1. İran
  2. Türkiye
  3. Batı Asya
  4. Dünya
  5. Röportaj
  6. Analiz/Makale
  7. Bilim/Uzay
  8. Spor
  9. Yaşam/Kültür
  10. Fotoğraf
  11. Karikatür
  12. Video
    • فارسی
    • english
    • عربی
    • עברית
    • Pусский
  • RSS
  • Telegram
  • Instagram
  • Twitter
  • İran
  • Türkiye
  • Batı Asya
  • Dünya
  • Röportaj
  • Analiz/Makale
  • Bilim/Uzay
  • Spor
  • Yaşam/Kültür
  • Fotoğraf
  • Karikatür
  • Video

Türkiye'nin Suriye'deki "SDG" Hakkında Nihai Kararı Önündeki Engeller

  • 08 Aralık, 2025 - 09:59
  • Türkiye haber
Türkiye'nin Suriye'deki "SDG" Hakkında Nihai Kararı Önündeki Engeller

Türkiye Dışişleri Bakanı, Suriye'nin kuzeyindeki SDG Kürt milislerinin bu ülkenin ordusuna entegre olmaya istekli olmadığına inanıyor.

Türkiye

Tesnim Haber Ajansı - Suriye'deki gelişmelere ilişkin belirsizlik devam etmekte olup Katar'ın Doha kentindeki toplantıda da bu belirsizliğin bir kısmı, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın açıklamalarına yansıdı.

Suriye Geçici Hükümeti Başkanı unvanını taşıyan Ahmed eş-Şara, Doha toplantısında kendisi ve ekibinin 4 yıl daha Suriye yönetimini ellerinde tutacağını ve ardından genel seçimlerin yapılması için gerekli şartları sağlayacaklarını açıkladı. Ancak Siyonist rejimin Suriye'deki işgalci varlığı söz konusu olduğunda, eş-Şara sert bir tutum takınmak yerine, uluslararası sistemden arabuluculuk yapmasını ve İsrail güçlerinin Suriye'den çıkmasını istedi.

Suriye'nin geleceği üzerine tartışmalar, Trump'ın Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani'nin katıldığı başka bir toplantıda da devam etti. Elbette Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da hem Doha Forumu'ndaki konuşmasında hem de Katar'daki yabancı medya organlarına verdiği röportajda Suriye hakkında diğerlerinden daha fazla yorumda bulunan isimlerden biriydi.

Hakan Fidan, konuşmasının ardından Reuters muhabirinin sorularını yanıtladı ve Suriye'nin kuzey ve doğusundaki SDG güçleri olarak bilinen PKK bağlantılı Kürt milislerin durumu hakkında şunları söyledi: "Mart ayındaki önemli anlaşma sırasında Kürtler ve Şam, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Suriye ordusuna entegre olması konusunda anlaştılar. Ancak son sinyaller, bu grubun komutanlarının ve üyelerinin bu anlaşmaya uyma niyetinde olmadıklarını, hatta onu atlatmaya çalıştıklarını gösteriyor. Elbette Ankara, SDG'yi resmi olarak bir terör örgütü olarak görmeye devam etmektedir ve bu anlaşmaya uyulmaması durumunda gerekli adımları atacaktır."

Bu, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Suriye'deki PKK'nın uydu yapılanması olan Kürt milisleri, yani SDG ve YPG olarak bilinen güçleri tehdit ettiği kaçıncı seferdir. Ancak şimdi Erdoğan ve Fidan'ın tehditlerinin içeriği değişmiş durumda ve Türk ordusunun Suriye'nin kuzeyine olası saldırıları konusunda uyarıda bulunmak yerine şu ifadeyi kullanıyorlar: "Suriye saldıracak ve Türkiye de Suriye'nin bu eylemine gerekli desteği verecektir."

Erdoğan kabinesinin Dışişleri Bakanı devamında şunları söyledi: "Sanırım herhangi bir ülkede askeri ve güvenlik komuta ve kontrolünün sadece tek bir kurumdan olması gerektiği konusunun önemini anlamalılar. Hiçbir ülkede iki ordu olamaz. Dolayısıyla sadece bir ordu, bir komuta yapısı olabilir; ancak yerel yönetim konusunda farklı anlaşma ve mutabakatlara varabilirler."

Ankara baskılı ve iktidar partisine yakın gazetelerden Hürriyet, Akşam ve Türkiye gazeteleri; Türk yetkililerin SDG'ye Suriye ordusuna entegrasyon konusunu hayata geçirmesi için bu yılın son gününe kadar süre verdiğini, aksi takdirde Şam ve Ankara'nın eş zamanlı saldırısıyla karşı karşıya kalacaklarını duyurdu.

