ABD Neden Suriye Krizini Yeniden Canlandıramaz?

Tesnim Haber Ajansı- Amerika Birleşik Devletleri, 2011 yılında 83 ülkeden 360 binden fazla teröristi Suriye'ye karşı Dünya Savaşı başlattı.Ancak hedeflerinden hiçbirine ulaşamadı. Suriye, önce ulusal güçleriyle sonra direniş eksenindeki müttefiklerinin yardımıyla ve ardından Rusya'nın desteğiyle bu komployu çökertmeyi başardı ve topraklarının yüzde 75'inden fazlasını teröristler ve işgalcilerden kurtardı. 

Şimdiki durumda Suriye, yıkıcı iç savaşın kötü sonuçlarına ve uğradığı zarara rağmen normal hayata dönüş için ulusal bir strateji çizmiştir. Bu siyasi, askeri, sosyal ve ekonomik alanlarda uygulanmaktadır.

Siyaset: Suriye hükümeti karşılaştığı tüm engellere rağmen başkanlık seçimlerini zamanında yapmayı başardı ve aynı zamanda uluslararası örgütler ve platformlarda da aktif olarak yer almaktadır. Ayrıca Arap ülkeleri, ABD ile yaptıkları iş birliğinin ve Suriye'ye karşı teröristleri desteklemenin sonuç vermediğini anlayınca Şam ile ilişkileri yeniden kurmak için birbirleriyle yarışıyor ve Suriye'nin Arap Birliği'ne geri dönüşü için çeşitli adımlar atıyor.

Güvenlik ve Askeri: Suriye hükümeti, ulusal görevlerini yerine getirme konusunda başarıya imza atan Suriye ordusunu ve silahlı kuvvetlerini tüm maddi ve manevi kaynaklarla donatıyor.

Sosyal: Suriye hükümeti genel af ve ulusal uzlaşı için bir planlar geliştirdi ve bu yönde askerlikten kaçan, ülke içinde ve dışında bulunanlar için tam af ile ilgili karar çıkardı.

Ekonomik: Suriye hükümeti, müttefiklerinin yardımıyla kuşatmanın olumsuz sonuçlarını azaltmakta ve kendi kendine yetme yolunda ilerlemektedir.

ABD'nin Suriye'ye Karşı Son Saldırı Stratejisi

Suriye'nin normal hayata dönüş için ulusal stratejisi devam ederken, son zamanlardaki kanıtlar, ABD'nin Suriye'ye karşı yeni bir saldırı stratejisi benimsediğini ve 2011'deki Suriye planının hedeflerine ulaşmaya çalıştığını gösteriyor.

Washington yönetimi, yeni stratejisi ile Suriye'nin normal hayata dönmesini engellemeye çalışıyor.

Bazı uzmanların "Suriye'nin normal hayata dönmesini engellemek için askeri saldırganlığı sürdürme ve terörizmi yeniden canlandırma stratejisi" olarak adlandırdıkları bu plan şu şekilde uygulanmaktadır:

-Siyasi düzeyde bu stratejinin amacı Suriye'nin diğer ülkelerle, özellikle komşu ve Arap ülkeleri ile ilişkilerinin canlanmasını önlemektir. Bu doğrultuda ABD'nin Suriye'nin Arap Birliği'ne dönmesini engellemesine tanık oluyoruz. ABD, Mısır ve Ürdün'den Suriye toprakları üzerinden Lübnan'a enerji transferi vaadini ihlal ederek Beyrut-Şam ilişkilerinin yeniden başlamasını engellemeye çalışıyor.

-Ekonomik düzeyde ABD, Suriye'ye karşı ekonomik savaşını sözde "Sezar Yasası" kapsamında daha güçlü bir şekilde sürdürmekte ve halkı hükümete karşı kışkırtmak ve Suriye sokaklarını protesto merkezlerine dönüştürmek için halk üzerinde baskıyı artıyor.

-Toplumsal düzeyde ABD, Suriye'deki kapsamlı çözüm süreci konusunda derin endişe duymaktadır; Çünkü bu süreç, halk ile Suriye hükümeti arasındaki sivil barışın temellerini sağlamlaştırıyor ve daha önce ABD tarafından aldatılanlar ülkesine döndüler.

