Tesnim Haber Ajansı- Siyonist rejimin Lübnan'a yönelik saldırılarının devam etmesi ve genişlemesinin ardından; bu ülkenin parlamentosundaki Direnişe Sadakat Bloğu üyesi Raid Berro, Siyonist düşmanın saldırılarına karşı koymanın ve savaşı önlemenin, hükümetin tutarlılığına ve tutumunun istikrarına bağlı olduğunu açıkladı.
Raid Berro şunları vurguladı: "Lübnanlıların Siyonist düşman karşısında tek bir tutum ve söylem benimsemesi zorunludur ve taviz vermenin savaş ihtimalini azalttığına inanan bazı taraflar, Lübnan'ın ve tüm bölgenin tecrübelerine kayıtsız kalmaktadır ve taviz verme seçeneğinin Siyonistlerin savaş kışkırtıcılığını ve saldırılarını durdurmak için asla etkili olmadığını, aksine onları daha da küstahlaştırdığını unutmuşlardır."
Berro şunları ekledi: "Lübnan hükümeti sorumluluklarını tam olarak üstlenmekle yükümlüdür ve tüm uluslararası baskılara ve iç koşullara rağmen düşmana hiçbir taviz vermemelidir. Lübnan hükümeti, Lübnan halkı ile İsrail düşmanı arasındaki çatışmaya tarafsız bir üçüncü taraf olarak yaklaşmamalı, aksine ülkenin ve halkın yararına olan kararlar almalıdır."
Bu Hizbullah milletvekili, Siyonist düşmanın devam eden saldırılarına göz yuman bazı yetkilileri eleştirerek şunları söyledi: "Bazı taraflar direnişi, işgalci rejimin Lübnan'a yönelik saldırılarının nedeni olarak göstermeye çalışmaktadır; ancak bu mantık düşmanın tutumları ve çıkarları çerçevesindedir ve saldırıları haklı çıkarmak için ona bedava bahaneler sunmaktadır."
Söz konusu Direniş Bloğu milletvekili şunu belirtti: "Ayrıca, Siyonist rejimin saldırılarının direnişi zayıflatacağını ve halk tabanını yok edeceğini sanan herkes bir yanılsama içindedir.
lübnan'daki direniş anayasal ve halk desteğine sahiptir ve Lübnan'ın Siyonist rejimin ve uluslararası destekçilerinin tuzağına düşmesini engelleyebilecek ülkedeki kilit ortaktır."
Berro, Hizbullah'ın milli birliğe ve iç tutumun bütünleştirilmesine olan bağlılığını vurgulayarak şunları ifade etti: "Lübnan saldırı kurbanıdır ve düşmanın meşum ve sınırsız yayılmacı hedefleri vardır. Bu nedenle toprağı, halkı ve Lübnan'ın çıkarlarını savunmak, tüm vatansever Lübnanlılar için kaçınılmaz bir seçenektir."
Bu Hizbullah milletvekili devamında, direnişin asla savaş peşinde olmadığını, ancak herhangi bir savaşın dayatılması durumunda buna karşı koyacağını ve aşağılayıcı seçenekleri asla kabul etmeyeceğini vurguladı. "Düşman karşısında direnişin bedeli, teslim olmanın bedelinden çok daha azdır ve ne zaman gerekirse topraklarımızı, egemenlik kimliğimizi ve halkımızı savunma sorumluluğumuzu yerine getiririz."