SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİNDEN BUGÜNE NATO ÜYESİ BİR ÜLKE TARAFINDAN DÜŞÜRÜLEN İLK RUS SAVAŞ UÇAĞINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER


SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİNDEN BUGÜNE NATO ÜYESİ BİR ÜLKE TARAFINDAN DÜŞÜRÜLEN İLK RUS SAVAŞ UÇAĞINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER

Türk Silahlı Kuvvetlerinde uzun süre görev yapan Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, Tesnim Haber Ajansına yazdığı özel makalede, Rus uçağı krizini tüm detayları ile ele aldı. Krizin oluşması, kirizin arkasındaki askeri ve siyasi nedenler neler? Haritalar ve belgelerle bu sorulara detaylıca yanıt veriyor.

1.  RUSYA FEDERASYONU HAVA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI’NA AİT “SUKHOI”SU-24M AV BOMBARDIMAN SAVAŞUÇAĞININ DÜŞÜRÜLMESİNDEN ÖNCEKİ ÖNEMLİ GELİŞMELER:

01-29 Eylül 2015: Rusya, Suriye’deki askeri varlığını açık bir şekilde artırdı.
22 Eylül 2015:İsrail Başbakanı Netanyahu, Suriye’de askeri varlığını artıran Rusya'yı beraberinde bulunan askeri bir heyetle ziyaret etti. Putin’le bir araya gelen Netanyahu, iki ülke askeri unsurlarının Suriye'de karşı karşıya gelmesini önlemek için bir mekanizma üzerinde anlaştıklarını belirtti.
30 Eylül 2015:Rusya Suriye’de hava harekâtına başladı. Lazkiye Güneyi Hmeymim Hava Üssünden kalkan Rus savaş uçakları, Homs ve Hama’daki terör örgütü gruplarını hedef aldı.

