İdam İddiaları; Abu Dabi Merkezli Manipülasyon


İdam İddiaları; Abu Dabi Merkezli Manipülasyon

Medya, gerçek haber ve bilgi vermeli, halkı manipülatif haberlerle etkilememelidir. Medya, halkın maslahatına uygun haberler yapmakla yükümlüdür. İslami medyanın yükümlüğü ise daha fazladır; diğer medyanın yükümlülüklerinin yanında İslam ve müslümanların çıkarlarını ön plana tutmalı ve daha titiz ve sorumlu davranmalıdır.

Biz (60 Minutes’ta), uzun bir zaman tuzak röportaj yapmadık. Belki de başlangıçtaki itibarımızı buna borçluyuz. Fakat daha sonra insanlar gelip, bunu taklit etmeye başladılar ve bütün olay kendisinin bir karikatürü haline geldi. Kendimize, “Biz, neyin peşindeyiz?” diye sorduk: “ışığın mı ateşin mi?”   Mike Wallace, Aralık 1996

Mike Wallace’nin ifadelerindeki “ışık” aydınlatıcı, konuların bir bütünlük içerisinde işlendiği ve bilgilendirici içerik sunan haberler için kullanılırken, “ateş” sansasyonel, manipülatif haberler için kullanılır.

Bernard Goldberg, “Bias: CBS Insider Exposes How the Media Distort the News adlı kitabında; “(Medyada) Tarafgirliğin, muhtemelen en sık ratlandığı alan politikadır” der.

Medyanın, ‘halkı bilgilendirme’ görevine vurgu yapılarak medyanın bir kamu hizmeti gördüğü söylense de icraat ve tecrübe ispat etmiştir ki asıl itibariyle medya; halkı bilgisinin dışında ve istemedikleri halde etkileme, onları yönlendirme amacıyla kullanılmıştır ve kullanılmaktadır.

Benjamın Radford, “Medya Nasıl Yanıltıyor?” isimli kitabında, 1999 yılında Seattle’de yapılan Dünya Ticaret Örgütü (WTO) toplantısını anlatırken, toplantı hususunda yapılan haberler üzerinden medyanın “ateş” tabiriyle ifade edilen haber şekline dikkatleri çekiyor.

Yine, Ortadoğu’nun içinde bulunduğu kaos ortamının başlangıcı olarak kabul edilen 11 Eylül olayı ve devamındaki Irak işgali ile ilgili medyanın rolü herkesin malumudur. Bütün bir dünya medya aracılığıyla, Pentagon’un “Saddam’ın kimyasal silahları” yalanına inandırılmıştır.

Bu durum, toplumların medyanın manipülatif haberlerine karşı ne kadar savunmasız ve korunaksız olduğu tehlikesini gözler önüne sermektedir.

Arap Baharı sırasında ve günümüzde Ortadoğu’da kaos ortamının oluşması ve tırmanışında, müslümanarın bloklara/kutuplara ayrılmaya çalışılmasında medya üzerinden yapılan çalışma ise dikkatlerden kaçmamaktadır.

Abu Dabi ve Medya Haber Kaynakları

Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’de kurulan merkez, dünya çapında kara propaganda, manipülatif haber yapma yeteneğine sahip ekibi ve bütçesiyle kuvvetli bir organizasyondur.

Mısır’ın Eski Başbakanı Ahmed Şefik’in başkanlığını yürüttüğü bu merkezde, Dubai Polis Şefi Dahi Halfan gibi isimler de bulunmaktadır.

Suudi Arabistan hanedanına yakınlığıyla bilinen Al-Arab Televizyonu Genel yayın Yönetmeni Cemal Haşikci, Al-Hayat Gazetesi Yazarı Dr. Halid Dahil gibi isimlerin yanısıra bu merkezle irtibatlı Türkiyeli ve İranlı gazeteci ve akademisyenlerde bulunmaktadır.

Bu merkezin büyük oranda finansörlüğünü Suudi Arabistan hanedanlığı yapmaktadır. Bu merkeze bağlı onlarca haber sitesi ve sosyal medya hesabı vardır. Manipülatif haberler önce bu haber sitelerinde yayınlanır, sonrasında sosyal medya hesapları aracılığıyla yaygınlaştırılır. Ülkelerdeki irtibatlı kişileri aracılığıyla da farklı dillere tercüme edilerek dünya çapında bir etki oluşturmaya çalışılır.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Mart 2015 Azerbaycan ziyareti dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada; "Esasen Libya'ya müdahale eden ve oraya silah yardımı yapan komşu ülkelerden geliyor bu iftira. Çok açık söyleyeyim. Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden geliyor bu iftiralar" diyerek bahsettiğimiz merkeze üstü kapalı işaret etmiştir.

