İmam Hamanei: Kutsal Savunma’nın Azameti Tanınmalı/Düşmanın Derdi, İslam Cumhuriyeti'dir
İslam İnkılabı Lideri, Kutsal Savunma ve Direniş’in gazileri ve aktivistleriyle gerçekleştirdiği görüşmede şunları söyledi: Bu devasa ve rengarenk kutsal savunma tablosunun detaylarını tam olarak tanıyamadık ve tanıtamadık.
Tesnim Haber Ajansı- Bir grup şehit ailesi, sanatçılar, yazarlar, gaziler ve aktivistler 19 Eylül Çarşamba sabahı Kutsal Savunma Haftası arifesinde İmam Humeyni (a.s) Hüseyiniye'sinde İslam İnkılabı Lideri İmam Hamanei ile bir araya geldiler.
İslam Devrimi Liderinin bu toplantıda yaptığı konuşmalardan alıntılar şu şekilde:
* Kutsal Savunma ülkemiz tarihinde olağanüstü ve önemli bir olay. Bu önemli tarihi ve olayı tanımalı ve gelecek nesillerin zihinlerine iyi bir şekilde tanıtmalıyız.
* Gelecek nesillerimiz Kutsal Savunma’nın önemli yönlerini ve anlamını bilmeli ve tanımalılar böylece İran milletinin zafer platformuna nasıl ulaşabildiğini ve orada güçlü bir şekilde ve gururla nasıl ayakta durabildiğini anlarlar. Bu tanıtımda alınacak büyük dersler ve görülmesi gereken harika işler var.
* Şu ana kadar bu tablonun (Kutsal Savunma) büyüklüğünü ve rengarenk detaylarını tam anlamıyla tanıyamadık ve tanıtamadık.
* Olayın büyüklüğü (Kutsal Savunma) birkaç açıdan görülebilir. Bu açılardan biri savunulan şeydir; diğeri ise bu savunmanın neye karşı olduğudur. Üçüncü açısı ise bu savunmayı kim yaptı? Onlar kimdi? Dördüncü açı da bu savunmanın etki ve kazanımları nelerdi?
* İslam İnkılabı’nın Kutsal Savunmasında kendi ürünü olan İslam Cumhuriyeti ve ülkenin toprak bütünlüğü savunuldu. Karşı taraf bu üçüne saldırmıştı. Düşmanın asıl ve önemli hedefi Saddam'ın hedefi olan toprak bütünlüğü değildi, devrimin kendisiydi. İran halkının yaptığı bu eşsiz devrimi bastırmak istediler.
* Devrimimiz halkçı, dindar, özgün ve bağımsız olup, ülkenin bağımlı ve egemen sistemini ortadan kaldırıp ülkede yeni bir söz hakimiyeti kurmayı başarmıştır.
* Dünya, ahiret, insanların ve Allah'ın sistemin içinde dahil olduğu tarihte eşi benzeri görülmemiş bir sistem ve [düşman] onu bastırmak istedi ve şimdiye kadarki hedefleri de buydu. Düşmanın sorunu hâlâ İslam Cumhuriyeti'dir.
* Durumun iki ülke sınırlarının bir kısmını yerinden edecek bir savaş olması ile bir milletin kimliğini oluşturan şeyleri yok eden bir savaş olması farklıdır. Bu savaşın meselesi [Irak-İran] sadece sınır meselesi değildi.
* Tüm dünya İran'la savaşa girdi, bu abartı değil; Bütün dünya derken, dünyada nüfuzu olmayan belli bir ülkeyi kastetmiyoruz ama o günün önde gelen güçlerinin tamamı İslam Devrimi'ne yönelik saldırıya katılmıştır; Amerika, Avrupa ülkeleri ve Doğu Bloku, bir şekilde İslam Devrimi'ne karşı bir savaşa katıldı.
* Kutsal Savunma’nın savunucuları din faktörüyle hareket ediyorlardı. Pek çok cami, minber, konuşmacı, üniversite ve okul kutsal savunmayı destekledi.
* Kutsal Savunmada sadece kışlalardan cepheye asker gönderilmedi, halk ve çeşitli toplumsal tabakalar da katıldı.
* Kutsal Savunmanın başarıları bir ya da iki tane değil. Onlarca ciltlik bir kitap olacak şekilde. Bütün dünya bu sınırı aşmak için Saddam'ın arkasında savaştı ve sekiz yıl uğraştılar ama bu ülkenin bir karış toprağı kaybedilmedi.
* İran milleti Kutsal Savunmada kendi kapasitesinin büyüklüğünü keşfetti. İran milleti Kutsal Savunmada kendini tanıdı.
* Bugün gençliğimizin Kutsal Savunma tecrübesine güvenle ve bakarak gençlerimiz ülkenin bütün sorunlarını çözebileceğini söyleyebiliriz.
* Ülkeyi gelecekte olası saldırılardan büyük ölçüde uzak tutan güvenliğinin sağlanması Kutsal Savunmanın başarılarından biridir. Gördüler ki saldırıyı başlatan düşman olursa bunun sonu olmayacaktır.
* Kutsal Savunma sınırlarımızı genişletti - coğrafi sınırları kastetmiyorum ve biz ne o zaman ne de bugün böyle bir şey istemedik - diğer sınırları genişletti. Direniş sınırları gibi. Bugün bölgede Direniş unsuru kök salmış durumda. Direniş, dünyada Kutsal Savunmayla yükseltildi, tanıtıldı ve uygulandı.
* İnanması bize bile zor gelebilir ama İran milletinin etkileri uzak ülkelerde de yankı buldu. Bunu biliyoruz. Hem Doğu Asya'da, hem Afrika'da hem de Latin Amerika bölgesinde İran milletinin çalışmaları örnek oldu.
* Bölge ülkelerinde üssümüzün olmaması, manevi varlığımızın olması bile Amerika'nın ve bazı ülkelerin feryatlarını yükseltti.
* Kutsal Savunmaya karşı yalanlar ve çarpıtmalara karşı durmalı ve Kutsal Savunmayı anlatmalıyız. Sanatsal çalışmalar da dahil olmak üzere tebtyin çalışmalarında asıl amacı unutmayın.
* Silahlı kuvvetler her toplumun kaçınılmaz temel bir parçasıdır ve onların varlığı olmazsa olmaz ana unsurlardan biridir. O olmadan istikrarlı bir toplum olmaz. Silahlı kuvvetlerin kıymetini bilmeliyiz. Silahlı kuvvetlerin onuru ve şerefini esas kabul eetmeli ve onları onurlandırmayı görevimiz olarak görmeliyiz. Silahlı kuvvetler güvenliğin temelidir ve bir ülkenin güvenliği her şeydir.
* Düşman, silahlı kuvvetlerin değerlerine, şeref ve haysiyetine zarar vermek noktasına dayanmaktadır. Buna dikkat edilmelidir.
* İslam'da güç mantığı, aşkınlık mantığı (kendini başkalarına empoze etmek ve kendini başkalarına üstün görmek) demek değildir. Gücünüz (silahlı kuvvetler) arttıkça tevazu da artmalıdır.
* Otorite güzel dille çelişmez, nazik davranışla çelişmez. Yumuşak dil genellikle daha iyi sonuçlar verir. Bazı yerlerde bunun yerine başka bir yaklaşım sergilemek gerekiyor.