02 Ekim 2015: Başbakan Davutoğlu, Rusya’nın Ilımlı Muhalif Grup Özgür Suriye Ordusu hedeflerini vurarak Esad güçlerine yardım ettiğini söyledi.
03-04 Ekim 2015: Rus savaş uçakları Türk hava sahasını ihlal etti. Rus veya Suriye savaş uçakları Türk F-16 uçaklarını radarları ile kilitledi.
05 Ekim 2015: NATO,Rus savaş uçaklarının Türk Hava Sahasını ihlal etmesiyle ilgili olarak olağanüstü toplandı. Türkiye, hava sahası ihlallerinin devam etmesi halinde gelecekte Rus savaş uçaklarının düşürülebileceğini konusunda Rusya’yı ikaz etti. 
06 Ekim 2015: Rus savaş uçakları, Suriye’de uçan Amerikan ve Türk uçaklarını taciz etti.
06 Ekim 2015: Amerikan ve Türk savaş uçakları Suriye’de bulunan uçaksavar sistemleri radarları tarafından kilitlendi.  Amerikan savaş uçaklarının Rus savaş uçakları nedeniyle rota değişikliği yapmak zorunda kaldığı iddiaları basında yer aldı.
08 Ekim 2015: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya’nın Esad’a hava desteği vermesinin Türkiye-Rusya ekonomik ilişkilerini etkileyeceği konusunda Rusya’yı uyardı.
08 Ekim 2015: ABD ve Almanya, Türkiye’de bulunan Patriot Hava ve Füze Savunma Sistemlerini Türkiye’nin kalmaları yönündeki isteğine rağmen geri çekme kararı aldı.
08 Ekim 2015: Rusya, 30 Eylül 2015 tarihinden 08 Ekim 2015 tarihine kadar Rus savaş uçaklarının 3 kez ABD İnsansız Hava Araçlarını (İHA) takip ettiğini veya teşhis önlemesi yaptığını açıkladı.
08 Ekim 2015: Türkiye’nin çağrısıyla Brüksel’de toplanan NATO Savunma Bakanları toplantısı öncesi Genel Sekreter Stoltonberg, “Türkiye kuvvetli müttefikimiz, Türkiye yüzde yüz NATO güvenliği altında” dedi.
08 Ekim 2015: NATO toplantısından sonra açıklama yapan ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, “(Rusya) Türk Hava Sahasını ihlal ettiler. Bu hava sahasının NATO Hava Sahası olduğunu hepimiz burada Brüksel’de onayladık” dedi. Carter açıklamasının devamında Rusya’nın Suriye ordusuna verdiği desteği eleştirerek, şunları söyledi, “Bu saldırılar önümüzdeki günlerde Rusya için haklı olarak korkutan sonuçlar doğuracaktır. Ruslar kayıplardan muzdarip olacak”.
10-11 Ekim 2015: Suriye Hava Savunma Sistemleri radarları iki ayrı durumda Türk F-16 uçaklarını kilitleyerek taciz etti.
12 Ekim 2015: Rusya, koalisyon uçaklarına karşı muhtemel bir savunma için av bombardıman uçaklarına SU-30 hava savunma uçaklarının eşlik (himaye) edeceğini duyurdu.
15Ekim 2015:Rusya Hava Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Tümgeneral Sergey Dronov başkanlığındaki Rus Heyeti, koordinelerde bulunmak amacıyla Ankara’ya resmi bir ziyarette bulundu. Ziyarette; Suriye’de muhalif hedeflere yönelik hava operasyonları yapan Rus savaş uçaklarının 03-04 Ekim 2015 tarihlerinde Türk Hava Sahasını ihlal etmesi, 30 Eylül-15 Ekim 2015 tarihleri arasında 13 kez Türk-Rus uçaklarının sınırda tehlikeli yakınlaşma riski almaları ve oluşan gerginliğin azaltılması konuları ele alındı.
16 Ekim 2015: Türk savaş uçaklarının, Türk Hava sahasını ihlal ettiği belirtilen bir Rus veya Suriye İnsansız Hava Aracını düşürdüğü açıklandı.
16 Ekim 2015: Dört gün önce 12 Ekim 2015 tarihinde koalisyon uçaklarına karşı muhtemel bir savunma için av bombardıman uçaklarına SU-30 hava savunma uçaklarının eşlik (himaye) edeceğini duyuran Rusya, bu kararını iptal ederek Rus av bombardıman uçaklarının tekrar hava savunma uçaklarının kendilerine eşlik (himaye) etmeden yalnız uçacaklarını açıkladı. Rusya’nın bu kararının, Rus heyetinin Türkiye ziyaretinden hemen sonra alınması dikkat çekici bulunmuştur.
16 Ekim 2015: Türkiye, Moskova’da PYD ofisinin açılması kararına şiddetle karşı çıkacağını belirtti.
20 Ekim 2015:ABD ve Rusya, iki ülke askeri unsurlarının Suriye'de karşı karşıya gelmesini önlemek için bir “Mutabakat Metni (Memorandum Of Understanding-MOU) imzaladı.  
16-20 Kasım 2015: Yaklaşık bir ay boyunca Türkiye-Rusya arasında önemli bir anlaşmazlık konusu basına yansımamıştır.
20 Kasım 2015:TSK’nın “Kürt Koridoruna” müdahalesi konusunda Erdoğan-Putin telefon görüşmesi.
20 Kasım 2015:Türkiye, Rus Büyükelçisini çağırarak Rusya’nın Suriye’de Türkmen köylerini bombalaması konusunda uyardı.
21 Kasım 2015: Esad, Rus bombardıman desteği altında kuzeyde muhaliflere karşı ilerleme kaydetti.
21 Kasım 2015:  Suriye ayrıca, Hizbullah ve İranlı milislerin desteği ve Rus bombardımanı altında diğer bölgelerde de muhaliflere karşı ilerleme kaydetti.
22 Kasım 2015: Türkiye, Irak’a gidecek Rus MI-28 helikopterleri için hava sahasından geçiş izni vermedi. Helikopterler İran üzerinden Irak’a gönderildi.

24 Kasım 2015: Rus SU-24M savaş uçağı Türk F-16 savaş uçakları tarafından düşürüldü.

2. RUS SUKHOI SU-24M SAVAŞ UÇAĞININ DÜŞÜRÜLMESİVE SONRASINA İLİŞKİN ÖNEMLİ GELİŞMELER:

24 Kasım 2015 tarihinde Suriye’de görev yapan Rusya Federasyonu Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ait bir adet SU-24M savaş uçağı, Türk Hava Sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle 2 adet TürkF-16 savaş uçağından biri tarafından Hava-Hava füzesi ile vurularak düşürülmüştür. 1950'li yıllardan bugüne kadar “Soğuk Savaş” süreci sonrası ilk kez bir NATO üyesi ülke tarafından düşürülen Rus uçağıdır.
Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada; Türk hava sahasını ihlal eden uçağın, beş dakika içerisinde on defa uyarılmasına rağmen sınır ihlaline son vermeyince angajman kuralları gereği iki Türk F-16 uçağı tarafından vurulduğu belirtilmiştir.

