Türkiyeli Direniş Cephesi Dostlarından Ayetullah Hamanei’ye Mektup


Türkiyeli Direniş Cephesi Dostlarından Ayetullah Hamanei’ye Mektup

Türkiye’deki takipçileriniz olarak, sizlere yazdığımız bu mektup vesilesiyle, bütün varlığımız ve benliğimizle, Hüseyni rehberiyetinize olan bağlılık ve sadakatimizi bir kez daha yeniliyor, ömrümüz var oldukça, kanımızın son damlasına kadar yüce liderliğinizi ittiba ve iktida ederek, direniş cephesinde bir fedai ve bir askeriniz olarak kalacağımızı, hiçbir zaman ve hiçbir durumda Kufeliler gibi seni terk etmeyeceğimizi beyan ediyoruz.

Tesnim Haber Ajansı - Türkiyeli Direniş Cephesi Dostları, Direniş cephesinin kazandığı zaferler ardından İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei'ye hitaben bir mektup kaleme aldılar.

Türkiyeli Direniş Cephesi Dostları'nın Mektubu:

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla,

Alemlerin Rabbi Allah’a sonsuz hamd ve sena olsun; önderimiz Hz. Resul-i Ekrem’e, onun pak ve mutahhar ehl-i beytine, seçkin ashabına ve onların yolunu sürdürenlere selat ve selam olsun.

MÜSLÜMANLARIN VELİYYİ EMRİ, İSLAM DEVRİMİN AZAMETLİ LİDERİ İMAM HAMENEİ’NİN YÜCE MAKAMINA,

Ey aziz İmamımız,

Sizlerin basiret, dirayet ve irfan dolu rehberiyeti altında şeref ve izzet dolu direniş cephemizin küresel istikbarın bölgemizdeki komplo ve saldırılarına karşı kazandığı büyük zaferimizin, cephelerin arslanı ve iftiharı büyük komutan Hacı Kasım Süleymani’nin sizlere yazdığı mektuptan ilham olarak, aynı duygu ve coşkuyla şükranlarımızı zât-ı âlinize arz etmek istedik.

Duygu ve düşüncelerimizi dile getirmekte ne denli zorlandığımızı, şükranlarımızı ifade etmek için kelime bulmakta nasıl güçlük çektiğimizi belirterek, bir katre misali de olsa, sizlerin o rahmani ve nebevi liderliğinize tabi olmuş askerleriniz olarak bu mektubu kaleme aldık.

Ey dünya Müslümanlarının, yeryüzünün mazlum ve mustazaflarının, özgür ve adalet peşinde olan halkların büyük rehberi!

Ey Resulüllah’ın aziz varisi!

Ey zamanımızın Haydarı, ey günümüzün Hüseyni!

Ey karanlıkları dağıtan nur! Ey zorlukları esenliğe çeviren, ümmete umut ve güven olan, zamanın tağut ve müstekbirleri karşısında İslam’ın yüce bayrağını kaldıran, umutsuzlara umut, sahipsizlere güven olan,  kurtuluşu arayanlara sığınak olan putkıran İmam!

Ey Ruhullah’ın alemdarı, inkılabın yıkılmaz duvarı, mücahidlerin başkomutanı İmam Hamanei!

İslam’ın, Müslümanların ve insanlığın azılı düşmanı küresel emperyalistlerin, Siyonist işgalcilerin ve onların habis uşakları ve işbirlikçilerinin tarihin en barbar, en zalim ve en utanç dolu saldırılarını sürdürdüğü, bölge halklarının büyük bir yıkım, acı ve musibetlere maruz kaldığı, yüreklerin kasvetle dolduğu, gözlerin ışıklarının söndüğü, kalplerdeki umutların kuruduğu bur dönemde, Muhammed’in risaletiyle, Haydar’ın kılıcıyla, Hüseyn’in feryadıyla ve Ruhullah’ın mirasıyla İslam ümmetine, mazlum ve mustazaflara kurtuluş kapısını açtın. Yıkılmaz sanılan sultaların, yenilmez sanılan orduların, nefesleri kesen tuzakların bozguna uğratılmasına rehberlik ettin ve ümmetimizi tarihin en azamet dolu zaferlerine ulaştırdın...

