Tesnim Haber Ajansı - Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, New York’ta düzenlenen özel bir oturumda, bu sabah Tahran saatiyle iki önemli kararı ezici çoğunlukla kabul etti. Söz konusu kararlar, Siyonist rejimin işgal ettiği Filistin toprakları ile Suriye’nin Golan Tepeleri’nden derhal çekilmesi gerektiğini vurgulamakta ve işgalin sona erdirilmesi yönünde uluslararası toplumun Tel Aviv’e yönelik artan siyasi baskısını yansıtmaktadır.
Birleşmiş Milletler’in resmî internet sitesinde yayımlanan rapora göre, ilk karar “İşgal Altındaki Golan Tepeleri’nin Durumu” başlığını taşımakta olup 123 kabul, 7 ret ve 44 çekimser oyla onaylandı. Bu belge, Golan’ın işgalinin sürdürülmesini ve İsrail tarafından fiilî olarak ilhak edilmesini, özellikle 1981 tarihli 497 sayılı karar da dâhil olmak üzere önceki BM kararlarına aykırı ve hukuka aykırı bir eylem olarak tanımlamaktadır. Kararın metni, Siyonist rejimi 1967 hatlarına tam çekilmeye zorunlu kılmakta ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün yeniden tesis edilmesinin gerekliliğini vurgulamaktadır. Ret oyu veren ülkeler arasında ABD, Kanada, Macaristan ve Çekya gibi Tel Aviv’in bazı yakın müttefiklerinin adı dikkat çekmektedir. Buna karşılık İran, Rusya ve Çin söz konusu kararın başlıca destekçileri arasında yer aldı.
İkinci karar ise “Doğu Kudüs dâhil olmak üzere işgal altındaki Filistin toprakları” konusunda olup 142 ülkenin geniş desteğiyle kabul edildi. Bu belge, 57 yıllık Filistin topraklarının işgalinin derhal sona erdirilmesini, yasa dışı yerleşim faaliyetlerinin tamamen durdurulmasını, Filistinli sivillerin korunmasını ve uluslararası insancıl hukukun koşulsuz uygulanmasını vurgulamaktadır. Arap ve İslam ülkelerinin temsilcileri bu oylamayı “adalet yolunda hayati bir adım” olarak nitelendirirken, Siyonist rejimin temsilcisi bunu “tek taraflı ve siyasi bir saldırı” olarak tanımladı.
Bu iki karar, BM Genel Kurulu’nun Orta Doğu’daki gelişmelere ilişkin yıllık oturumu çerçevesinde ele alınmaktadır. Her ne kadar hukuken bağlayıcı olmasalar da ciddi siyasi ağırlığa sahiptirler ve uzman değerlendirmelerine göre, Güvenlik Konseyi’nin karar alma süreçlerini etkileyebilirler. BM’nin son raporlarında da, Golan’daki işgal “bölgesel barışa tehdit”, Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetleri ise “Cenevre Sözleşmesi’nin açık ihlali” olarak tanımlanmaktadır.
Kararların kabulüne yönelik tepkiler de farklı olmuştur. Suriye Dışişleri Bakanlığı bu gelişmeyi “diplomatik bir zafer” olarak nitelendirmiş ve Şam’ın barış müzakerelerine girmeye hazır olduğunu açıklamıştır. Buna karşılık İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu kısa bir açıklamada kararları “anlamsız ve İsrail karşıtı” olarak niteleyerek rejimin Golan üzerindeki “ebedî egemenlik hakkı” iddiasını yinelemiştir. Filistin Kurtuluş Örgütü ise oylamayı memnuniyetle karşılamış ve Güvenlik Konseyi’nden kararların uygulanması için “acil harekete geçme” çağrısında bulunmuştur.
Genel Kurul Başkanı: Ülkeler Kararların Yalnızca Kâğıt Üzerinde Kalmasına İzin Vermemelidir
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Başkanı Annalena Baerbock, Genel Kurul’un “Filistin Meselesi” konulu oturumunda, onlarca yıldır devam eden Filistin krizinin sona erdirilmesi için acil ve kararlı adımlar atılması gerektiğini vurguladı ve üye devletlere, BM kararlarının “yalnızca kâğıda yazılmış ifadeler” hâline gelmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.
Baerbock konuşmasında, Filistin meselesinin neredeyse BM’nin kuruluşundan bu yana bu kurumun gündeminde olduğunu hatırlattı. “78 yıldır Filistin halkı, özellikle kendi kaderini tayin hakkı olmak üzere devredilemez haklarından mahrum bırakılmıştır.” diyen Baerbock, “Artık bu onlarca yıllık çıkmazı sona erdirmenin zamanı gelmiştir.” ifadelerini kullandı.
Kudüs ve Gazze’de Siyonist rejimin saldırılarına değinen Baerbock, bu saldırıların çoğunluğu kadınlar ve çocuklar olmak üzere on binlerce sivilin hayatına mal olduğunu vurguladı. Ayrıca, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te Filistinlilere ait toprakları gasbeden İsraillilerin, bağımsız bir Filistin devletinin kurulma ihtimalini sürekli zayıflattığını belirtti.
Genel Kurul Başkanı, “Filistin-İsrail ihtilafının çözümü, yasa dışı işgal, fiilî veya resmî ilhak ya da zorunlu göç politikalarıyla mümkün değildir.” diyerek, BM kararlarının iki devletli çözümün gerçekleştirilmesi için gerekli ve açık çerçeveyi ortaya koyduğunu vurguladı.
Baerbock şöyle devam etti: “Ne yazık ki her gün tekrar görüyoruz ki bu kararlar uygulanmazsa, yalnızca kâğıt üzerindeki yazılara dönüşeceklerdir. Gazze’de ateşkesin sağlamlaştırılması ve çatışmaların kalıcı olarak sona erdirilmesi zorunludur.” Baerbock ayrıca, Gazze’deki ateşkes anlaşmasından bu yana en az 67 çocuğun hayatını kaybettiğini hatırlatarak, saldırıların tamamen durdurulmasının acil bir gereklilik olduğunu ifade etti.