1. İran
  2. Türkiye
  3. Batı Asya
  4. Dünya
  5. Röportaj
  6. Analiz/Makale
  7. Bilim/Uzay
  8. Spor
  9. Yaşam/Kültür
  10. Fotoğraf
  11. Karikatür
  12. Video
    • فارسی
    • english
    • عربی
    • עברית
    • Pусский
  • RSS
  • Telegram
  • Instagram
  • Twitter
  • İran
  • Türkiye
  • Batı Asya
  • Dünya
  • Röportaj
  • Analiz/Makale
  • Bilim/Uzay
  • Spor
  • Yaşam/Kültür
  • Fotoğraf
  • Karikatür
  • Video

İrevani: Askerî Saldırı Ve Ekonomik Terörizm İran’ı Asla Geri Adım Attırmayacaktır

  • 15 Kasım, 2025 - 10:11
  • İran haber
İrevani: Askerî Saldırı Ve Ekonomik Terörizm İran’ı Asla Geri Adım Attırmayacaktır

İran’ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi, askerî saldırı ve ekonomik terörizmin İran’ı asla meşru haklarından vazgeçmeye zorlamayacağını vurguladı.

İran

Tesnim Haber Ajansı - Birleşmiş Milletler nezdinde İran İslam Cumhuriyeti’nin Büyükelçisi ve Daimi Temsilcisi Emir Said İrevani, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun İran’a ilişkin raporunun ele alındığı Genel Kurul oturumunda şunları vurguladı: “İran İslam Cumhuriyeti, 1970 yılından bu yana Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nın sorumlu ve taahhüt sahibi bir tarafıdır. Buna rağmen, üç Avrupa ülkesi ve Amerika Birleşik Devletleri, Siyonist rejimin uydurma iddialarını tekrarlayarak İran’ın barışçıl nükleer faaliyetlerini çarpıtmaya ve yanlış göstermeye devam etmektedir.”
Konuşmanın tam metni aşağıdaki şekildedir: 

Bismillahirrahmanirrahim 

Sayın Başkan,
Genel Müdürü’e raporu sunduğu için teşekkür ediyorum. Bununla birlikte, bu tür raporların her zaman profesyonel, olgulara dayalı ve her türlü siyasî etkiden arındırılmış kalması gerekir; zira UAEK'nın itibarı bütünüyle onların tarafsızlığına bağlıdır.

Nükleer enerji, kalkınma ve enerji güvenliği için özellikle gelişmekte olan ülkelerde zorunlu ve ikame edilemez bir unsurdur. Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nın dördüncü maddesi ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Tüzüğü uyarınca güvence altına alınan nükleer bilgi ve teknoloji transferi, devredilemez ve asli bir haktır; bir ayrıcalık değildir.

Kapsamlı güvenlik denetimi sistemi, nükleer enerjinin barışçıl kullanımını kolaylaştırmalıdır; buna engel olmamalıdır. Gelişmekte olan ülkelerin meşru haklarını ortadan kaldırmak amacıyla nükleer silahların yayılmasıyla ilgili kaygıların kötüye kullanılmasına yönelik her türlü girişim, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nın metnine ve ruhuna yönelik ciddi bir ihlal teşkil eder.

Bazı ülkelerin gelişmekte olan ülkelerin barışçıl nükleer teknolojiye erişimini sistematik olarak kısıtlarken, aynı zamanda Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na taraf olmayan ve gizli bir kitle imha silahları cephaneliğine sahip Siyonist rejime silah ve askerî yardım sağlaması derin bir endişe kaynağıdır.

Bu tür çifte standartlar, yasa dışı tek taraflı ve zorlayıcı tedbirlerle birlikte, yayılmanın önlenmesi rejiminin güvenilirliğini ve Ajans’ın teknik işbirliği misyonunu ciddi biçimde zayıflatmaktadır. 

Sayın Başkan,
Dünya, Haziran 2025’te son derece suç teşkil eden ve saldırgan bir eyleme tanıklık etti. Siyonist rejim, Yönetim Kurulu’nda siyasî saiklerle kabul edilen bir kararın üzerinden yalnızca birkaç saat geçtikten sonra, UAEK'nın tam gözetimi altında bulunan ve denetim kapsamındaki İran nükleer tesislerine karşı geniş ve ağır saldırılar başlattı. Bu suç niteliğindeki saldırılar, İranlı bilim insanlarını ve ailelerini hedef aldı, binlerce kişiyi öldürdü veya yaraladı ve büyük maddi hasara yol açtı.

Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi ve NPT Anlaşması’nın emini olan Amerika Birleşik Devletleri, 22 Haziran’da bu saldırıya katılarak UAEK'nın gözetimindeki tesisleri doğrudan hedef aldı. Bu eylemler, uluslararası hukukun, Birleşmiş Milletler Şartı’nın, UAEK Tüzüğü’nün ve Güvenlik Konseyi’nin 487 (1981) sayılı kararının açık ihlaliydi. Söz konusu karar, denetim kapsamındaki nükleer tesislere yönelik her türlü saldırıyı açıkça yasaklamaktadır. Bu saldırı yalnızca bir üye devlete karşı yapılmış bir saldırı değildi; aynı zamanda Birleşmiş Milletler’in otoritesine, UAEK'nın itibarına ve güvenlik denetimleri rejiminin bütünlüğüne yönelik bir tecavüzdü.