TSK'dan yapılan açıklama şu şekildedir:
"24 Kasım 2015 tarihinde saat 09.20 civarında Hatay Yayladağı bölgesinde Türk Hava Sahasını ihlal eden milliyeti bilinmeyen bir uçak defalarca (beş dakika içerisinde 10 kez) ikaz edilmesine rağmen Türk Hava Sahasını ihlal etmiştir.
Söz konusu uçağa angajman kuralları çerçevesinde 24 Kasım 2015 saat 09.24’te bölgede hava devriye görevinde bulunan iki adet F-16 uçağımız tarafından müdahalede bulunulmuştur.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur."
Olayın ardından Başbakanlık tarafından olduğu ifade edilen radar iz haritası yayımlanmıştır. Haritada maviyle gösterilen hat Türkiye sınırı, kırmızı hat ise Rus uçağının Türkiye sınırını ihlal ederek izlediği yol olup, uçağın Türkiye sınırları içinde Türk F-16'larınca vurulmuş olduğu açıklanmıştır. Söz konusu sınır ihlâlinin giriş ve çıkış noktaları da pembe renk ile gösterilmiştir.

Uçak, Suriye Türkmen Ordusu'nun kontrolündeki Bayırbucak bölgesine düşmüş, uçaktaki iki pilot paraşütle atlamışlardır. Pilotlardan biri Suriye Türkmen Ordusu'na bağlı 10. Tümen tarafından ölü olarak geçirilmiştir.  Türkiye Rus pilotun cenazesini Moskova’ya askeri törenle teslim etmiştir. Diğer pilot sağ olarak Lazkiye'deki Rus üssüne ulaştırılmıştır. Helikopterle pilotları arama sırasında muhalifler tarafından bir helikopter düşürülmüş ve bir Rus deniz piyadesi vurulmuştur. Rusya Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada; “uçağın Türk Hava Sahasını ihlal etmediği” iddiasında bulunmuştur.
ABD öncülüğünde IŞİD'e karşı yapılan “Doğal Kararlılık Operasyonu“ nün Sözcüsü Albay Steve Warren ise Rus uçağının sınır ihlaline karşı on defa uyarıldığını doğrulamış, NATO ise ellerindeki verilerin Rus uçağının Türk hava sahasını ihlâl ettiği yönünde olduğunu açıklamıştır.

Ayrıca, Türkiye’nin New York’taki Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği tarafından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Başkanı Büyükelçi Matthew Ryeroft ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'a yazılan mektupta; “Milliyeti bilinmeyen iki adet SU-24 uçağı Yayladağı yakınındaki Türk hava sahasına yaklaştı. Acil telsiz kanalından uçaklara beş dakika içerisinde on defa hemen geri dönmeleri yönünde 26 Haziran 2012 tarihli yeni askeri angajman kurallarına dayanılarak uyarıda bulunuldu. Uyarıları dinlemeyen uçaklar, 09.24’te 19.000 Feet yükseklikte 17 saniye süresince 1.36 Mil (2.19-2.23 Km) boyunca Türk hava sahasını ihlâl etti. İhlalin ardından bir Rus uçağı Suriye Hava Sahasına geri döndü. Türk Hava Sahasında bulunan diğer uçağa ise Türk F-16 uçakları angajman kurallarını dikkate alarak ateş açtı. Ateş edilen uçak Suriye sınırlarını içerisinde bir noktaya düştü.” denilmiştir.

Anadolu Ajansı tarafından da Türk askeri kaynaklarına dayandırılarak hava sahasına dair ihlâli gösteren, Rus SU-24 uçağının iz analizi haritası yayımlanmıştır. Haritada Türkmen Dağı'nda düşmeden ve Türk savaş uçakları tarafından vurulmadan önce Rus uçağının Yayladağı üzerinde Türk Hava Sahası ihlâlini gösteren detaylar bulunmaktadır. Ayrıca, olay anı ve sonrası televizyon kanallarından da canlı olarak yayımlanmıştır.

