Adil El-Cübeyr: Nükleer Anlaşma, İran’a Nükleer Silah Elde Etme İzni Veriyor!
Suudi Dışişleri Bakanı, İran’a karşı düşmanca tutumunun devamında, Nükleer Anlaşmaya duyduğu öfkeyi dile getirdi ve İran’ın Suriye’deki rolünü eleştirdi.
Tesnim Haber Ajansı - Adil el Cübeyr İran’a karşı düşmanca tutumunun devamında, İran’ın fars bir ülke olduğunu ve Arap dünyasıyla bir bağlantısı bulunmadığını iddia etti.
Suudi Dışişleri Bakanı şu iddialarda bulundu: ‘İran, 1979 yılından beri inkılabı yaymaktan vazgeçmedi ve bu ülke, bütün Şiilerin İranlı olması gerektiğine inanıyor ve bu çok saçma ve komiktir.’
Adil el Cübeyr, Nükleer Anlaşmayı eleştirerek şunları söyledi: ‘Nükleer Anlaşma eksiktir ve İran’a, 12 yılın ardından uranyum zenginleştirme ve nükleer silah elde etme izini vermektedir.
Uluslararası toplum harekete geçene kadar, İran’ın atom bombalarının sayısı 10’a ulaşacaktır. Nükleer Anlaşmadaki ikinci zaaf, askeri merkezleri istisna tutan inceleme konusudur. Güvenlik Konseyinin kararını ihlal ederek balistik füze programlarına devam eden İran’a nasıl güvenilebilir.’
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı konuşmasının devamında İran’ın Suriye’deki rolünü eleştirerek şu açıklamalarda bulundu: ‘Arap ülkelerinde İran’ın varlığına ihtiyaç yoktur. Onlar savaş için milislerini gönderdiler ama onların bunu yapması için bir neden yoktu. Suriye’deki durum Suriyelileri ilgilendirir ama biz Cenevre’de, muhalif grupların birliği doğrultusunda hareket ettik ve yeni bir anayasa ve seçimlerin düzenlenmesini isteyen 2254 kararını destekliyoruz. Müzakere masasına İran’ın davet edilmesi, ateşi söndürmek için bu ateşi alevlendiren tarafı davet etmektir. Yabancı milisler Suriye’den çıkmalı ve Suriye’yi terk etmelidir ve krizleri Suriyelilerin kendileri çözmelidir.’
El-Cübeyr Irak hakkında da şunları söyledi: ‘Irak hükümeti IŞİD’e karşı zafer kazanmış, ulusal barış süreci başlamıştır ve bu ülke bahar ayında yeni seçimleri düzenlemeye hazırlanmaktadır. Arabistan Irak ile ilişkilerini güçlendirmiştir. İki ülke arasındaki koordinasyon mekanizması belirlenmiş, Bağdat’a büyükelçilik ve Necef, Erbil ve Basra’ya konsoloslukların açılma süreci ve ticari süreç başlamıştır.’
Arabistan Dışişleri Bakanı, Siyonist Rejim ile ittifak ile ilgili olarak şu ifadelerde bulundu: ‘İsrail’in kendine has menfaatleri vardır ve bizim de kendi menfaatlerimiz bulunmaktadır ve bizim onlarla bir ilişkimiz yoktur. Trump’ın kararından sonra güçlü bir tavır sergilemediği için Arabistan’ın eleştirilmesi çok korkunç ve saçmaydı. Riyad bu kararı yanlış olarak görmektedir ama bu durumun Washington ve Riyad arasındaki stratejik ilişkilerle bir bağlantısı yoktur. Çünkü 1949 yılından beri, iki ülke arasında Filistin konusunda ihtilaflar bulunmaktadır ama stratejik ilişkileri tehlikeye atmamaktadır. Her ülke, ortaklarıyla bulunan ortak menfaatlerine bakmalı ve bunları çözmeye çalışmalıdır.