-Güvenlik ve askeri düzeyde ABD, IŞİD'li teröristlerin hapishaneden  kaçış senaryosunu hayata geçirdikten sonra yüzlerce teröristi Irak'a transfer etti. Washington ayrıca IŞİD'li teröristleri yeniden  Suriye topraklarında canlandırmayı amaçlıyor.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) daha sonra yeni bir oyuna başvurarak, Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib'de IŞİD bağlantılı olduğu iddia edilen Ebu İbrahim el Kureyşi’ye yönelik operasyon düzenledi. ABD'nin 'başarılı' olarak nitelediği operasyonda en az 7'si sivil 13 kişinin öldüğü kaydedildi.

IŞİD liderinin öldürüldüğü haberi sadece ABD tarafından bildirildi ve Washington'un iddiasının doğru olduğuna dair hiçbir kanıt gösterilmedi.

Ebu İbrahim el Kureyşi gerçekten öldürülmüş olsa bile, bu ABD'nin terör piyonu kullanma stratejisi çerçevesinde yapılan bir eylemdir; Öyle ki piyonun süresi dolduğunda, ABD dünyaya terörle savaşıyormuş gibi davranıp onları ortadan kaldırır.

Amerika Ve Suriye'de Terörizmle Mücadele Kartı

Ekonomik terörle birlikte güvenlik durumunun bozulması, ABD'nin Suriye'ye karşı yeni saldırı stratejisinin temel taşıdır.Bu ABD'nin üç aydır üzerinde çalıştığı ve ileri aşamalarda olduğu bir konu. Bu stratejinin amacı, Suriye'deki durumu istikrarsızlaştırmak ve hükümet kontrolündeki bölgeleri güvensiz hale getirmektir.

Son günlerde Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR), ABD istihbaratının Suriye'nin Şam ve Lazkiye kentindeki uyuyan hücreleri Rusya, Suriye ve İran askerlerine saldırı düzenlemek için kullanmayı planladığını açıkladı.

Daha önce Suriye muhalif haber sitesi Orient Net, yayınladığı bir haberde ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin 2022'nin Suriye muhalefetini hazır hale getirmek için yeniden yapılanma yılı olarak planladığını duyurdu.

ABD Neden Suriye Krizini Yeniden Canlandıramaz?

Ancak bu durumda şu soru akıllara geliyor: ABD'nin Suriye'ye yönelik yeni komplo planlarının amacı nedir? On yıl önce, Suriye yönetimini çökertmek için mümkün olduğu kadar çok teröristi seferber eden ve petrol zengini Arap ülkeleri tarafından finanse edilen ABD’nin Suriye’yi parçalama planı başarısız oldu.

Aslında ABD’nin 2011'dekine benzer bir projeyi yeniden canlandırma gibi niyeti olduğu görünmüyor, çünkü bunu yapmaya gücü yetmez. Bu nedenle birçok yorumcu, ABD'nin terörizme karşı küresel mücadele Suriye'ye karşı verdiği yenilginin bir kısmını telafi etmeye çalıştığına inanıyor. Bu doğrultuda ABD, Afganistan'daki büyük hezimetten sonra, Suriye ve müttefiklerinden taviz koparmak için onlara baskı uygulama kararı aldı.

Bu bağlamda Tesnim Haber Ajansı'na konuşan Lübnanlı emekli General Emin Hatit, “Suriye'de istediğini elde edemeyen ABD temel hedeflerine de ulaşamadı. Dolayısıyla Suriye'nin normal ve uygun bir hayata dönmesini engellemek için başka bir strateji uygulamaya çalışıyor. ABD, sahadaki stratejik başarısızlıklarını telefi etmek için Suriye ve müttefiklerine baskı yapıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Bu durumda genel olarak Suriye ve müttefikleri, ABD’nin yeni komploları ile başa çıkmaya hazır olmalıdır.Ancak Washington, 2011'deki olayları tekrarlamak istese de, direnişin ve Suriye güçlerinin deneyimleri göz önünde alındığında yeni kriz yaratmak mümkün değildir.

Aynı zamanda, Suriye'ye karşı savaşta ABD'nin yanında yer alan Fars Körfezi’ne kıyısı olan Arap ülkelerin büyük ekseni parçalandı ve bu ülkeler Şam ile ilişkileri normalleştirme peşinde.