Daha sonra on kez Rus uçaklarının uyarıldığını gösteren ses kaydı yayımlanmıştır. Rus savaş uçağına Diyarbakır'daki 2.BHHM (İkinci Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi) içerisinde yer alan BİKİM (Birleştirilmiş Komuta Kontrol ve İhbar Merkezi)’de görevli radar kontrolörü tarafından telsiz “GUARD” kanalından UHF 243.0 MHz frekansında ikazlar yapıldığı görülmektedir. Ses kaydında İngilizce olarak özetle "Hemen yönünüzü güneye doğru çevirin" denilerek, uçaklar sınır bölgesine yaklaştıkça ikaz sayısının fazlalaştığı duyulmaktadır.

Rusya Savunma Bakanlığı tarafından yayımlanan radar iz haritasında; kırmızıçizgi Rus SU-24M'lerin takip ettiği güzergâhı, mavi çizgi ise Türk F-16'ların takip ettiği güzergâhı, beyaz-gri çizgi ve kesik kesik kırmızıçizgiler sınırı göstermektedir. Rusya, SU-24’lerin sınıra 1 Km. kadar yaklaştıklarını ve vurulan uçağın 4 Km. Suriye sınırının içerisine düştüğünü, Türk uçaklarının geçici olarak Suriye hava sahasını ihlâl ettiklerini ve Suriye sınırları içerisinde Rus uçaklarına ateş ettiklerini iddia etmiştir.

Rusya tarafından dağıtılan düşürülen uçağa ilişkin ayrıntılı radar iz haritasındaki saatler Rusya saatine göre olup, Türkiye’ye göre 1 saat ileridedir. Bu yüzden Türkiye tarafından uçağın vurulma saati 09.24 olarak verilmiş olmasına rağmen, Rus haritasında 10.24 olarak işaretlenmesinin nedeni saat farkı yüzündedir.

Rusya Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada; “Hmeymim Hava Üssü'ne geri dönüş rotasında olan Su-24 uçağı, Türk sınırından bir kilometre uzaklıkta ve 6 bin metre yükseklikte olduğu sırada Türk F-16'ları tarafından Suriye sınırları içerisinde düşürüldü. Yaptıkları analizler sonucunda ise kesinlikle Türk sınırı ihlâl edilmedi” iddiasında bulunmuştur.

Rusya Savunma Bakanlığı tarafından daha önce yapılan ilk açıklamada ise, ”uçağın büyük ihtimalle Suriye sınırları içerisinden karadan havaya atılan füze ile düşürüldüğü” ifade edilmiştir.  Düşürülen uçaktan paraşütle atlayarak kurtulan ve Lazkiye'deki Rus üssüne ulaştırılan Rus pilot, “Türk uçakları tarafından telsiz ya da göz teması olarak hiçbir ikaz almadıklarını ve Türk hava sahasını ihlâl etmediklerini" iddia etmiştir. Düşen uçağa ait uçuş kayıtlarının bulunduğu “Karakutu” daha sonra bulunmuştur.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hava sahasının ihlal edilmesi sonucu angajman kuralları gereği müdahalenin yapıldığını, Türkiye'nin sınırlarını koruma hakkına her ülkenin saygı duyması gerektiğini ve Esad rejiminin ayakta tutulması için rejim ile müttefiklerinin IŞİD bahane edilerek o bölgede kendi topraklarını korumaya çalışan Bayırbucak Türkmenlerine saldırıldığını" söylemiştir.  Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Muhtarlar Toplantısı sırasında Rusya'nın gösterdiği tepki üzerine yaptığı konuşma da ise "Rusya'ya ne de başka herhangi bir ülkeye karşı doğrudan askeri müdahale söz konusu olmadığını" ve "aynı ihlâl bugün yapılsa Türkiye'nin yine aynı karşılığı vereceğini" söylemiştir. Erdoğan CNN'e verdiği röportajda, "Türkiye'nin Rusya'dan özür dilemeyeceğini ve sınır ihlâlinde bulunan Rusya'nın özür dilemesi gerektiğini" söylemiştir.

Başbakanı Ahmet Davutoğlu, "Türkiye'nin sınırlarını kim ihlâl ederse ona karşı her türlü tedbiri almanın hakları ve görevi olduğunu" belirtmiştir. TBMM'deki AK Parti grup toplantısında ise "Angajman kurallarının Rusya dâhil tüm dünya tarafından bilindiğini, son hadisede ikazlara rağmen Rus makamlarınca dikkate alınmadığını ve gerekli tedbirleri bu yüzden almaları gerektiğini" söylemiştir. Aynı zamanda "Bayırbucak bölgesinde IŞİD unsurlarının bulunmadığını ve bölgedeki masum halka yapılan saldırılara göz yumamayacaklarını" belirtmiştir.

