Tesnim Haber Ajansı - Yemen Dışişleri Bakan Yardımcısı Abdulvahid Ebu Ras, dün gece Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg ile video konferans yoluyla görüştü.
Bu görüşmede Yemen Dışişleri Bakan Yardımcısı, BM Temsilcisi'nin Yemen'de barış için gösterdiği çabaları takdir etti ve ülkenin Değişim ve İnşa Hükümeti'nin bu girişimlere desteğini vurguladı.
Yemenli yetkili, Sana'nın elinin barış için uzatıldığını ve siyasi çözümün yeniden başlatılması, yol haritasının ve onda yer alan insani taahhütlerin uygulanması zamanının geldiğini söyledi.
BM Temsilcisi de Yemen Dışişleri Bakan Yardımcısı'nı ilgili taraflar ve Güvenlik Konseyi daimi üyesi ülkelerle yaptığı son görüşmelerin sonuçları hakkında bilgilendirdi ve Birleşmiş Milletler ile uluslararası toplumun Yemen'de barışın sağlanmasına ve ülke halkının insani acılarına son verilmesine önem verdiğini açıkladı.
Abdulvahid Ebu Ras, başka bir bağlamda Yemen Resmi Haber Ajansı'na (Saba) yaptığı açıklamada; Yemen Dışişleri Bakanlığı'nın Riyad'da "Deniz Güvenliği Ortaklığı Stratejik Komitesi" adı altında düzenlenen toplantıyı takip ettiğini bildirdi.
O şunları ekledi: "Al-i Suud rejimi, Riyad'ı Yemen'e ve halkına karşı düşmanca faaliyetlerin yürütüldüğü bir başkente dönüştürme konusunda ısrar etmeye devam ediyor."
Yemenli yetkili şunu belirtti: "Suudi Arabistan; kuşatmayı kaldırmak, Yemen geçişlerindeki kısıtlamalara ve ülkemizin toprakları ve adalarının işgaline son vermek için çaba göstermek yerine; deniz komplolarını yoğunlaştırmak ve Yemen adına sahte kurumlar oluşturmak için başta Amerika ve İngiltere olmak üzere dünyanın dört bir yanından şeytani grupları mobilize etmeye devam ediyor."
Ebu Ras şunları söyledi: "Al-i Suud rejimi bilmelidir ki bu düşmanca hareketlerle ve Amerika, İngiltere ve diğerlerinin yıkıcı politikalarını izleyerek, kendisini uşaklık ve düşmanlık bataklığında her zamankinden daha fazla boğmaktadır; bu konu Suudi Arabistan'ın ekonomik idealleri ve planları üzerinde olumsuz yansımalara neden olacak ve ona büyük darbeler vuracaktır."
Yemen Dışişleri Bakan Yardımcısı şunları vurguladı: "Bu hareketlerin ve sahte kurumlar oluşturmanın amacı deniz güvenliğini korumak değil, bilakis bölgedeki suçlu Siyonist varlığı ve Amerika ile İngiltere'nin çıkarlarını korumaktır."
Kendisi devamında şunları ifade etti: "Ancak tüm bu hareketlerin sonu, geçmişte de olduğu gibi başarısızlık ve yok oluş olacaktır. Yemen, ordusu ve deniz kuvvetleriyle deniz güvenliğine ve barışına her şeyden çok önem vermektedir."
Yemen Dışişleri Bakanlığı da daha önce bu konuda bir bildiri yayımlayarak şunları açıklamıştı: "Suudi rejimi, Yemen'e yönelik saldırıyı başlatan ve ülkemize karşı saldırgan koalisyonun lideri olan taraftır ve uluslararası mecralarda Yemen Cumhuriyeti'nin temsilcisi olarak tanıttığı gayrimeşru bir varlık oluşturmuştur. Ancak Yemen halkı, kimin kendilerine zarar verdiğini ve insani acılarını şiddetlendirdiğini iyi bilmektedir; bu nedenle sessiz kalmayacak, aksine tüm meşru araçlarla ulusal egemenliğini ve onurunu savunmaya devam edecektir."
Yemen Dışişleri Bakanlığı Büyükelçisi Abdullah Sabri de kendi adına, Suudi Arabistan'ın Amerika Birleşik Devletleri'ne güvenme ve İsrail ile daha yakın ilişkiler kurma arayışında olabileceği ve potansiyel olarak Yemen'de düşmanca politikalar izleyebileceği konusunda uyarıda bulundu. Suudi Arabistan'ın her yeni saldırı turu, barış sürecine darbe vurmak anlamına gelecektir ve vurguluyoruz ki Yemen, şu anda Aksa Tufanı öncesine göre çok daha güçlü bir konumdadır ve her koşulda güçlü baskı araçlarına sahiptir.