İdam iddiaları

Aralık 2015 ortası itibariyle, “İran 27 Sünni alimin idamını onayladı”, “İran’da idam edilen gencin son vasiyeti” başlıklı iki haber yayınlandı. Her iki haberde önce Arapça ve Farsça yayın yapan bazı haber sitelerinde, sonra Türkiye’de yayın yapan bazı sitelerde yayınlandı.

“İran 27 Sünni alimin idamını onayladı” haberi ilk önce Farsça ve İngilizce yayın yapan hra-news’te “27 Sünni’nin idam kararları onaylandı” şeklinde yeraldı. (1)

İdam kararları onaylanan 27 kişinin isimleride haberde yer alıyordu. Ancak haberde, idam cezası alanların alim kimliğine dair bir bilgi yoktu.

Türk basınında haberin “İran 27 Sünni alimin idamını onayladı” şeklinde verilmesi üzerine konuyla ilgili bir çalışma yaptık, İran basınında “idamı onaylanan Sünni alimler” konusuyla alakalı bir habere rastlamadık.

Vahdet Konferansı münasebetiyle randevulaştığımız İran’ın önde gelen Sünni alimlerinden ve Meclis-e Hobregan üyesi Şeyh Ahmed Nezir Selami ile haberi konuşmaya karar verdik.

Şeyh Ahmed Nezir Selami’ye haberi aktardık. Şeyh; haberin uydurma olduğu ve İran’da idama mahkum edilen Sünni alimin bulunmadığını bize aktardı.

“İran’da idam edilen gencin son vasiyeti” başlıklı haberle ilgili de Murteza Aksu ve Onur Çetinkaya bir çalışma yapmışlardı.

İki arkadaşımızın çalışmalarından istifade ederek konuyu kısaca özetleyelim; “İran’da idam edilen gencin son vasiyeti” başlıklı haberde Behram Ahmedi isimli bir gencin Hz. Aişe’yi savunduğu için 17 yaşında tutuklandığı, 20 yaşında ise idam edildiği anlatılıyordu. Haberin alt kısmında ise, Behram Ahmedi’nin idamdan evvel vasiyetini anlattığı bir videoya yer verilmişti.

Öncelikle şunu belirtmek lazım; Hiçbir devlet, idama mahkum ettiği bir kişinin vasiyetinin videoya çekilmesine müsaade etmez. Haberdeki bu video bile kuşku duymak için yeterli bir sebeptir.

Olayın aslına gelecek olursak; “İran’da idam edilen gencin son vasiyeti” başlıklı haberde idam edilen gencin Behram Ahmedi olduğu iddia edimişti; haberdeki fotoğraf ise Şehram Ahmedi’ye aitti. (2)

Haberde, Behram Ahmedi’nin vasiyetini içeren Tükrçe altyazılı video Medya Times’in Youtube hesabına 31 Aralık 2015’te yüklenmişti. (3)

Ama gördük ki videonu orjinali Youtube, 20 Şubat 2013 tarihinde yüklenmiş. (4)

Peki Behram Ahmedi idam edilmiş miydi? İdam edildiyse haberde iddia edildiği gibi Hz. Aişe’yi savunduğundan dolayı mı idam edilmişti?

Behram Ahmedi, ifade edildiği gibi yeni idam edilmemişti; Bundan 2 yıl önce, 2013 yılında idam edilmişti. Dosyasında idamına gerekçe gösterilen iddiaların (Hz. Aişe’yi savunduğu  için idam edildi) hiçbiri yer almıyordu.

Behram Ahmedi, Senendec’in Sünni Cuma İmamı Mamusta Burhanali’yi öldürmek suçundan yargılanmış ve idam edilmişti. Kardeşi Şehram Ahmedi de aynı suçtan yargılanmış, idam kararı yeni onaylanmıştı.

Medya, gerçek haber ve bilgi vermeli, halkı  manipülatif haberlerle etkilememelidir. Medya, halkın maslahatına uygun haberler yapmakla yükümlüdür. İslami medyanın yükümlüğü ise daha fazladır; diğer medyanın yükümlülüklerinin yanında İslam ve müslümanların çıkarlarını ön plana tutmalı ve daha titiz ve sorumlu davranmalıdır.


---

1) https://hra-news.org/fa/prisoners/a-3410

2) Şehram Ahmedi, Sünni Cuma İmamı Mamusta Burhanali’yi öldürmekten yargılanmış ve idam cezası yeni onaylanmıştır. “İran 27 Sünni alimin idamını onayladı” haberinin çıkış kaynağı olan hra-news’te yayınlanan listenin dördüncü sırasında ismi geçmektedir. Şehram Ahmedi, medyanın bahsettiği gibi alim değildir.

3) https://www.youtube.com/watch?v=GYwbuQ__jVc&feature=youtu.be

4) https://www.youtube.com/watch?v=qXChoYGi2tI

 

Ramazan Bursa

İslami Analiz

En Önemli Alıntı Haberler Haberler
En Çok Okunan Haberler