Bölgemizde yükselen İslami uyanışa karşı kurulan tuzaklara, asıl düşmanın kim olduğuna, büyük şeytan Amerika’nın komplolarına işaret ettin;  başarı ve zafere giden yolun vahdet ve direnişten, Allah’a güvene dayalı keskin ve sarsılmaz bir irade ile olacağını gösterdin; ortamların bulandığı, kara bulutların çöktüğü, zihinlerin karıştığı zamanlarda, nebevi bir basiret ve irşad ile güneş gibi etrafa ışık saçtın, mecalsiz ayaklara derman, yüreklere kuvvet, zihinlere şuur zafere giden yolda sebat kattın…

Ey aziz imamımız!

Irk, kavim, mezhep, ülke ayrılıkları üzerinden Müslümanların birbirine düşürülmesi için yakılan fitne ateşlerinin üzerine rahmani bir yağmur misali yağarak bu ateşleri bir bir söndürdün, örümcek ağı misali tuzaklarını dağıttın ve düşmanın tüm kof gövdelerinin kartondan bir kaplan olduğunu bütün dünyaya ispat ettin…

Emperyalistler ve işbirlikçileri hegemonyacı yeni bölgesel bir düzen kurmak, Siyonist rejimin ömrünü uzatmak için istedikleri bir dönemde, yüce Rabbimizin inayetiyle asrın firavunlarını ve habis Yezid sultalarını şeytani planlarında ve hesaplarında meyus ettin ve onları hiç ummadıkları bir hüsran ve hezimetin içine saldın. Yemen’den Bahreyn’e, Filistin’den Lübnan’a, Suriye’den Irak’a direniş cephelerini izzet, azamet, onur ve zafere ulaştırdın.

Ayakta tutulmak istenen Siyonist rejimin ömür yıldızlarının nasıl söndürüleceğini, Filistin Kudüs ve Aksa’mızın nasıl kurtulacağını, bu ümmetin Bedir’lerden Hayber’lere nasıl koşacağını hep müjdeledin ve bir fecr-i sadık olarak zaferin teminatı ve dayanağı oldun…

Ey aziz İmamımız!

Hz. Resul-i Ekrem’in, Ali’nin, Hüseyn’in ve Ruhullah’ın izzet ve azamet dolu bir varisi olarak, bizi her zaman Muhammedî İslam’ın pak yoluna, velayetin ışık saçan aydınlığına, Allah’a giden yolun şeksiz menzillerine çağırdın; Amerika’nın, İngiliz’in tezgahlarında örülen sözde din ve mezheb kisveli sapkınlıklardan, sarayların kapıkulu ulemasının tezvir ve saptırmalarından uzak tuttun…

Bütün ümmeti, yeryüzünün mazlum ve mahrumlarını, feryatları arşa yükselen mustazafları senin o şefkat dolu mihriban yüreğinde gördük, Hz. Zeyneb misali gamları sinene gömerek, ümmetimizi o Haydarî yüreğinle kucakladın, hakkında yapılan o dayanılmaz suçlamalara, atılan iftiralara, kara propagandalara rağmen pederane bir şekilde Müslümanların hep iyiliğini, esenliğini gözettin ve varlığını ümmetin izzet ve geleceğine adadın…

Büyük Şeytan’ın oynadığı tüm oyunlar karşısında, ortaya attığı habis projelere, tekfirci cereyanlara karşı ümmetimize İslam’ın pak çehresini gösterdin, bu tuzaklara düşülmemesi için, Müslümanların kanları dökülmemesi, namusları çiğnenmemesi, onurlarının kırılmaması için sürekli uyardın, yol gösterdin ve urvetu’l vuska misali tutunulan bir kurtuluş kapısı oldun…