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye sınırında Rus uçağının düşürülmesi ile ilgili yaptığı ilk açıklamada; "Rus uçağının Türkiye'ye karşı tehdit oluşturmadığını, Türk F-16 uçakları tarafından vurulduğu sırada Suriye-Türkiye sınırından 1 kilometre uzakta olduğunu ve sınırdan yaklaşık 4 kilometre uzak bir noktaya düştüğünü” iddia etmiştir. “Olayın Rusya ve Türkiye ilişkileri bakımından çok ciddi sorunlara neden olacağını” belirten Putin, bir başka açıklamasında ise "Türkiye'nin bilerek Rusya ve Türkiye ilişkilerini çıkmaza sürüklediğini ve Türkiye'den hâlâ özür beklediklerini" söylemiştir. Uçaklarımız ve pilotlarımız Türkiye'yi asla tehdit etmedi" diyerek devam eden Putin, uçağın düşürülmesini "Sırtımızdan bıçaklandık" diye yorumlamıştır.

Uçağın F-16 uçaklarından açılan ateşle düşürüldüğünü kaydeden Putin, uçağın düşürülmesinin Rus-Türk ilişkilerinde çok ciddi sonuçlar doğuracağını söylemiş ve "Türkiye'nin Rusya'nın kendi uçağını kendi düşürmüş gibi davrandığını" öne sürmüştür.

Putin açıklamasında, uçağın düşürülmesinin "terör karşıtı savaşın ötesine geçtiğini" dile getirmiştir. Düşen uçakta bulunan mürettebatın Türkiye'yi tehdit etmediğini söyleyen Putin, uçağın uçuş yaptığı bölgenin ise çoğunlukla Suriye'ye Rusya'dan gelen militanların olduğu bölge olduğunu kaydetmiştir.

Ürdün Kralı Abdullah ile görüşmesi sırasında konuşan Putin, Rusya'nın uçağın düşürülmesi hadisesini dikkatli bir şekilde araştıracağını ve bu olayın Türkiye-Rusya ilişkileri için ciddi sonuçlarının olacağını ifade etmiş, Rus uçağının Türkiye, Rusya ve ABD arasında imzalanan “Hava Olaylarını Önleme Anlaşmasına” rağmen düşürüldüğüne dikkat çekmiştir.

Rusya Federasyonu Başbakanı Dimitri Medvedev, "Rus uçağının düşürülmesinin Rusya ve NATO arasındaki gerilimin artmasına neden olduğunu" söylemiştir. Medvedev, "Türkiye ile ortak ekonomik projelerin iptal edilebileceğini" ve "Türk şirketlerinin de Rusya ekonomik pazarındaki konumlarını kaybedebileceğini" belirtmiştir. Medvedev ayrıca “Gıda ithalatına yönelik Türkiye'ye kısıtlama getirilebileceğini, yatırım görüşmelerine son verilebileceğini ve gümrük vergileriyle ilgili ağırlaştırıcı düzenlemelere gidilebileceğini" söylemiştir. 

Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov; savaş uçağının düşürülmesi sonrası 25 Kasım 2015 tarihinde Türkiye'ye yapacağı ziyareti iptal etmiş, "Türkiye'de en az Mısır kadar terör tehdidinin yüksek olduğunu" iddia ederek, Rus turistlere Türkiye'ye gitmemelerini söylemiş, olayın aynı zamanda "planlı bir provokasyon olduğunu" iddia etmiş ve "Türkiye ile savaşa girmediklerini" belirtmiştir.

Rusya Federasyonu Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Lazkiye'deki Himeymim Hava Üssü'ne S-400 Hava Savunma sistemi yerleştirme kararı aldıklarını söylemiştir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından kararın onaylandığını duyurmuştur.

Rusya Federasyonu Genelkurmay Başkanlığı Sözcüsü Sergey Luskov, olay sonrası Suriye'de faaliyetlerine devam edeceklerini söyleyerek üç adımlık karar metnini açıklamıştır. Bundan sonra savaş uçakları koruması altında tüm hava saldırılarının gerçekleştirileceğini, Lazkiye açıklarına Moskva kruvazörünün gönderileceğini belirtmiştir. Aynı zamanda Moskva kruvazörünün hava savunma sistemi S-300 füzelerine benzer Fort sistemiyle donatıldığını duyurmuştur. Herhangi bir tehlike anında potansiyel tüm tehditleri vurabileceklerini söylemiştir. Türkiye ile varolan askeri düzeydeki tüm ilişkileri askıya aldıklarını da vurgulamıştır.