Genel Konferans’ın ilgili kararları, barışçıl amaçlarla kullanılan nükleer tesislere yönelik her türlü silahlı saldırının veya bu tesislerin tehdit edilmesinin, Birleşmiş Milletler Şartı’nın ilkelerinin, uluslararası hukukun ve UAEK Tüzüğü’nün ihlali olduğunu açıkça belirtmesine rağmen; ve Genel Müdürü, nükleer tesislerin halk, çevre, nükleer güvenlik ve emniyet ile bölgesel ve uluslararası barış ve güvenlik açısından ağır riskler taşıması sebebiyle hiçbir

koşulda hedef alınmaması gerektiğini defalarca vurgulamasına rağmen;
Ne yazık ki büyük bir üzüntüyle ifade etmeliyim ki, İran’ın barışçıl nükleer tesislerine yönelik bu yasa dışı saldırılar ne UAEK tarafından ne Güvenlik Konseyi tarafından ve hatta bizzat Genel Müdür tarafından dahi kınanmamıştır. Ne yazık ki, hem Genel Kurul Başkanı hem de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Müdürü, bu oturumun gündemi kapsamında yaptıkları açıklamalarda söz konusu yasa dışı saldırıları bir kez daha kınamaktan kaçınmışlardır. 

Sayın Başkan,
İran İslam Cumhuriyeti, 1970 yılından bu yana Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nın sorumlu ve taahhüt sahibi bir tarafıdır. Buna rağmen, üç Avrupa ülkesi ve Amerika Birleşik Devletleri, Siyonist rejimin uydurma iddialarını tekrarlayarak İran’ın barışçıl nükleer faaliyetlerini çarpıtmakta ve yanlış göstermektedir; oysa aynı rejim, bölgedeki tek nükleer silah sahibi ve nükleer silahlardan arındırılmış bir Orta Doğu oluşturulmasının önündeki temel engel olarak, tam bir cezasızlıkla eylemlerine devam etmektedir.

İran, sabotaj eylemlerine, suikastlara, yasa dışı yaptırımlara ve şimdi de denetim kapsamındaki nükleer tesislerine yönelik doğrudan saldırılara rağmen, hiçbir zaman Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nı, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nı veya güvenlik denetimi yükümlülüklerini ihlal etmemiş; her zaman diplomasiden yana olmuştur.

Genel Müdürü’nün son raporları da teftişlerin askıya alınmasının bu silahlı saldırıların doğrudan sonucu olduğunu teyit etmektedir. Bu durumun sorumluluğu bütünüyle saldırganlara aittir; mağdura değil. Mevcut güvenlik denetimi düzenlemelerinin hiçbirinde, silahlı saldırı ve sürekli tehdit koşullarında etkileşimin nasıl sürdürüleceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır.

Dolayısıyla, böylesine olağanüstü koşullarda nükleer tesislerin ve personelin güvenliğinin sağlanması için yeni bir çerçevenin oluşturulması bir zorunluluktur. İran ve Ajans, 9 Eylül 2025 tarihinde Kahire’de bu zorlukların ele alınması amacıyla yapıcı bir ortamda bir Mutabakat Zaptı imzalamıştır. Ne yazık ki, bu olumlu gelişme derhal Amerika Birleşik Devletleri ve üç Avrupa ülkesinin hasmane eylemleriyle zayıflatılmıştır; bu ülkeler, Çin ve Rusya’nın Güvenlik Konseyi’ne sunduğu dengeli öneri de dâhil olmak üzere her türlü diplomatik girişimi engellemeye devam etmektedir.

Üç Avrupa ülkesinin sözde “tetik mekanizmasını” devreye sokma girişimi, gayrimeşru, pervasız ve diplomasinin son köprüsünü yıkmayı amaçlayan bir adımdır; bu nedenle hükümsüzdür. Kendileri KOEP’yi ve 2231 sayılı kararı ihlal eden taraflar olarak, hükümlerine atıfta bulunmak için hiçbir hukukî zemine sahip değildir. 2231 sayılı karar, 18 Ekim 2025 tarihinde kalıcı olarak sona ermiştir ve buna ilişkin tüm kısıtlamalar ortadan kalkmıştır. Bunları yeniden ihya etme veya uygulamaya koyma yönündeki her türlü girişim, süreçlerin gayrimeşru biçimde kötüye kullanılmasından ibarettir ve bu Genel Kurul ile Genel Sekreter tarafından kararlı bir şekilde reddedilmelidir. 

Sayın Başkan,
İran asla tehdit veya zorlamaya boyun eğmeyecektir. Bizim karşılığımız yalnızca saygı, hukuka bağlılık ve eşitliktir. Askerî saldırı ve ekonomik terörizm, İran’ı hiçbir zaman meşru haklarından vazgeçmeye zorlayamayacaktır.

 
R1396/P1396
tasnim
tasnim
tasnim
  • Hakkında
  • İletişim
  • En Çok Okunan
  • Arşiv
bizi takip et:
  • RSS
  • Telegram
  • Instagram
  • Twitter

All Content by Tasnim News Agency is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.