Eski Bir Yetkiliden Türkiye’deki İranlı Öğrencilerin Sorunlarına Dair Değerlendirme
- İran haber
- 05 Kasım, 2025 - 12:32
Tesnim Haber Ajansı - Tahran Üniversitesi öğretim üyesi ve Yükseköğrenim Bursları ile Öğrenci Gönderimi Eski Genel Müdürü Muhammed Muhammedi Mesudi, özel bir röportajda, öğrencilerin yurtdışına eğitim amaçlı göçü, bu konudaki istatistiklerin analizi ve yurtdışında yaşayan İranlı öğrencilerin karşılaştığı sorunlar üzerine kapsamlı değerlendirmelerde bulundu.
Kendisinin özellikle Türkiye’deki İranlı öğrencilerin durumuna ilişkin dikkat çekici açıklamaları şu şekilde özetlenebilir:
Bir grup öğrenci, İran’da özellikle tıp gibi istedikleri bölümlere yerleşemedikleri için yurtdışına gitmektedir. Bu grup sayısal olarak oldukça fazladır ve lisansüstü öğrencilerden çok daha geniş bir kesimi kapsamaktadır. Gerçekte, birçok üniversite adayı, henüz 17-18 yaşlarında, kendi isteği dışında yurtdışına gitmek zorunda kalmaktadır.
Göç istatistikleri için kesin bir sayı vermek mümkün olmasa da, oranlar tahmin edilebilir. Örneğin, Türkiye’deki 30 binden fazla İranlı öğrencinin kaçta kaçının lisansüstü veya doktora için gittiğine bakmak gerekir. Bu öğrencilerin yaklaşık yüzde 95’inden fazlası genç yaşta, yani üniversiteye giriş sınavını geçmeden önce yurtdışına gidip lise diploması almaktadır. Yani göçlerin büyük çoğunluğu doktora düzeyinde değil, daha erken yaşlarda gerçekleşmektedir. Bu son derece önemli bir konudur ancak ülkede yeterince fark edilmemektedir. Göç tartışmalarında çoğu zaman doktor göçü ön plana çıkarılmaktadır. Oysa nitelik bakımından çok daha tehlikeli olan, genç yaşta gerçekleşen öğrenci göçüdür; çünkü bu kişiler ülkenin gelecekteki insan sermayesidir. Örneğin, sadece Türkiye’de yaklaşık 10 bin öğrenci ve 30 bin üniversite öğrencisi bulunmaktadır.
Birçok üniversite, İran Yükseköğretim Kurumu tarafından resmî olarak tanınmamaktadır, özellikle tıp fakülteleri bu durumdadır. Bu ülkelerde öğrenciler hem üniversite harcı hem de yaşam masraflarını karşılamak zorundadır. Üst düzey üniversitelerin ücretleri oldukça yüksek olduğu için birçok aile bu maliyeti karşılayamamakta ve çocuklarını, İran Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmayan üniversitelere göndermektedir. Türkiye’deki öğrencilerin önemli bir kısmı, bu tür yetkisiz kurumlarda eğitim görmektedir; aynı durum diğer ülkelerde de gözlenmektedir.
Türkiye ve diğer ülkelerdeki öğrenciler, farklı kültürler ve yaşam koşulları nedeniyle birçok riskle karşı karşıya kalmaktadır. Bu gençlerin bir kısmı, 22-24 yaş gibi erken yaşlarda, yeterli zihinsel hazırlığa sahip olmadan yabancı ülkelere gitmekte ve zararlı davranışlar ile sosyal tehlikelere maruz kalmaktadır. Buna karşın, daha ileri yaşta ve lisansüstü eğitim amacıyla gidenler, daha bilinçli ve akademik hedeflere odaklı hareket etmektedir. Ancak genç yaşta, sınav baskısı veya istedikleri bölüme yerleşememekten dolayı yurtdışına çıkanlar, ciddi krizlerle karşılaşmaktadır.
Mesudi, bazı ailelerin çocuklarının yurtdışı eğitim masraflarını karşılamak için ev veya toprak sattığını, hatta bazı köylü ve çiftçi ailelerin bu yola başvurduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Bu aileler, ilk yıl destek sağlayabiliyor; ancak sonraki yıllarda ekonomik güçleri yetmediği için çocuklarının ilerlemesi sekteye uğruyor. Böyle durumlarda, bazı öğrenciler uyuşturucu çetelerine veya tehlikeli davranışlara yöneliyor ve maalesef bu tür olaylarla ilgili gerçek raporlar da mevcuttur.”