Tesnim Haber Ajansı- Geçtiğimiz haftalar boyunca Suudi Arabistan ve ona bağlı güçler Yemen’in sınır bölgelerinde gerginlik yaratmaya başlamışken, bilgili kaynaklar Suudi Arabistan’ın el-Cevf’in doğusundan Umman sınırındaki el-Mehra’ya kadar uzanan çöl hattındaki askerî hareketliliğinin, el-Cevf ilinde Suudi Arabistan ile Yemen arasındaki sınır hattında gerginliği yeniden alevlendirdiğini aktardı.
Yemen ve Suudi Arabistan Sınırlarındaki Son Gerginlik
El-Ahbar gazetesinin haberine göre, son iki gündeki çatışmalar sırasında Sana’a hükümetine bağlı Yemen silahlı kuvvetleri, Riyad destekli unsurların el-Cevf’in doğu cephe hatları yakınında yeniden konuşlanma ve sınırdaki petrol sahalarına yakın çöl şeridinde savunma hatları oluşturma girişimini başarısızlığa uğrattı.
Eski Yemenli askerî kaynaklara göre, bu sahalar Suudi Arabistan'ın uzun zamandır elde etmeye çalıştığı sahalardan biriydi. Suudi Arabistan’ın el-Cevf’in doğu çöllerine olan ilgisi, yaklaşık 39.495 kilometrekarelik bu ilin 2020 yılında Ensarullah hareketinin kontrolüne geçmesinden bu yana belirgin şekilde artmıştır.
Bununla birlikte, Suudi Arabistan el-Cevf ilinin yüzde 80’inden fazlası üzerindeki kontrolünü kaybettikten sonra, kendisine sadık paralı asker komutanlarının bir kısmını hapse attı. Suudi Arabistan, son üç yıldır Yemen’de var olan kırılgan ateşkesi, Yemen’in çeşitli bölgelerinde askerî varlığını yeniden düzenlemek için istismar etti.
Bu hedef doğrultusunda Suudi Arabistan, 14 tugaydan oluşan “Vatan Kalkanı” adlı güçleri kurdu ve Lahic’teki el-End üssünün güneyinden başlayarak ed-Dali, Aden, Ebyen, Şebve hatta Hadramut ve el-Mehra’nın en önemli askerî bölgelerinde konuşlandırdı. Selefi şeyh Beşir el-Mudarribî’nin komuta ettiği bu güçler, Riyad’a bağlı konseyin başkanı Reşad el-Alimi ile doğrudan temas hâlinde olup, Geçiş Konseyi güçleriyle mücadelelerinde meşruiyet sağlama amacı taşımaktadır.
Riyad’ın Yemen’deki askerî kolu olarak görülen “Vatan Kalkanı” güçleri, son iki yıl içinde Hadramut ve el-Mehra illerinde konuşlandı. Suudi Arabistan ayrıca bu güçlerin bir bölümünü, ilin çöl otoyolu boyunca stratejik noktalara yeniden hâkim olmak amacıyla, el-Cevf’in doğusuna gönderdi.
Sana’a hükümeti, Suudi Arabistan’ın bu adımlarını düşmanca faaliyetler ve Riyad’ın Yemen’deki barış sürecinin gereklerini yerine getirme konusunda isteksiz olduğunun göstergesi olarak nitelendirdi ve Suudi Arabistan’dan bu saldırgan ve istilacı hamlelerini durdurmasını, Yemen topraklarının her türlü işgaline son vermesini talep etti.
Ancak tüm bunlara rağmen, eldeki göstergeler Suudi Arabistan’ın el-Cevf ilinin çöl sınır hattında yeni bir askerî gerçeklik dayatma çabalarını sürdürdüğünü ve bunun, Riyad’a bağlı unsurlar ile Sana’nın silahlı kuvvetleri arasında el-Cevf ilinde askerî gerginliklere yol açtığını ortaya koymaktadır. Bu gerginlikler son günlerde Suudi Arabistan-Yemen sınırının tamamına yayılmış durumdadır.
Bu bağlamda bilgili bir askerî kaynak, El-Ahbar gazetesine yaptığı açıklamada, Sana'a güçlerinin son iki gün içinde Suudi Arabistan’a bağlı unsurlarla çatıştığını ve cephe hatlarının bazı bölümlerini ele geçirmeyi başardığını bildirdi. Söz konusu unsurların el-Cevf ve sınır bölgelerinde ilerleme girişimlerinin sürmesiyle birlikte, taraflar arasındaki askerî çatışmalar devam etmektedir.
Suudi Arabistan’ın Yemen Cephesini Yeniden Alevlendirme Hedefleri
Sana’a’daki gözlemcilere göre, Suudi Arabistan’ın son askerî hareketliliği, Riyad’ın Yemen’deki askerî müdahalesinden elde ettiği kazanımları en üst düzeye çıkarma ve bu ülkenin toprakları üzerinde daha fazla kontrol sağmaya yönelik uzun vadeli planlarını uygulama isteğini yansıtmaktadır.
2017 yılında Suudi Arabistan, Rub-ul Hali çölündeki Harhîr bölgesinden yaklaşık 40 bin kilometrekarelik bir alanı kendi topraklarına kattı ki bu, sınır anlaşmasının açık ihlali anlamına geliyordu. Bu sınır anlaşmasına göre Harhîr bölgesi ve ona bağlı askerî kamp, 2004 yılının ortalarında Suudi Arabistan tarafından Yemen tarafına teslim edilmişti.
Bununla birlikte, Suudi Arabistan’ın Umman Denizi’ne ulaşma arzusunun artık kimse için gizli olmadığı biliniyor; zira bu, durdurulan birçok stratejik projeyi, özellikle de Suudi Arabistan’dan Umman Denizi’ndeki Neştun Limanı’na uzanacak petrol boru hattının inşasını, tamamlamasına olanak sağlayacaktır.
Daha önce Suudi Aramco bu projeye ilişkin bir fizibilite çalışması yapmıştı; ancak el-Mehra ilindeki kabilelerin geniş çaplı muhalefeti nedeniyle proje uygulamaya geçirilememişti.
Öte yandan, Suudi Arabistan’ın Hadramut ilindeki faaliyetleri dikkate alındığında – ki bunlar Riyad’ın askerî desteğiyle özerklik uygulamaya doğru ilerliyor – Riyad’ın “Selman Kanalı” projesini doğrudan işgal yoluyla değil, Hadramut’u ayırarak ve bu ili tamamen kendi kontrolü altına alarak hayata geçirmeye çalıştığı görülmektedir.
Suudi medya raporlarına göre, “Selman Kanalı” dünyanın en büyük yapay su yolu olacak olup 1000 kilometrelik bir uzunluğa sahip olacaktır. Bunun 600 kilometresi Suudi Arabistan topraklarında, yaklaşık 400 kilometresi ise Yemen topraklarında, özellikle el-Mehra ve Hadramut illerinde yer alacaktır