Rusya Devlet Başkanlığı sözcüsü Dimitri Peskov, Suriye-Türkiye sınırındaki Rus askeri faaliyetlerinin devam edeceğini söylemiştir.

ABD Devlet Başkanı Barack Obama, "Rusya'nın Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu ‘nu değil, IŞİD’ı hedef alması durumunda bu tür problemlerin olmayacağını ve Türkiye'nin kendi hava sahasını ve topraklarını korumaya hakkının bulunduğunu" söylemiştir.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, "ellerindeki verilerin Rus uçağının sınır ihlâli yaptığı yönünde olduğunu, Türkiye'nin açıklamalarının doğru olduğunu ve Rusya'nın hedef aldığı yerlerin çoğu IŞİD'ın bulunmadığı mekânlar olduğunu" söylemiştir.

Uçağın düşürülmesinden sonra Türkiye'nin Moskova Büyükelçiliği önünde Rusya Liberal Demokrat Partisi Moskova Bölümü Başkanı Boris Çernışov'un önderliğinde toplanan kalabalık, büyükelçilik binasına taşlarla saldırmıştır.

Beyoğlu'nda bulunan Rusya'nın İstanbul Başkonsolosluğu önünde toplanan yaklaşık 100 kişilik kalabalık, uçak düşürülmesi olayı sonrasında Suriye Türkmenleri lehinde protesto eylemi gerçekleştirmiştir.

22 Haziran 2012 tarihinde Suriye tarafından ihtar yapılmadan Türk Hava Kuvvetleri'ne ait bir adet  RF-4E Phantom keşif uçağı düşürülmüş, iki pilotumuz şehit olmuş ve Suriye'ye karşı angajman kuralları değiştirilmiştir.

Yeni angajman kuralları gereği, Suriye tarafından Türkiye sınırına yaklaşan her askeri unsur tehdit olarak değerlendirilerek askeri hedef muamelesi görmeye başlamıştır. Suriye’ye ait; 16 Eylül 2013 tarihinde bir adet MI-17 helikopteri, 23 Mart 2014 tarihinde bir adet MIG-23 uçağı düşürülmüştür. 16 Ekim 2015 tarihinde Türk savaş uçaklarının, Türk Hava sahasını ihlal ettiği belirtilen bir Rus veya Suriye İnsansız Hava Aracını düşürdüğü açıklanmıştır. Son olarak 24 Kasım 2015 tarihinde Suriye’de harekâta katılan Rus SU-24 savaş uçağı sınır ihlali nedeniyle düşürülmüştür.

3. İNCELEME,ÖNERİLER VE SONUÇ:

Angajman kuralları hangi ülkeye uygulanıyor? Suriye Devletine karşı. Peki, Suriye Hava Sahasında kim veya kimler uçuyor. Başta ABD ve Rusya olmak üzere onlarca devlete ait savaş uçağı bu sahayı çeşitli zamanlarda kullanıyor. O halde angajman kurallarının hedefi nedir? Suriye Hava Kuvvetleri mi? Yoksa uçan her türlü hava vasıtası mı? Elbette Suriye Hava Kuvvetleri başka ne olacaktı diye cevapladığımızda, Rus uçağı olduğunu bilsek vurmazdık açıklaması uygulanan angajmankurallarında tam bir teşhisin ve verilen emirlerin çok net olmadığı görülmektedir. 

Günümüz savaşlarının Suriye’de olduğu gibi “vekâlet savaşları” olduğu dikkate alındığında, iki ülke arasında resmen savaş ilanı olmamasına rağmen adı konmamış bir savaşın içinde olduğumuz görülmektedir. Bu durumda ilan edilen angajman kurallarına göre Suriye’deki hedef her türlü hava vasıtası olmaktadır. Biz sanki sınırımız ötesindeki Suriye Hava Sahasını yasak bölge ilan ederek, sınır çizgimizi ihlal eden her türlü hava aracını düşürmeye kadar giden angajman kurallarını sert bir biçimde uygulamaya karar vermiş oluyoruz. Hatta Suriye’ye karşı resmen herhangi bir alarm kademesi ilan etmeden angajman kurallarını uygulama yetkisini alt kademelere devrediyoruz. Yapılan bu yetki devrinin de kabul edildiği Suriye helikopter ve uçağı ile Rus uçağının düşürülmesinden anlaşılmaktadır. Yetki devri ile siyasi sorumluluktan açıkçası ileride doğabilecek sorunlardan sözde kaçmaya çalışıyoruz.

