Erdoğan’ın Gücü ve Suriye Görüşmeleri


Erdoğan’ın Gücü ve Suriye Görüşmeleri

Oy oranı en düşük seviyede bulunan AKP Lideri Erdoğan, tüm olanlara rağmen gücünü nasıl koruyor.

Tesnim Haber Ajansı- 2002’den beri iktidara geldiği günden bugüne girdiği tüm seçimlerden zaferle ayrılan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı 2023’te zor bir seçim bekliyor. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz ve 20 yıllık iktidarın biriktirdiği hatalar sonucu 2023 seçimi Erdoğan’ın gireceği en zor seçimdir diyebiliriz. 
Gençlerin, doktor, mühendis gibi meslek sahiplerinin ülkeyi terk etmeleri, gelecek kaygısı ve her geçen gün artan pahalılık Erdoğan’ın en büyük rakibi olarak gözükmekte. Bununla birlikte son 20 yılda muhalefetin yakaladığı bir rüzgar var. CHP ve İYİ Partinin başını çektiği Millet İttifakı AKP’den ayrılıp gelenlerle AKP ve MHP’li seçmeni muhalefete çekmeye çalışıyor. Davutoğlu ve Babacan’ın kurduğu partilerin oy oranı her ne kadar az olsa da bugünkü durumda AKP için tehlike arz etmektedir. 
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum ne kadar kötü olsa da 6 parti birleşerek büyük bir ittifak oluşturmuş olsalar da yapılan araştırmalarda Erdoğan’ın başında olduğu AKP hala büyük bir desteğe sahip. 
Ülke yönetimini padişahlığa, diktatörlüğe, tek adam rejimine çevirdi, ülkeyi ekonomik uçurumun kenarına getirdi eleştirileri yapılan Erdoğan, AKP yandaşı veya muhalifi denilen tüm araştırmalarda yüzde 40’ı aşan bir oy alıyor gözükmekte. Erdoğan muhalifi en kötü ankette dahi yüzde 30 üzeri bir oya sahip olduğu ortaya konulmakta. Peki Erdoğan tüm bu olumsuzluklara ve karşısında birleşen partilere rağmen nasıl gücünü koruyabilmekte?
AKP Lideri Erdoğan, şimdiye kadar olduğu gibi bu seçim öncesi de halkın kendine olan desteğini koruya bilmek ve oylarını yeniden alabilmek için çeşitli adımlar atmakta. Asgari ücretin arttırılması, EYT kanununun çıkarılması, öğrencilere verilen burs ve kredilerin faizlerinin silinmesi, ÖTV oranlarının düşürülmesi gibi adımlarla halkı ekonomik olarak bir nebze olsun rahatlatan Erdoğan, ülkenin içinde bulunduğu durumdan kurtaracak olan yine kendisi olduğunu göstermeye çalışıyor. 
Bunlara ilave olarak dış politikada yaptıkları halkın Erdoğan’a olan desteğinin yok olmamasının en önemli nedenlerinden biri olarak gözükmekte. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2. Karabağ Savaşında Azerbaycan Cumhuriyetine verdiği destek ile zorla da olsa Rusya’nın yanında Azerbaycan ve Ermenistan meselesinin çözümünde kendini taraf olarak göstermeyi başarmış ve masaya oturmuştur. Azerbaycan’a verilen destek hem dışarıda hem de içeride ustaca kullanılmış ve halkın büyük bir teveccühünü kazanmıştır. Yine Ukrayna savaşındaki pozisyonu, her ne kadar istemeseler de bugün ABD ve Avrupalı devletler tarafından da kabul edilecek bir şekilde önemli görülmüş ve destek toplamıştır. Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin ile olan özel ilişkisi Ukrayna krizinde Erdoğan’ın önemli bir aktör olmasını sağlamıştır. Erdoğan, Rus ve Ukraynalı yetkilileri İstanbul’da masaya oturtmuş, tahıl koridorunun açılmasını sağlamış ve şimdide Rus gazının dağıtımı için Türkiye’de bir merkez kurulması çalışmalarını başlatarak başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere ABD ve BM’ye bu konudaki etkisini kabullendirmiştir. Öyle ki BM Genel Sekreteri Antonio Gueters, Erdoğan’ın girişimlerini takdir etmiş ve Ukrayna krizinin çözümü için Erdoğan’ın girişimlerini devam ettirmesini istemiştir. Ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Ukrayna krizinde arabulucu rolünün sadece Erdoğan’a bırakılamayacağını söyleyerek Erdoğan’ın etkisini itiraf etmiştir. Erdoğan’ın Ukrayna Krizindeki pozisyonu dışarıda olduğu gibi iç kamuoyunda da büyük bir etki oluşturmuş ve halkın desteğini almıştır.
Erdoğan’ın halkın desteğini almak adına iç politikaya yönelik yaptığı diğer bir dış politika atağı ise Arap ülkeleri ile olan ilişkilerdir. Neredeyse bütün Arap ülkeleri ile bağları kopartan Erdoğan hem ekonomik hem siyasi olarak başta Suudi Arabistan, BAE ile ilişkilerini yeniden başlatarak bu ülkelerden ülkeye sıcak para gelişini sağlamış ve artan döviz ve altın fiyatlarını baskılamıştır. Mısır lideri Sisi ile görüşerek iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden başlaması gerektiğini söylemiştir. Bunlardan en ilginci ise Suriye ile olan ilişkilerdir. 2011’de başlayan Suriye savaşında dostum dediği Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ı bir anda düşman Esed diye ilan etmiş ve bir hafta içerisinde Emevi Camii’nde namaz kılacağız diye tüm dünyaya duyurmuştu. Bu hedefine ulaşamayan Erdoğan 11 yıl sonra siyasette küslük olmaz diyerek Esad ile barışmak istediğini duyurmuştur. Bu bağlamda 28 Aralık 2022’de Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar beraberinde MİT Başkanı Hakan Fidan ile Moskova’ya giderek Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas ile görüşerek iki ülke arasında ilk üst düzey teması gerçekleştirmiş ve gelecekte liderlerin görüşmesi için adım atmışlardır. 
Erdoğan’ın bu girişimi her ne kadar muhalefet tarafından eleştirilse de gerek muhalefet gerek yandaşları Esad ile görüşülmesi gerektiğini söylemekte ve bu girişim halk tarafından destek bulmaktadır.  Yandaş basın Erdoğan’ın bu girişimlerini desteklerken, onun dünya lideri olduğu mesajını da vermekte. 
Erdoğan hem içeride hem de dışarıda yaptıkları ile halka kendisinin alternatifsiz bir lider olduğunu göstermekte ve tüm sorunların çözümünün kendisinde olduğunu söyleyerek halkın oyunu yeniden istemektedir. Erdoğan’ın bu girişimleri sonrası Erdoğan’ın yeniden kazanmasını ve iktidarda kalmasını sağlar mı bilinmez ama şimdilik yapılan anketler AKP’nin ve Erdoğan’ın en düşük seviyede olan oyunun arttığını göstermektedir.

En Çok Okunan Türkiye Haberler
En Önemli Türkiye Haberler
En Çok Okunan Haberler