Tesnim Haber Ajansı - Yemen ile Suudi tarafı ve saldırgan koalisyondaki diğer taraflar arasında Umman’ın başkenti Maskat’ta esir takasına ilişkin varılan yeni anlaşmanın ardından, Yemen Ulusal Esir İşleri Komitesi Başkanı Abdülkadir el-Murtaza, anlaşmanın ayrıntılarına ilişkin yaptığı açıklamada, bu tarihi ve kapsamlı esir takası anlaşmasının insani bu dosyanın tamamen çözülmesini hedeflediğini belirtti. El-Murtaza, anlaşmanın tüm taraflara ait esirleri, tutukluları, kayıpları ve cenazeleri kapsadığını, aşamalı olarak ve Umman’ın doğrudan garantisi ile denetimi altında uygulanacağını ifade etti.
Abdulkaydir el-Murtaza, El-Mesire televizyonuna yaptığı açıklamada, anlaşmanın ilk aşamasının Yemen’e yönelik saldırıların başlamasından bu yana gerçekleştirilecek en büyük esir takası olduğunu belirterek, bunun her iki taraftan toplam 2 bin 900 esirin serbest bırakılmasını içerdiğini söyledi. Buna göre, Yemen ordusu ve Halk Komiteleri’ne mensup 1700 esir ve tutuklunun serbest bırakılmasına karşılık, karşı taraftan (paralı asker hükümeti) 1200 esir ile birlikte 7 Suudi ve 23 Sudanlı esir serbest bırakılacak. Anlaşmanın uygulanmasına, Ocak ayı sonu için planlanan esir listelerinin değişim sürecinin tamamlanmasının hemen ardından başlanacak.
El-Murtaza, şu anda anlaşmanın en zor ve en hassas aşaması olan esir listelerinin değişimi sürecine girildiğini belirterek, bu aşamanın tarafların güvenilirliğini ortaya koyduğunu, özellikle kayıp esirler ve karşı tarafın yıllarca varlığını inkâr ettiği gizli hapishaneler konusunda büyük önem taşıdığını vurguladı.
Sana’a’nın bu anlaşmada tam şeffaflığa bağlı olduğunu vurgulayan Yemenli yetkili, anlaşmanın uygulanmasının ardından, tüm tarafların kontrolündeki hapishanelerin savaş esirlerinden tamamen arındırıldığından emin olmak amacıyla saha komitelerinin oluşturulacağını söyledi. El-Murtaza, geride kalan herhangi bir esirin Birleşmiş Milletler aracılığıyla derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılacağını kaydetti.
Yemen Ulusal Esir İşleri Komitesi Başkanı, anlaşmanın ayrıca tüm cephelerde ve farklı bölgelerde hayatını kaybeden esirlerin cenazelerinin Uluslararası Kızılhaç Komitesi denetiminde teslim edilmesini öngören bir madde içerdiğini belirterek, bu süreci etkinleştirmek amacıyla önümüzdeki iki gün içinde ayrı bir anlaşmanın imzalanacağını ifade etti.
El-Murtaza, bu maddelerin uygulanmasının, hapishanelerin denetlenmesi ve geride kalan cenazelerin bulunması yoluyla esirler ve kayıplar dosyasının tamamen kapanmasını sağlayacağını söyledi. Yemen Ulusal Esir İşleri Komitesi’nin, tüm esirler, tutuklular ve kayıplara ilişkin, tutuldukları yerler ve esir alınma tarihleri dâhil olmak üzere eksiksiz ve belgeli bilgileri içeren ayrıntılı bir veri tabanına sahip olduğunu da vurguladı.
El-Murtaza, anlaşmanın Yemen’e yönelik saldırılara katılan tüm tarafları kapsadığını; Marib, Batı Sahili, Taiz ve güney vilayetlerde saldırgan Suudi koalisyonuna bağlı paralı askerleri de içerdiğini belirtti. Bu çerçevede Suudi Arabistan’ın, BAE ile bağlantılı taraflar dâhil olmak üzere tüm bu gruplar adına ana taraf olarak anlaşmayı imzaladığını kaydeden el-Murtaza, koalisyon içindeki siyasi anlaşmazlıkların anlaşmanın uygulanmasına engel olmayacağını ifade etti.
