya’nın desteğini alan yeni bir cephe şekillenecektir.

En Çok Okunan Röportaj Haberler
En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler