Siyonist İsrail, Filistin Direnişiyle Yüzleşmekten Neden Korkuyor?


Siyonist İsrail, Filistin Direnişiyle Yüzleşmekten Neden Korkuyor?

Filistin'in tamamını desteklemeye çalışan direniş grupları, Siyonist Rejim’i sözde Bayrak Yürüyüşü (Bayrakların Dansı) düzenlemesi konusunda köşeye sıkıştırdı.

Tesnim Haber Ajansı- 10 Mayıs 2021'de Filistin’de direniş grupları ile Siyonist Rejim güçleri arasında savaş yaşandı. Gazze'deki direniş grupları, İsrail ile gerginliğin tırmanmasıyla eş zamanlı olarak "Kudüs'ün Kılıcı" adını verdikleri operasyonları başlattıklarını duyurdu. İşgal güçleri ise "Duvarların Muhafızları" adı altında Gazze Şeridi'ne askeri saldırılar düzenledi.

21 Mayıs’a kadar süren savaş Mısır'ın yürüttüğü arabuluculukla sona erdi. Sağlanan ateşkes, Siyonist İsrail’in Mısır'a ve Avrupa ülkelerine yalvarması ve direnişin şartlı onayı sonucu ortaya çıktı.

Kudüs’ün Kılıcı Savaşı, Filistin tarihinde eşsiz bir olaydı. Zira bu savaş, başlangıç zamanı, harekatın kapsam alanı ve sonuçları bakımından Filistin ve İslami direniş tarihinde daha önce görülmemiş özelliklere sahipti.

İnisiyatif Direnişin Elinde

Kudüs’ün Kılıcı, Filistinlilerin başlattıkları ilk geniş kapsamlı harekattı. 1948'de Filistin'in işgalinden 2021'e kadar büyük savaşların (1948 ve1973 savaşları gibi savaşları) tümü ya Siyonist Rejim ya da Arap ülkelerinin orduları tarafından başlatılmıştı. Filistin direniş güçleri Kudüs işgal rejimi uyardıktan sonra Batı Kudüs dahil işgal altındaki topraklara ağır bir roket saldırısı başlattı. Direniş’ın düzenlediği roketli saldırı Siyonist Rejim güçlerini karşılık vermeye zorladı böylece kapsamlı bir savaş başlamış oldu. Burada önemli olan konu savaşın Tel Aviv’in Mısır ve Batı ülkelerine yalvarması sonucu son bulmasıdır.

Operasyonda Tel Aviv’in yanı sıra Hayfa'nın kuzeyindeki işgal altındaki bölgeler bile hedef alındı.
Filistin direnişinin başlattığı bu operasyon askeri kapsamı bakımından, Filistin tarihinde eşi görülmemiş bir olaydı. Aslında  direniş grupları bu operasyonla, destek alanını bütün Filistin'e kadar genişletmiştir.

Sonuçlar

Kudüs'ün Kılıcı Savaşı'nın en önemli başarısı Filistin direnişinin caydırı gücünün artmasıdır. Direnişin elini çabuk tutup operasyona start vermesiyle beraber Filistin'deki güç dengesi değişti. Direnişin askeri gücünü uzun zaman önce fark eden ve bunu ancak Batı medyasının yardımıyla gizleyen Siyonist Rejim, nihayet sahada direnişin gücünü kabul etti ve direnişin bundan böyle her türlü saldırganlığa misilleme yapacağını anladı. Direnişin tepkisinden çok endişelenen Siyonistlerin, Filistin ile ilgili tavırları o kadar değişti ki, daha önce aleni olarak yaptığı eylemlerini gizli yapmak zorunda kaldılar. Bunlar, Filistin'de caydırıcılık ve güç dengesinin değiştiğini gösteriyor.

Siyonist Rejim Güçlerinin Gazze'ye Saldırı Korkusu

Filistin'de dengenin değiştiği için Siyonist Rejim, Gazze Şeridi ile herhangi bir çatışmadan kaçındı, aynı zamanda medya üzerinden kara kampanya sürdürüp kendisini Filistin'den üstün göstermeye çalıştı. Her şeye rağmen direniş korkusu hâla devam ediyor.