Ey aziz İmamımız,

Seni putkıran İbrahim Halilullah ile, tağut yıkan Musa Kelimullah ile, ifsadın ve tuğyanın karşısında dimdik duran İsa Ruhullah ile, bütün cihana hakkı ve adaleti hakim kılmak için tek başına ayağa kalkıp Kur’an nizamını tesis eden Muhammed Habibullah ile birlikte tanıdık. Seni İmamu’l Muttakin Ali’nin tertemiz kalbi, tağutları deviren Zülfikar’ı ile tanıdık. Seni şehidlerin efendise Hz. İmam Hüseyn’in kıyamı, kıpkızıl kanı ve çağlara ve nesillere ulaştırılan özgürlük mesajı ile birlikte tanıdık. Seni İnkılabımızın aziz önderi, Cemaran’ın piri, ariflerin ve Salihlerin ve timsali yüce İmam, Ruhullah ile tanıdık.

Sen, hakk cephesinin bayrağı, özgürlerin şiarı, ümmetimizin iftiharı Hizbullah’sın; Hizbullah’ın atan kalbi, parıldayan çehresi, aydınlatan kandilisin. Gözlerin Hizbullah, sözlerin Hizbullah, bakışın Hizbullah, duruşun Hizbullah’tır. Yüreğin Hizbullah, yürüyüşün Hizbullah, haykırışın Hizbullah’tır. Seni gören Hizbullah’ı görür, sana bakan Hizbullah’ı tanır.

Bugün İslam Ümmeti, direniş cephesi zaferlerle coşuyorsa, bugün azılı düşmanlar acı içinde yanıyorsa, bugün azgın Siyonistler ve melun Suudiler kıvranıp duruyorsa, bugün gözler ufukta özgür Kudüs’ü görüyorsa, bugün Mekke ve Medine’miz kurtuluşunu sabırsızca bekliyorsa,  senin o nebevi liderliğin, Haydari komutanlığın sayesindedir.

Sizin talebeniz ve kardeşiniz Seyyid Nasrallah, “İslam ümmeti için yenilgiler dönemi kapanmış ve zaferler dönemi başlamıştır” derken, şüphesiz ki sizlerin bu rehberiyeti altında bunu müjdelemiştir. Yine sizin askeriniz ve oğlunuz Kasım Süleymani cephelerden cephelere koşup büyük zaferin müjdesini size yazarken, şüphesiz ki sizin liderliğinizin bereketiyle bu müjdeyi vermiştir.

Selam olsun bu büyük komutanlarımıza, selam olsun onların zafer ve onur dolu destansı cihadına! Selam olsun onların yanında duran tüm erlere, candan baştan geçen aziz şehitlere…

Artık tüm direniş cephesinin her bir yanından, Yemen’den Bahreyn’e, Lübnan’dan Filistin’e yeni zaferlerin intizarındayız. Allah’tan niyazımız ferec gününe kadar sizi saklasın ve bu ümmeti nice Fethu’l Mübinlere kavuştursun. Allah’tan niyazımız ömrümüzü ömrünüze katsın, bizleri senin o kutlu rehberliğin altında muhlis ve sadık askerlerden karar kılsın…

Ey Aziz imamımız,

Türkiye’deki takipçileriniz olarak, sizlere yazdığımız bu mektup vesilesiyle, bütün varlığımız ve benliğimizle, Hüseyni rehberiyetinize olan bağlılık ve sadakatimizi bir kez daha yeniliyor, ömrümüz var oldukça, kanımızın son damlasına kadar yüce liderliğinizi ittiba ve iktida ederek, direniş cephesinde bir fedai ve bir askeriniz olarak kalacağımızı, hiçbir zaman ve hiçbir durumda Kufeliler gibi seni terk etmeyeceğimizi beyan ediyoruz.

Ellerimizi ve yüreklerimizi hep sana uzattık, dualarınızdan bizleri mahrum bırakmayın ey aziz İmamımız…

TÜRKİYELİ DİRENİŞ CEPHESİ DOSTLARI…

En Çok Okunan Dünya Haberler
En Önemli Dünya Haberler
En Çok Okunan Haberler