Sana’a’daki üst düzey yetkili, Suudi ve Sudanlı esirlerin, pilotlar da dâhil serbest bırakılacaklar listesine eklenmesinin, tüm Yemenli esirlerin özgürlüğüne kavuşması yönündeki çabaların bir parçası olduğunu belirterek, Sana’nın bu anlaşmadan sonra da kalan tüm Yemenli esirleri, yeni bir takas anlaşmasına gerek olmaksızın serbest bırakmaya hazır olduğunu açıkladı.
Abdülkadir el-Murtaza, anlaşmanın ayrıca balıkçılar ve siyasi ya da ulusal gerekçelerle gözaltına alınan siviller dâhil olmak üzere sivil tutukluları da kapsadığını; bunların gerek Marib, Taiz, Batı Sahili ve Yemen’in güney vilayetlerinde, gerekse Suudi Arabistan topraklarında tutulan kişiler olduğunu söyledi.
El-Murtaza, anlaşmanın hayata geçirilmesinde Umman’ın oynadığı merkezi role teşekkür ederek, Maskat’ın rolünün yalnızca müzakerelere ev sahipliği yapmakla sınırlı olmadığını, daha önce görüşmeleri sekteye uğratan engellerin aşılması ve sorunların çözümü için doğrudan adımlar attığını, Umman’ın bu anlaşmanın tam uygulanmasının başlıca garantörü ve destekçisi olduğunu vurguladı.
Yemen Ulusal Esir İşleri Komitesi Başkanı, açıklamasının sonunda esir ailelerini selamlayarak sabır ve fedakârlıklarından dolayı takdir etti ve esirler meselesinin Yemen’in siyasi ve askerî liderliği ile Ensarullah Hareketi lideri Abdülmelik Bedreddin el-Husi tarafından sürekli olarak yakından takip edildiğini belirtti. El-Murtaza, bu anlaşmanın Ramazan ayından önce uygulanmasını ve esir aileleri ile tüm Yemen halkı için önemli bir huzur ortamı sağlamasını umut ettiklerini ifade etti.
Yemen müzakere heyeti başkanı Muhammed Abdüsselam da dün salı günü X sosyal medya platformunda yaptığı açıklamada, Umman’ın başkenti Maskat’ta Suudi tarafı ve diğer taraflarla esir takası anlaşmasına varıldığını duyurdu.
25 Mart 2015 tarihinde, Suudi Arabistan’ın öncülüğündeki Arap ülkelerinden oluşan bir koalisyon, “Kararlılık Fırtınası” adı verilen hava saldırılarıyla Yemen’e karşı yıkıcı savaşı başlattı. Hâlihazırda yedinci yılına giren bu savaş, başlangıçta Suudi Arabistan’ın desteklediği ve ülkeden kaçan Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi’yi yeniden iktidara getirme gerekçesiyle, Yemen halkı ile Ensarullah Hareketi ve Halk Komiteleri’ne karşı başlatılmıştı. Umman hariç Körfez İşbirliği Konseyi üyesi ülkelerin yanı sıra Fas, Mısır, Ürdün ve Sudan da Suudi Arabistan’ın Yemen’e yönelik saldırılarına katıldı.
Ancak Suudi Arabistan’ın beklentilerinin aksine, bu saldırılar Yemen halkının güçlü direnişiyle karşılaştı ve yedi yıllık direnişin ardından, özellikle Aramco tesisleri başta olmak üzere Suudi topraklarının derinliklerine yönelik Yemenli güçlerin ağır darbeleri sonucunda Riyad, Yemen savaşının bataklığından çıkma umuduyla ateşkesi kabul etmek zorunda kaldı.