Tesnim Haber Ajansı - Çin, Cuma günü yaptığı açıklamada, ABD'nin İran'ın petrol ticaretine uyguladığı ve bir Çin rafinerisini hedef alan yaptırımlara yanıt olarak, Çinli şirketlerin ve vatandaşların yasal haklarını korumak üzere gerekli önlemleri alacağını duyurdu.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Guo Jiakun, bugün Pekin’de düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, Çin’in ABD’ye “yaptırımlar uygulamaktan vazgeçme” çağrısında bulunduğunu belirterek, ülkesinin enerji güvenliğini koruyacağını söyledi. Söz konusu yaptırımlar, İran petrolü ve petrokimya ticaretinde rol oynayan yaklaşık 100 kişi, kurum ve gemiyi, aralarında bağımsız bir Çin rafinerisi ve terminali de olmak üzere hedef aldı.
ABD, Perşembe günü İran’ın petrol sektörüne yönelik yeni yaptırımlar açıkladı ve onlarca kişi, şirket ve gemiyi, Tahran’ın petrol ve petrokimya ihracatıyla bağlantılı oldukları gerekçesiyle hedef aldı.
Bu yaptırımlar 10 gerçek kişi, 49 şirket ve 34 gemiyi kapsıyor.
Yaptırım listesinde yer alan şirketler arasında, ABD’nin iddiasına göre İran petrolü ve petrokimya ürünlerinin ticaretini kolaylaştıran bir rafineri ve petrol terminali de bulunuyor.
ABD, bu adımından birkaç saat önce de 29 kurumu Ticaret Bakanlığı’nın kısıtlı kurumlar listesine eklediğini açıklamıştı. Bu yaptırımlar, İran’ın askeri programlarını destekledikleri iddiasıyla, Çin’deki 16 şirket ve 3 adresi, Türkiye’deki 9 şirketi ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki 11 şirketi hedef alıyor.
Bu eylem, özellikle silahlı insansız hava araçlarında kullanılan Amerikan menşeli elektronik parçalarının alımında rol oynayan şirketleri hedef alıyor. Listeye alınan Çin ve Hong Kong merkezli bazı firmalar, artık ABD hükümetinden özel izin almaksızın Amerikan ürünleri ithal edemeyecek.
ABD’nin ikincil yaptırımları, yani yabancı şirketleri İran’la ticaret yaptıkları gerekçesiyle hedef alan yaptırımlar, 1996 yılında İran ve Libya Yaptırımları Yasası ile başlamış ve özellikle 2018’de ABD’nin nükleer anlaşmadan (KOEP) çekilmesinden sonra yoğunlaşmıştır.
Bu yaptırımlar, genellikle ABD dış politikasını “savaşsız biçimde ilerletme aracı” olarak gerekçelendirilse de, birçok ülke tarafından sert biçimde eleştirilmektedir. Çin, bu yaptırımları ülkeler arası ticarete müdahale anlamına gelen “yargı yetkisini aşan uygulamalar” olarak tanımlarken, İran, bunları “ekonomik terörizm” ve “insan hakları ihlali” olarak nitelendirmektedir.
Türkiye ise, İran’la enerji (özellikle gaz ve petrol) alanındaki yakın ekonomik ilişkileri nedeniyle, bu ikincil yaptırımları “ekstraterritoryal” (ülke dışı yetki) ve ulusal egemenliğe tehdit olarak değerlendirmektedir.