Hizbullah: Direniş ve Lübnan Halkı, Topraklarını ve Egemenliklerini Savunma Hakkına Bağlıdır

Tesnim Haber Ajansı - ABD’nin, işgal rejiminin saldırılarının yoğunlaşmasıyla eş zamanlı olarak Lübnan’ı Siyonist düşmanla doğrudan müzakerelere zorlamak için baskılarını artırmasının ardından, Parlamento’daki Direnişe Sadakat Bloğu milletvekili Hasan Fadlullah dün gece yaptığı konuşmada, düşman karşısında hiçbir müzakere ya da teslimiyetin olmadığını, Lübnan hükümetinin işgalcilerle çözüm arayışlarının onların daha fazla taviz talep etme cesaretini artırdığını söyledi.

Hasan Fadlullah, Nabatiye’de düzenlenen bir anma töreninde yaptığı konuşmada, “Zor ve karmaşık bir aşamadan geçiyoruz; bölgede bir dizi siyasi değişim ve güç dengelerinde gelişmeler söz konusu. Siyonistler, bazı Arapların edilgenliğinden yararlanarak yayılmacı projelerini ilerletmeye çalışıyor.” ifadesini kullandı. 

Düşman, Lübnan hükümetinin görevlerini yerine getirememesinden Faydalanıyor 

Hasan Fadlullah, “Siyonist düşman ayrıca Lübnan’ın ateşkes anlaşmasına bağlı kalmasından ve sorumlulukları Lübnan devletine bırakmasından faydalanıyor; zira hükümetimiz kendi sorumluluklarını yerine getirebilecek kapasitede değildir. Tarih boyunca talebimiz, egemenliğini koruyabilecek ve halkını saldırılara karşı savunabilecek güçlü bir devletin Lübnan’da var olmasıdır.” diye sözlerine ekledi.

Hizbullah milletvekili, Lübnan hükümetinin, egemenliği korumak, düşman saldırılarını önlemek ve ülkeyi yeniden inşa etmek için bakanlar kurulu bildirgesinde belirtilen taahhütlerini yerine getirmesi gerektiğini ifade etti. Oysa hükümetten gördüğümüz tek şey, savaş ve barış hakkında boş sloganlar olup, bu sloganlar hiçbir zaman hayata geçirilmemiştir. 

Hasan Fadlullah devamla, “Bugüne kadar bu hükümet, vatandaşlarının güvenini kazanma ya da beklentilerini karşılama konusunda başarısız olmuştur. Aslında hükümetin bazı uygulamaları, halkta iyimserlik oluşturmak ve yaralarını sarmak yerine, devlet ile millet arasında uçurum yaratmıştır. Gerçek şu ki, devlet kurumlarının kendi görevlerini yerine getirmek ve ülkeyi korumak için ciddi bir çaba gösterdiğine dair hiçbir emare görmedik.” söylediğini aktardı.

Direnişe Sadakat Bloğu milletvekili, “Ne yazık ki dış baskılara boyun eğilmesi nedeniyle ülkenin yeniden inşasını engellemeye yönelik bazı resmî girişimlere dahi tanık oluyoruz. Siyonist düşmanın devam eden saldırıları ve özellikle son gün ve saatlerde Lübnan’ın birçok köy ve şehrinde yaşanan katliamlar, hem Lübnanlıların hem de devletin onuruna saldırıdır.” diye konuştu.
Hasan Fadlullah, “Lübnan hükümeti, Siyonist düşmanın bu saldırıları karşısında aciz bir görüntü sergilemiş, halkı koruyamamış ve egemenliği savunamamıştır. Siyonist düşmanla çözüm arayışında yalvarmak, sadece bu rejimi daha fazla taviz istemeye teşvik etmektedir.” vurguladı.

Hasan Fadlullah, “Lübnan hükümetinin görevi, tüm imkân ve kaynaklarıyla Siyonist düşmanı Lübnan’a yönelik saldırılarını durdurmaya zorlamaktır. Ateşkes anlaşması imzalanırken, bu anlaşmanın uygulanmasını denetlemekle görevli bir komite tarafından bir mekanizma belirlenmişti. Siyonist tarafın ateşkese uyması ve hükümlerini tam olarak uygulaması sağlanmadan, Lübnan’ın başka konularda müzakere etmeye en ufak bir ilgisi yoktur.” ifadelerini kullandı. 

Lübnan’ın 40 Yıl Öncesine Dönmesine İzin Vermeyeceğiz 

Hizbullah temsilcisi, “Gerçekten Lübnan’da kimse bizden düşmana boyun eğmemizi bekliyor mu? Her gün dökülen Lübnanlıların kanı değersiz değildir ve kimse bunu hafife almamalıdır. Lübnan yetkilileri, bu düşmanın vahşi saldırıları karşısında yalnızca kınama bildirileri yayımlamakla yetinemez ve bu bildirilerle görevlerini yerine getirdiklerini düşünemezler.” söyledi.

Devamında, “Halkın öfkesi her geçen gün artıyor ve güney halkının haykırışı yüksek; onlar topraklarını ve egemenliklerini savunma haklarından asla vazgeçmeyecekler. Milli egemenlik her gün ihlal edilirken ve kıymetli vatandaşlarımızın kanı her gün yerde akarken, içerden bazı taraflar eski hırslarına ulaşmaya çalışıyor ve diyorlar ki zaman, 40 yıl öncesine dönme zamanıdır; yani direnişin olmadığı dönemlere.” diye sözlerine ekledi.

Hasan Fadlullah, “Ancak bu kesimler unutmuş durumda ki bizim direnişimiz kana, ateşe ve kuşatmaya göğüs gererek başladı; Seyyid Musa es-Sadr’ın aba giysisinden ve Şeyh Ragıb Harb’in sesinden, buradan, Nabetiye’deki Aşura meydanından ve köylerden ve şehirlerden. Bugün de bu direniş, binlerce şehidin kanıyla ve başta Seyyid Hasan Nasrallah ile Seyyid Hâşim Safiyüddin’in şehadetleri olmak üzere, daha güçlü ve kararlı hale gelmiştir.” vurguladı.

Hizbullah temsilcisi, “Ne kadar fedakârlık gerekse, direnişimiz milli yolundan sapmayacaktır ve milletimiz asla zillete ve teslimiyete razı olmayacaktır. Biz ülkemizin istikrar ve güvenliğe kavuşmasını istiyoruz ve gerçekten Lübnan’ı düşünen, ülkenin güvenlik ve istikrarını önemseyen herkes, yurdumuzu işgalcilerin ve saldırganların pençesinden kurtarmak için birleşmelidir.” belirtti.

Devamında, “Hizbullah ve müttefikleri Lübnan’ın yarısından fazlasını temsil ediyor ve bu nedenle biz olmadan herhangi bir ulusal uzlaşının varlığından söz edilemez. Bir tarafı marjinalize etme çabası, Lübnan’ın yarısının dışlanması anlamına gelir ve bu, ülkemizi yok etmeyi hedefleyen Siyonist rejimin gündemine hizmet eder; fakat biz buna asla izin vermeyeceğiz.” söylediğini aktardı.