Görsel ve yazılı basında çıkan bilgilerin yanı sıra yetkililerin yaptığı açıklamaların değerlendirilmesinden, Rus uçağının doğu-batı istikametinde bekleme yaptığı net olarak görülmektedir. Güneyden kuzeye uçarak veya beklemelerini kuzeye doğru Türk sınırını ihlal edecek şekilde planlamadığı görülmektedir. Kuzeyli bir başta sınırı kat edip hedef olabilecek herhangi önemli bir Türk hedefine doğru da uçmamaktadır. Herhangi bir şekilde düşmanca niyet ve hareket göstermeden, sadece sınır hattını herhangi bir tehdit oluşturmadan doğu-batı istikametinde kesmektedir. Kısaca “bilerek veya bilmeyerek sınır ihlali yapmaktadırlar”. Bu durumda verilen karşılık yani silah kullanmak doğru bir hareket tarzı mıdır? Sonuçları hesaplanmış ve riskler alınabilir olarak kabul edilmiş midir? Bu hususların tüm yönleriyle sorgulanması gereklidir. Ayrıca, Rus tarafı sınır ihlali yapmadığını iddia etmektedir.

36 yıllık savaş pilotu kariyerimde başta Ege olmak üzere yurdumun her köşesinde ülkemin hava savunması için görev yapmış birisi olarak, sivil uçağa binerken bile korkusundan bildiği her duayı okuyan yere indiği zaman hamaset ve siyaset yaparak karalama politikası uygulayanlara böyle ciddi konularda yapılan hataları savunmakla devlet yönetilmeyeceğini tekrar hatırlatmak istiyorum. Elbette sınırlarımızın ve egemenlik haklarımızın korunması konusunda duyarlı ve kararlı olmalıyız. Fakat soğuk savaş döneminden bugüne NATO üyesi bir ülke tarafından düşürülen ilk Rus savaş uçağını Türkiye’nin düşürmüş olması konusu olunca, hata yapma olasılığımızın mutlaka incelenmesi gerektiği ve bu olaydan ders çıkarmamız gerektiği düşüncesindeyim.

Binlerce sorti uçuşta ve olayda karşı karşıya gelen ABD’nin veya diğer müttefiklerinin neden bir Rus uçağı düşürmediği sorusunu da kendi kendimize sormamız gerektiğine inanıyorum. “Ya angajman kurallarını uygulama konusunu onlar buldukları için çok iyi uyguluyorlar, ya da biz onlardan kopya çektiğimiz için iyi uygulayamıyoruz”. Tüm Türkiye’yi ilgilendiren bir hata varsa ve bundan hepimiz etkileniyorsak bu soruları sorma hakkımın da bulunduğu kanaatini taşıyorum.

Telsiz çağrılarını havadaki Rus ve Suriye uçakları da mı? Duymadı. Suriye’deki Rus ve Suriye kontrol unsurları neden duymadı? Bu konuların incelemeler sırasında mutlaka ele alınacağını umuyorum. Suriye ve Rusya ziyaretimiz sırasında kendilerine sorduğum bu soruya ilgili yetkililer, “kesinlikle duymadıklarını” beyan etmişlerdir.

Uçağın düşürülmesi dâhil yaşadığımız süreci değerlendirdiğimde iki ülke arasında Ekim 2015 ayı içerisinde yapılan uçuşların güvenliğine ilişkin karşılıklı koordinasyon çalışmalarının yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. İsrail ve ABD’nin bu konuda ön aldıklarını tespit etmekteyim.

Bir kez daha tekrarlıyorum, her iki ülkenin farklı telsiz ve dijital harita alt yapı sistemleri kullanmasından kaynaklanan olabilecek aksaklıkların yanı sıra bölgedeki uçuşları etkileyebilecek muhtemel elektronik etkilerin tekrar masaya yatırılarak incelenmesi,eğer isteniyorsa olayın aydınlatılmasına katkı sağlayacaktır. Açıkçası bu konuda pek ümitli değilim. Şimdiye kadar meydana gelen olaylar incelendiğinde Türk kamuoyu başka konularla meşgul edilip, suni gündem yaratıldığı için halkımıza doğru dürüst bilgi verilmemektedir. 

