Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve İttifaklar

Tesnim Haber Ajansı- Türkiye’de başkanlık sistemine geçilmesiyle birlikte cumhurbaşkanı seçilebilmek için 50+1 oy alma zorunluluğu siyasette ittifakların kurulmasını kaçınılmaz bir hale getirdi. Öyle ki hiçbir parti tek başına 50+1 oy oranına ulaşamıyor. Bu durum halkın hiçbir partiye tam olarak güvenmediğini göstermekle birlikte geçmişte birbirleri aleyhinde ağır ithamlar ve hakarette bulunan liderlerin söyledikleri sözleri hiçe sayarak bir araya gelmesine ve halkı tam olarak güvenmedikleri lidere oy verme mecburiyetine sürükledi.

Liderlerin bu durumu Türkiye siyasetinde yeni bir şey değildi ama başkanlık sistemi gelinceye kadar bu kadar ağır itham ve hakaretlerde bulunan liderlerin bir araya gelip övgüler dizmeleri görülmemişti. 
Yeni sistem ve keskinleşen siyaset dili toplumun da bölünmesine neden olmakta. Hatta aile içinde bile zıt kutupların oluşmasına düşmanlıkların yaratılmasına yol açmaktaydı. Türkiye halkı ve siyaseti keskin kutuplaşmaya doğru gitmekte. Seçmen Cumhur İttifakı ya da Millet İttifakı’ndan birini seçmeye mecbur bırakılmış durumda. Tabi bu seçim öncesi yeni ittifak girişimleri de oldu ama mezkur iki ittifak karşısında cılız bir durumda kaldı.
Liderlerin fevri çıkışları ve hakaret içeren keskin açıklamaları karşısında parti takipçileri de şaşkınlığa uğramış durumdalar. Evet siyasette 24 saat uzun bir zaman ama seçmenin bu kadar hızlı çark edişlere yetişmesi imkansız kalıyor. 2018 seçimi öncesi birbirine neredeyse düşman olan AKP ve MHP liderleri Türkiye siyasetinde seçmene ilk şoku yaşatmıştı. Erdoğan ve Bahçeli bir araya gelerek Cumhur ittifakını kurdu ve yeni sistemin ilk şok edici ittifakı yaşandı. 2018 seçiminde muhalefet henüz bu ittifak sistemine konsilde olamamıştı. Ancak 2019 yerel seçimlerinde İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerde başarı elde edebilmişti. Geldiğimiz noktada ise ittifaklar daha büyük şoklar yaratmaya başladı.
AKP’den ayrılarak parti kuran Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık yapmış Ahmet Davutoğlu ve Ekonomi Bakanlığı yapmış Ali Babacan, Cumhur İttifakı karşısında yer alan asıl payandasını CHP ve İYİ Parti’nin oluşturduğu Saadet Partisi ve Demokrat Parti’den oluşan Millet İttifakına katılmış uzun yıllar yol yürüdüğü Erdoğan aleyhinde açıklamalarda bulunmaya başlamışlardı. Merhum Başbakan Necmettin Erbakan’ın AKP kurucuları için kullandığı milli görüş gömleğini çıkardılar sözünü Erdoğan bu kez Davutoğlu ve Babacan için kullanıyordu. 
6 partinin oluşturduğu Millet İttifakı uzun görüşmeler sonucu hükümet sistemini değiştireceklerini tekrardan parlamenter sisteme geçecekleri konusunda anlaştıklarını beyan edip 240 sayfalık ana başlık, 75 alt başlık, 2 bin 300'den fazla somut hedef yer alan “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”ni yayınladılar. Fakat iş cumhurbaşkanı namzedini belirlemeye gelince 6’lı masanın 2 Mart 2023’te yapılan 12. toplantısı sonrası İYİ Parti Lideri Meral Akşener toplantı kararını parti yönetim kuruluna danışacağını söyledi ve 3 Mart 2023’te yaptığı açıklamada; "İYİ Parti kıskaca alınmıştır, buna boyun eğmeyeceğiz. Ne bir kumar masasında ne de noter masasında olmayacağız" sözleri ile masayı devirmişti. Akşener, Millet İttifakı’nın diğer üyelerinin Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday olarak gösterdiğini kendilerinin ise halkın daha çok ilgi gösterdiği CHP Belediye Başkanlarından Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu’nun aday olması gerektiğini ileri sürmüştü. Bu durum, Türkiye siyasi tarihine geçen bir çıkış olmuş ve herkesi şoka uğratmıştı. Halkta büyük bir heyecan yaratan Millet İttifakı bileşeni Akşener’in bu çıkışıyla adeta dağılmıştı. Fakat 5 Mart’ta Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu, Akşener ile görüşmüş 6 Mart 2023’te Akşener ve Kılıçdaroğlu’nu bir araya getirerek anlaşmalarını sağlamışlardı. Türkiye siyasetinde 24 saat kuralı işliyordu. Seçmen bir kez daha şaşkınlığa uğramıştı, sert sözlerle 5 parti liderini hedef alan Akşener, Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı’nın ortak adayı olması kararını kabul ederek tekrar ittifaka katılıyordu. 
Millet İttifakı’nın yaşattığı bu kriz sonrası işin bu defa gerçekten zor olduğunu ve seçimi kaybetme ihtimalinin çok yüksek olduğunun farkına varan Cumhur İttifakı başı AKP, ittifaka katılım için HÜDA-PAR’ı ve Yeniden Refah Partisini davet etti. Türkiye siyasetinde yine şok yaratan bir 24 saat kuralı gerçekleşiyordu. Türkiye’de büyük suikastlar işlediği ile itham edilen, Hizbullahın partisi denilen HÜDA-PAR cumhurbaşkanı olarak Erdoğan’ı destekleyeceklerini açıklayarak Cumhur İttifakı’na dahil oldu. Ardından 20 Mart 2023’te Cumhur İttifakı’nın suçlarına ortak olmayacaklarını açıklayan Yeniden Refah Partisi Lideri Fatih Erbakan, Cumhur İttifakı’na katılmayacaklarını kendisinin cumhurbaşkanı adayı olduğunu duyurdu. Ve ardından yine bir 24 saat kuralı geldi. Tabanın yüzde 60’ı Cumhur İttifakı’na katılımı istemiyor diyen Fatih Erbakan 24 Mart 2023’te Cumhur İttifakı’na katıldığını açıkladı. Bu çıkış Türkiye siyaset tarihine bir şok daha yaşattı. 
Siyasilerin birbirlerine bu kadar ağır ithamlarda bulunup ardından övgüler dizerek bir araya gelmeleri, seçmende kafa karışıklığına neden olmaktadır. Daha da önemlisi her ne kadar bu durumdan galeyana gelen bir kitle olsa da halkın bu kadar savrulmalara sıcak bakmadığı ortada. Demokratik bir seçimde halka vaatlerin, projelerin sunulması ve bu alanda yarışılması gerekirken ağır itham ve çark edişlerin yaşanıldığı bir seçim süreci sürmekte.
Adalet için, kalkınma için, halkın refahı için olması gereken siyasi yarış yerine Türkiye siyaseti ilerleyen günlerde yeni şoklar, yeni çark edişler, yeni savrulmalar yaşanacaktır. Dışarıda kalan Memleket Partisi Lideri Muharrem İnce faktöründen bir 24 saat ilkesi daha bekleniyor. Yine Ata ittifakının Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’ın seçim ikinci tura kalırsa hangi tarafta olacağı belli değil. İttifaklar içerisinde kopmalar, yeni katılımlar olacaktır. Nede olsa siyasette 24 saat uzun bir süre…