Erbil'de Hilafet'in Yeniden Yapılanması

Tasnim Haber Ajansı - İranlı uzman Sadullah Zarii Keygan gazetesinde kaleme aldığı yazıda, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin düzenlediği ayrılık referandumu ve bu bağlamda yaşanan tartışmalar üzerinden bir değerlendirme yaptı.

Irak'ın kuzeyinin ayrılması referandumu ile ilgili  ülkelerde farklı düzeylerde çok sayıda yorum ve değerlendirme yapıldığına dikkat çeken Zarii, konunun bunca yoğun biçimde ele alınmasının, olayın ne kadar büyük olduğunu gösterirken, İran'de ve dışarıda bazı siyasi akımların olayı küçük göstermeye çalıştığını, bundan amaçlarının büyük olayı sıradan bir şeymiş gibi göstermek olduğunu vurguladı.

Yazar; "Eğer gerçek şöyle olsaydı dünya genelinde bu kadar tartışılmazdı ve önemli olaylara karşı sessiz kalanların bu özel konu için hareket geçmezlerdi" ifadesini kullandı.

Bazı üniversite hocalarının Irak'ın kuzeyinin ayrılmasına olumlu yaklaşıp, Irak Kürdistan bölgesinin "ikinci bir İran" olarak devletleşmesini memnuniyetle karşılamalarını tepki gösteren Sadullah Zarii; İran'ın bölgede etkinliğinin artmasını eleştiren ve Afganistan ve Irak'ın işgali gibi önemli konular karşısında sessiz kalan bu tip hocaların bölünmeyi "Büyük İran" diye pazarlamalarının tuhaf olduğunu kaydetti.

İran'ı Arap dindaşlarıyla karşı karşıya getirmenin bir strateji olduğunu belirten uzman, bu stratejinin dünyada belli çevrelerce ayarlanıp, propagandası yapıldığını ifade etti.

Keyhan yazarı makalesinin devamında, Goran ve İslami partiler dahil bazı Kürt gruplar, Irak merkezi yönetimi, dini mercilik, meclis, Kürtler'in yardımına koşan İran gibi bölge ülkelerin yoğun muhalefetine rağmen IKBY Başkanı Mesut Barzani'ın hangi güce dayalı referandumdan geri adım atmanın imkansız olduğundan söz etmesinin onun halet-i ruhiyesinden kaynaklanan bir durum olduğunu, çünkü Barzani'nin defalarca başkalarının karşısında geri adım attığını ve kolay şekilde bir ittifaktan başka bir ittifaka geçtiğini vurguladı.

ABD'nin referanduma karşı olduğunu ileri sürdüğüne dikkat çeken uzman, bunun doğru olmadığını zira referandum gününden alınan görüntülere bakıldığında Zolmay Halilzad gibi deneyimli Amerikan siyasilerin görülebildiğini, BBC'nin yayınlarının İngiltere'nin etnik temelli bu ayrılıkçı fitneyi desteklediğinin ve  Barzani'nin tavrının bir dış güce sırtlandığını çok net olarak anlaşıldığını belirtti.

Ayrılık referandumunun İran, Türkiye ve Irak'ı zayıflatmak amacıyla düzenlenen bir fitneci girişim niteleyen Zarii; "İran güçlerinin desteği olmasaydı, bugün ayrılık tamtamı çalabilecek bir yönetim olmazdı" diye yazarak, bu rağmen IKBY Başkanı'nın İran'ın referandumdan vazgeç talebini dinlemediğini kaydetti.

Keyhan yazarı makalesinin devamında; IŞİD olayına da dikkat çekerek, bu bağlamda IŞİD'in kullanılmasını da tuhaf olarak niteledi. Güvenilir raporlara göre; Havice'de konuşlu IŞİD'lilerin, son sıralarda Haşdi Şabi ve Irak güçlerinin saldırılarının ardından Kürt bölgelerine çekildiğini, bunların sayısının 1000'i geçtiğini, bu durumun Kürtler için asla bir tehdit sayılmadığını, oysa iki yıl önce IŞİD'lilerin Erbil'e saldırmak istediğini yazdı.

IŞİD'in ortaya çıktığı ilk günlerde Mesut Barzani ile Ebu Bekir Bağdadi arasında işbirliğini gösteren çok sayıda belgeyi gördüklerini hatırlatan İranlı uzman; IŞİD'in Irak'a saldırdığı ilk günlerde bir İranlı yetkilinin Barzani ile yaptığı görüşmede ondan Irak ordusuna IŞİD'e karşı destek vermesini istediğini, ancak Barzani'nin bu savaşın Araplar arası bir savaş olduğunu ve müdahale etmeyeceklerini söylediğini kaydetti.

Hatta Ayetullah Sistani'nin bir İranlı yetkili ile IŞİD'in saldırılarının ilk günlerinde yaptığı görüşmede; IŞİD'in silahlarının büyük kısmının Erbil üzerinden temin edildiğini söylediğine dikkat çeken yazar; "gelinen noktada Barzani'nin kendi zafiyetini telafi etmek için IŞİD'e sığınarak, yenilgiye uğramış bu güçleri, sular duruluncuya ve bağımsız Kürt devleti kuruluncuya kadar direniş cephesi ve Irak halkını bir süreliğine meşgul etmeyi düşündüğü oldukça açık ve net olarak ortada duruyor." diye değerlendirmede bulundu.