Doğu Guta Ya Yemen; Güvenlik Konseyi Hangi İnsan Hakları İçin Kaygılı?


Doğu Guta Ya Yemen; Güvenlik Konseyi Hangi İnsan Hakları İçin Kaygılı?

BM Güvenlik Konseyi'nin bugünkü oyununu; Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt'ten ABD, Fransa ve İngiltere’ye kadar ülkelerin her birinin kendi pay ve çıkarının belli olduğu geniş bir alanda ele almak gerekiyor.

Tesnim Haber Ajansı - Suriye ordusu geçtiğimiz haftadan itibaren, Halep, Deyrezzor ve Halep dahil ülkenin muhtelif noktalarında teröristlere karşı operasyonlarının hafiflemesinin ardından Rusya'nın silahlarını teslim edip, başka yerlere gitmesine dair önerisini reddeden Ceyşül-İslam, Faylak Rahman ve Nusra Cephesi teröristlerinin saklandığı Doğu Guta'ya yönelerek, bu bölgeyi kuşatma altına aldı.

Suriye'nin başkenti Şam yıllardır; Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve BAE'li destekli Doğu Guta'dan atılan roketli ve havanlı saldırılara maruz kalmaktadır. Ancak Suriye'de IŞİD'in saldırılarına karşı başkenti koruma gibi daha önemli operasyonlar yüzünden Suriye güçleri bu bölgeye pek müdahalede bulunamadı.

100 kilometre karelik bu bölgeden geçtiğimiz haftalarda bini aşkın roket ve top Şam'a atıldı.

Bu yolda Suriye ordusu ve müttefik güçlerinden çok sayıda komutan şehit oldu.

Gelinen noktada ise Suriye'de "kaplan" lakaplı Suheyil Hasan, Doğu Guta operasyonunu üstlenmiştir.

Doğu Guta'ya yönelik kuşatma halkasının tamamlanmasının ardından Suriye ordusu 4 gün önceden bu bölgedeki teröristlerin mevzilerini bombalamaya başladı.

Komutan Hasan'ın emrindeki birlik, operasyon bölgesini bombalamanın ardından bölgeyi teröristlerden temizlemeye başlıyor.

Operasyona, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı, Ulusal Savunma Güçleri ve direniş güçleri de katılacak ve Rusya da havadan destek verecek.

Ayrıca, Rusya 5. nesil bombardıman savaş uçakları, Su-35, Su-25 jetleri ve AWACS-A 50 uçağını Heymim Üssü'ne sevk ettiği bildiriliyor.

Bu savaş uçaklarının Doğu Guta operasyonuna havadan destek vermek için Suriye'ye gelmesi, Suriye yönetimi, Rusya ve müttefik güçlerin Guta'daki teröristlerin işine son vermek için ciddiyetini gösteriyor.

Bölgenin Suriye ordusu ve Rusya hava güçlerince bombalamaya başlaması ve kara harekatı için sıfır saatine yaklaştıkça, bazı Batılı ve Arap ülkelerin insan hakları çığlıklarının yükselmesine ve operasyon durdurulmasına dair çağrılarına tanıklık ediyoruz. Hatta konuyu Güvenlik Konseyi'ne kadar taşımışlar.

Bu bağlamda Güvenlik Konseyi üyeleri geçen perşembe Doğu Guta için toplanarak, Doğu Guta'da çatışmaların son bulmasını isteyen bir kararname çıkarmaya çalıştılar. Ancak Rusya, İsveç ve Kuveyt'in hazırladığı taslakta değişiklikler yapılmasına ihtiyaç olduğunu bildirdi.

Kararnamede çatışma taraflarından sivillere yardım ve yaralıların çatışma noktalarından çıkarılması için 30 günlük ateşkes isteniyor.

Batılı yetkililer, Suriye ordusunun operasyonuna defalarca tepki göstermiştir, nitekim BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Doğu Guta'yı "yeryüzündeki cehennem" olarak nitelemişti.

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson da bu bağlamda, Doğu Guta'daki olayların Astana müzakerelerin başarısız olduğunu gösterdiğini iddia ederek, bir an evvel Cenevre müzakerelerine dönmeleri gerektiğini ifade etmişti.

Haliyle bu bağlamda iki soru sormak gerekiyor:

Uluslararası terör listesine yer alan gruplara karşı Suriye ordusunun operasyon düzenlemesi niçin kınanıyor?

Niçin Güvenlik Konseyi, Doğu Guta'da birkaç kadın ve çocuğun öldüğü iddiasıyla derhal toplanırken, Suudi Arabistan'ın 3 yıldır Yemen halkına karşı işlediği cinayetlerine göz yummuştur.

Söz konusu her iki sorunun cevabı hemen hemen aynıdır ve o da Batı ve müttefik bazı Arap ülkelerinin çıkarlarıdır.

Doğu Guta meselesi Şam için yandan saplanmış bir hançer yarası gibidir ki teröristlerin destekçileri Şam'a karşı onu siyasi bir baskı unsuru olarak kullanıyorlar.

Suriye ordusu, bu baskı unsurunu ortadan kaldırırsa, kuzeyde bazı bölgeler hariç Suriye'nin tamamı Şam yönetiminin kontrolüne geçmiş olacak ve bu da teröristlerin destekçilerinin makro politikalarıyla bağdaşmıyor.

Bu nedenle Güvenlik Konseyi'nin derhal toplanmasına ve Batı'dan tepkilerin gelmesine tanıklık ediyor.

Batı bununla da yetinmiyor sanki Doğu Guta'da bir cinayet ve soykırım işleniyormuş gibi kendi medyası üzerinden yoğun şekilde propaganda yapıyor.

Oysa Doğu Guta'da yaşananlar, Suriye ordusu ve halkının teröristlere karşı büyük savaşının bir parçasıdır.

Ancak niçin aynı insan hakları endişeleri Yemen savaşı konusunda yok?

Bu sorunun cevabı da net ve bellidir, Suudi Arabistan kendi petro-dolarıyla Batılı ülkeler ve hatta BM'nin esas organı olan Güvenlik Konseyi'nin Yemen'de işlediği cinayetleri konusunda sessiz kalmasını sağlamıştır.

BM Güvenlik Konseyi'nin bugünkü oyununu; Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt'ten ABD, Fransa ve İngiltere’ye kadar ülkelerin her birinin kendi pay ve çıkarının belli olduğu geniş bir alanda ele almak gerekiyor.

En Çok Okunan Dünya Haberler
En Önemli Dünya Haberler
En Çok Okunan Haberler