Türkiye-Malezya İlişkilerinde Neden İlerleme Yok?

Tesnim Haber Ajansı- Malezya Başbakanı İsmail Sabri Yakub, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın davetlisi olarak dün Ankara'yı ziyaret etti. Yakub'un 4 günlük Türkiye ziyaretinde Erdoğan hükümeti yetkilileri Malezyalı yatırım şirketlerinin dikkatini İstanbul ve Ankara pazarlarına çekmeyi umuyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yakub’u Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde resmi törenle karşıladı.
Malezya Başbakanı Yakub, temasları kapsamında Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi (MKE) ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ'de (TUSAŞ) incelemelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Malezya Başbakanı İsmail Sabri Yakub ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Erdoğan, "Yerli ve milli aşımız TURKOVAC'ın Malezya'da kullanıma sunulması, aşı teknolojisi transferi ve birlikte aşı geliştirme konularında müşterek çalışmalar yürütmeyi planlıyoruz." dedi.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Malezya aynı zamanda ASEAN bölgesindeki en büyük ticari paydaşımız konumundadır. Salgına rağmen ticaret hacmimiz geçen sene yaklaşık yüzde 50 artışla 3,5 milyar dolar seviyesini aşmıştır. Bu yılın ilk 6 ayındaki rakamlar da istikrarlı artışın devam ettiğini gösteriyor. Mevcut ivme 2024 yılı için belirlediğimiz 5 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefini kısa süre içerisinde yakalayacağımıza işaret ediyor."

Türkiye ile Malezya arasında, savunma sanayisi, sanayi ve teknoloji, sağlık, iletişim ve medya alanında 7 anlaşma imzalandı.

TÜYAR Mikroelektronik A.Ş. ile Silterra Malaysia Arasında Mutabakat Muhtırası imzalandı.

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) ve Malezya Sanayi Hükümet Yüksek Teknoloji Grubu Arasındaki Niyet Beyanı'nı TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil ile Malezya Sanayi Hükümet Yüksek Teknoloji Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmed Tacüddin Ali imzaladı.

Ayrıca, iki ülke arasında tıp bilimleri alanında işbirliğine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Ancak bu anlaşmaların toplamı, Türkiye ve Malezya'nın gelişmiş ve kapsamlı bir ilişkiye ulaşma yolunda henüz yolun başında olduğunu gösteriyor.

Türkiye-Malezya İlişkileri

Türkiye'de muhafazakar partilerin otuz yıllık siyasi faaliyetine bakıldığında, Malezya'nın Türk İslamcı politikacıları için her zaman model ülkelerden biri olduğunu gösteriyor. Türkiye'nin eski Başbakanı Ahmet Davutoğlu, 1990 yılında Uluslararası Malezya Üniversitesi'nde siyaset bilimi bölümünü kurmuş ve bu Malayca öğrenip ülkede uzun süre hocalık yaptıktan sonra, Asya'nın bu önemli ülkesinin hızla gelişmesinden etkilenmiştir.

Türkiye'nin İslamcı başbakanı merhum Necmettin Erbakan da Türkiye'nin İran ve Pakistan ile yakın işbirliğinin yanı sıra İslam dünyasında Malezya ve Endonezya ile güçlü ilişkiler kurması gerektiğine inanmış ve bu iki ülkenin D8 grubuna üyeliğini diğer üye ülkeler için değerli bir hediye olarak değerlendirmiştir.

Recep Tayyip Erdoğan da defalarca Mahathir Muhammed ile bizzat yakın ilişkiler kurmaya çalışmış ve onu Türkiye'ye davet ederek ilişkilerin gelişmesine zemin hazırlamıştır. Ancak yoğun çabalara rağmen, bu ülke ile ilişkilerin geliştirilmesi Ankara için hala bir hayal olmaya devam ediyor.

Türkiye Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan istatistiklere bakıldığında, Türkiye'nin Malezya ekonomisinin devasa pazarında böyle bir konuma sahip olduğu görülüyor:

1. Türkiye ithalat yapılan ülkeler arasında 39. sırada yer alıyor.
2. Türkiye en fazla ihracat yapılan ülke grupları arasında 17. sırada yer alıyor.
Veriler, iki ülke arasındaki ticaret dengesinin Malezya lehine olduğunu gösteriyor.

Türkiye ve Malezya'nın Ekonomik Durumu

Türkiye ile Malezya'nın ekonomik durumu hiçbir şekilde kıyaslanamaz. Fakat iki ülkenin ekonomik hacminin hemen hemen aynı olması ilginçtir. Bu, hem Türkiye'nin hem de Malezya'nın yıllık yaklaşık 450 milyar dolarlık ihracat ve ithalata sahip olduğu anlamına geliyor. Ama sorun şu ki, Türkiye'nin nüfusu 85 milyon, Malezya'nın nüfusu ise sadece 30 milyon. Sonuç olarak, Malezya'da kişi başına düşen milli gelir Türkiye'nin birkaç katıdır.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı yüzde 80'lik enflasyon rakamı muhalefeti kızdırdı. Uzmanlar gerçek rakamın yüzde 125'ten fazla olduğuna inanıyorlar. Ama Malezya'da enflasyon yüzde 1,5 civarında.

Türkiye'de işsizlik oranını yüzde 20 olarak açıklandı. Malezya'da ise işsizlik oranı yüzde 4'ün altında.

Türkiye ve Malezya'nın Yönetim Modelinin Karşılaştırılması

Yukarıda söylendiği gibi Türk İslamcı politikacılar ve ekonomistler Güneydoğu Asya ülkesi Malezya’nın kaydettiği ilerlemenin sırlarını keşfetmeye çalışmışlardır ve kalkınma yolunda Malezya'nın yönetim modelini Türkiye’de uygulamak istediklerini birkaç kez dile getirmişlerdir.

Ancak bu henüz gerçekleşemedi. Bunun en önemli sebeplerinden biri liderlik ve yönetim meselesidir.
Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin lideri ve ülkenin cumhurbaşkanı olarak ülkeyi tek başına yönetiyor ve kimse onu hiçbir şekilde eleştiremez. Fakat Malezya'da Mahathir Muhammed gibi bir lideri kolay bir şekilde iktidardan düşürülüyor.

Ekonomiye yönelik eleştirilere tepki gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ekonominin kitabını evelallah yazdık, yazmaya devam ediyoruz." demişti.

Ancak ekonomi bölümünden zar zor diploma almayı başaran Erdoğan Maliye Bakanlığı'nı damadı Berat Albayrak'a emanet ederek, Türkiye'nin 128 milyar dolarlık mali varlığının yok olmasına yol açmıştır.

Öte yandan Malezya'da Mahathir Mohamad'ın en güçlü döneminde bile ülkenin merkez bankası bağımsızlığını korurken hükümet uzmanların görüşlerini saygıyla karşılıyordu.

Türkiye ve Malezya arasındaki bir diğer farklı özellik de başta Erdoğan olmak üzere Türk liderlerinin bölgede müdahaleci bir tavır izleyip güç gösterisi yapmaya istekli olmasıdır.

Son birkaç yılda defalarca komşularına saldıran Erdoğan, U dönüşleri, sözlü şiddet, ani ve duygusal kararlarla Türkiye’nin dış politikası ile ekonomisini zora sokmuştur.

Türkiye ile Malezya arasındaki finansal, bilimsel ve ekonomik yeteneklerindeki uçurum fark göz önünde alındığında bu iki ülke arasındaki ticaret hacminin yakın gelecekte artmasını doğal olarak bekleyemeyiz.