Bu korkunun önemli bir işareti, son bir yılda Siyonistlerin Gazze Şeridiyle karşı karşıya gelebilmek için yeni bir cephe hattı açmamasıdır.Geçen yıl boyunca sadece Siyonist rejimin siyasi yetkilileri ve sadece belirli anlarda Gazze Şeridi'ne karşı savaşmaya başladı.Geçen sene  belirli tarihlerde bazı Siyonist lider Gazze Şeridi'ne karşı savaş açma tehdidinde bulundu.

Fakat tüm gelişmelerde, Gazze Şeridi'ndeki Filistin direnişiyle aralarında bir çatışma olmayacak şekilde hareket etti. Bunun nedeni şu iki önemli konuydu:

1* Siyonistler "Kudüs'ün Kılıcı" savaşında artan direnişin caydırıcılık ve askeri gücünün farkındaydılar ve herhangi birinin direniş kırmızı çizgisini geçip direniş tepkisi ile karşı karşıya kalacağından korkuyorlardı.
Siyonistler, siyasi istikrarsızlıkla karşı karşıya oldukları bir zamanda, sonu olmayan bir savaşa girmek zorunda kalacak ve yeniden Mısır ve Avrupa arabuluculuğu için yalvarmak zorunda kalacaklar.

2* Direniş gruplarının Batı Şeria'daki etkisi son aylarda Siyonistler için oldukça belirgin hale geldi. Gazze Şeridi üzerine baskı yapılması direniş gruplarının Batı Şeria'da Siyonist Rejim üzerindeki baskısını artırabilir.
Siyonistler Batı Şeria'da baskı altındayken Gazze Şeridi'ndeki direnişe saldırmaktan uzak duruyorlar. Aynı zamanda, 1948'de işgal edilmiş topraklarda yaşayan Filistinlilerin direnişle dayanışma içinde olması rejim için çok maliyetli ve istikrarsızlaştırıcıdır. Dolayısıyla bir yıl zarfında bölge gerginliklerin tekrarlanmasını istemiyorlar.

Bayrak Yürüyüşü Konusunda Direnişin Tutarlı Duruşu

2021'de işgal altındaki Kudüs'te yapılan sahte Bayrak Yürüyüşü’nün (Bayrakların Dansı) ardından "Kudüs'ün Kılıcının acısını tadan Siyonistler bir yandan popüler hale gelen etkinliği iptal etmek istemediler. Törenin iptal edilmesi halinde hem rejimin itibari sarsardı hem de seçimlerinin sonucunu olumsuz etkilerdi. Diğer yandan, bu yürüyüşü yeniden düzenlemeleri halinde direnişin tepkisinin ne olacağından korkuyorlardı.

Nihayetinde Siyonistler bu etkinliği tamamen kontrollü bir şekilde düzenlemek için medya üzerinden katılımcıları düşmanca ve şiddet eylemlerinden uzak tutmaya çalıştılar. İkinci adımda ise güvenlik önlemlerini arttıran işgal güçleri, bölgeye yaklaşık 10 bin asker konuşlandırdı. Siyonist İsrail’in 2014 yılındaki 51 günlük savaş sırasında Gazze Şeridi'ne 40 bin asker göndermesi, ancak küçük bir yürüyüş için Kudüs'e 10 bin asker göndermesi dikkat çekicidir.

Direnişin birinci hedefi rejimi korkutmaktı. Bu sahte yürüyüşün güvenliğini sağlamak için Siyonistlerin yaşadığı korku direnişin hedefine ulaştığını gösterdi. Direniş güçleri Mescid-i Aksa'yı ve Kudüs kentindeki Filistinlileri desteklemek olan kapsamlı bir savaşa girmemiş, Siyonistlerin eyleminin cevabını başka bir zamanda vereceğini bildirmişti.

Sonuç okarak bu durum direniş için hiçbir maliyeti olmadı ve caydırıcı gücü de azalmadı. Direniş takındığı tavırla ilk aşamadaki bazı hedeflerine ulaştı ve aynı zamanda Siyonistleri korku içinde yaşattı. İslami Direniş Hareketi (Hamas) Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’nin de belirttiği gibi, Filistin ve Kudüs'ün kurtuluşu bu yoldur ve çok uzak olmayan bir gelecekte gerçekleşecektir.

En Çok Okunan Analiz/Makale Haberler
En Önemli Analiz/Makale Haberler
En Çok Okunan Haberler