Ankara baskılı Türkiye Gazetesi muhabiri Akif Bülbül, özel bir raporda; Suriye'de Ahmed eş-Şara komutasındaki ordunun gerekli tedarik ve hazırlıkları sağladığını ve eğer SDG, Suriye ordusuna entegrasyon konusunda yine tereddüt eder ve zaman kazanmaya çalışırsa, Suriye ordusunun Kamışlı ve Kobani'deki Kürt milislere saldırısının kaçınılmaz olacağını bildirdi.

Türkiye Gazetesi şöyle yazdı: "Ankara yetkililerinin Washington'a mesajı şudur: Siz bu bölgede Türkiye'nin eşliği olmadan bir şeye ulaşamazsınız. Siz bir küresel güç olabilirsiniz ancak her işi tek başınıza yapamazsınız. Bu bölgede iş birliği yapabileceğiniz tek güç Türkiye'dir."

Bu gazete ayrıca Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın ağzından şunları yazdı: "SDG üyelerinin önemli bir kısmı Suriyeli olmayan yabancı uyruklulardır. Onlar saf dışı bırakılmalıdır."

Bu konu, Suriye'nin kuzeyindeki Kürt milisler hakkındaki en karmaşık konulardan biridir. Çünkü feshedilmiş terör örgütü PKK üyelerinin bir kısmına ek olarak, terör örgütü PJAK ve diğer grupların az sayıdaki üyesi de Suriye'nin kuzeyinde bulunmaktadır. Bu, Şam yetkililerinin de defalarca işaret ettiği bir konudur. Ancak SDG komutanları da buna karşılık, Suriye ordusu emrindeki askeri personelin bir kısmının Çeçenler, Özbekler ve Uygurlardan oluştuğuna ve onların da Suriye'de kalmaması gerektiğine işaret etmişlerdir.

Ankara Neden İhtiyatlı Davranıyor?

Türk ordusu, Beşar Esad döneminde defalarca hava ve kara yoluyla Suriye'nin kuzeyine saldırmıştır. Ancak görünen o ki şimdi durum değişmiş ve Türkiye'nin Suriye'nin kuzey ve doğusundaki PKK uydu yapılanmalarına saldırmak için bazı mülahazaları ve engelleri vardır ki bunların en önemlileri şunlardır:

Erdoğan hükümeti, Suriye'nin kuzeyindeki Kürt milislerin nüfuzuyla ilgili sorunların bir kısmını, feshedilmiş grup PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'ın yardımıyla çözmeyi ummaktadır. Öcalan, Türk parlamentosu milletvekilleri heyetiyle yaptığı görüşmede, Suriye'nin kuzeyindeki SDG komutanı Mazlum Abdi'nin kendi tavsiyelerine uyacağını ve iletişim ve diyalog imkanının sağlanmasının yeterli olduğunu açıklamıştır.

Trump Amerikası'nın Suriye ile ilgili durumu netleşmemiştir. Trump yönetimi, güçlerini Suriye'de tutup tutmayacağını veya orta vadede Suriye'yi tamamen terk edip etmeyeceğini henüz kesin ve net bir şekilde açıklamamıştır. Amerika'nın Suriye'nin siyasi-idari yapısı hakkındaki tutumunun önemi şundadır ki Trump'ın özel temsilcisi Tom Barrack, defalarca cesur bir şekilde Suriye'de ademi merkeziyetçi bir siyasi yapı oluşturulması gerekliliğinden bahsetmiştir ve bu, Türk yetkilileri öfkelendiren konunun ta kendisidir.

Beşar Esad hükümetinin düşmesinden bu yana geçen bir yılda, yaklaşık yarım milyon Suriyeli sığınmacı Türkiye'den ülkelerine dönmüştür. Türk yetkililer, başka bir askeri saldırıyla yüz binlerce sığınmacının tekrar Şanlıurfa, Hatay ve Gaziantep illerine yönelmesine neden olacak bir şey yapmak istemiyorlar.

Suriye'nin yeniden inşası projesinden en yüksek ekonomik imtiyazı elde etme ve bu ülkedeki tüm tüketim pazarlarını fethetme çabası, Türkiye'nin en önemli ekonomik hedeflerinden biridir ve yeni ve kapsamlı bir saldırının başlatılması, Türkiye'nin mali karlarını ve çıkarlarını önemli bir süre tehlikeye atabilir.

Sonuç olarak şunu söylemek gerekir: Türkiye son birkaç yılda Suriye toplumunda geniş bir fikri ve kültürel nüfuza sahip olmaya çalışmıştır. Ancak Suriye'nin çeşitli vilayetlerinde yapılan güvenilir bir saha anketinin sonuçları, bu ülke halkının Suudi Arabistan ve Katar'a daha fazla ilgi duyduğunu ve Türkiye'nin onların sevdiği ülkeler listesinde üçüncü sırada yer aldığını göstermektedir.

 
R1729/P
tasnim
tasnim
tasnim
  • Hakkında
  • İletişim
  • En Çok Okunan
  • Arşiv
bizi takip et:
  • RSS
  • Telegram
  • Instagram
  • Twitter

All Content by Tasnim News Agency is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.