Rusya Hava Kuvvetleri Komutanı Viktor Bondarev yaptığı açıklamada, uçaklarının Türkiye tarafından tuzağa düşürüldüğünü iddia etmiştir. Bu karara varırken çeşitli unsurları değerlendirmişler ve uçağın düşmesinden bir gün önce Hatay bölgesine intikal ettirildiği ifade edilen ABD komuta-kontrol sistemini en büyük delil olarak göstermişlerdir. Buradan Türkiye’ye intikal eden yabancı güç unsurlarının öyle veya böyle yaratılan her türlü sorunda gerekçe olacağı çok net gözükmektedir. Ülkemizde bulunan yabancı silahlı kuvvetler ve unsurları nedeniyle “Türkiye’nin başı ciddi şekilde beladadır”. 

Rus uçağının düşürüldüğü 24 Kasım 2015 tarihinden sonra Suriye’deki hava savunma gücünü S-400’lerle takviye eden Rusya nedeniyle, Türk savaş uçaklarının Suriye Hava Sahasını kullanmadığı basında yer almaktadır. Türk Hava Sahasına hapsedilen savaş uçaklarımızın bundan sonra Doğu Akdeniz, Suriye ve Irak’ta milli menfaatlerimizin korunmasındaki etkisinin azalacağı ve yok olmaya doğru gideceği gözlemlenmektedir. 

Vatandaşlarımız ekonomik sıkıntılar içerisinde gelecek kaygısına düşmüş ve terör belası ile mücadele edilirken Türkiye’yi yöneten irade kontrolü kaybetmiştir. Mezhep savaşlarının içerisinde kalmaya çok yakın bir Türkiye, gerçek yeri Avrasya’dan tamamen kopartılarak Atlantik ve Avrupa yapısının oyuncağı durumuna getirilmeye çalışılmaktadır. 

Rus uçağının düşürülmesi sonrası bunu Doğu Akdeniz’e yerleşmek için iyi değerlendiren ilişkilerimizin bozulduğu başta Rusya olmak üzere Suriye ile hemen yeniden ilişkiye geçmemiz “yakıcı” zorunluluktur. Ayrıca, Merkezi Irak Hükümeti ve mezhepçi politik anlayış yüzünden aslında artık bozulmaya yüz tutmuş olan ilişkilerimizin İran ile de onarılması gerekmektedir. Çin ise bu ilişkilerde belirleyici bir unsur olacak ve onun yeri Rusya, İran, Suriye ve Merkezi Irak Hükümetinin yanında olacaktır.

Türkiye’nin acilen başta Rusya olmak üzere, Suriye, Merkezi Irak Hükümeti, İran ve Çin ile ilişkilerini geliştirmek için temaslara başlama zorunluluğu bulunmaktadır. Bu ülkelere Mısır, Lübnan ve Ürdün’de eklenmelidir. Bunu yapabilecek hükümet iradesi var mıdır? Şu anda yoktur. Tamamen ABD ve müttefiklerinin yanı sıra İsrail’in yanında yer almaya göz kırpan çaresiz bir irade mevcuttur.

Türkiye kaderine mi terk edilecek elbette hayır. Türkiye’deki “Kemalist” ve “Vatansever” güçler Türkiye’nin yeniden ait olduğu Avrasya politikasına girmesi için siyasi mücadelesine devam edeceklerdir. Meydan sanıldığı kadar boş değildir. “Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” olma özelliğimizi korumak için mücadeleye devam edilecektir.


Rus uçağının düşürülmesi kararı, bütün incelemelerime ve tecrübeme dayanarak belirtmek istiyorum “hatalı bir taktik harekât değerlendirmesidir”. Fakat sonuçları stratejik ve canımızı acıtacak kadar tehlikelidir. Türkiye’de hiç kimsenin gerçekte Rus uçağını düşürme emrini direkt olarak verebileceğini ve dostluğumuzu bozacağını düşünmüyorum. Söz konusu olayın, başlangıçtan beri uygulanan yanlış Suriye ve bölgesel politikaları nedeniyle ortaya çıkan gerginliklerin ve stratejik gelişmelerin iyi okunamamasından kaynaklandığını düşünüyorum. Yani Rus uçağının düşürülmesi hadisesi Türkiye’nin geçmekte olduğu bu fırtınalı kafası karışık siyasi ortamın etkisi nedeniyle meydana gelmiştir.

Sonuç olarak; Türkiye ve Rusya stratejik ilişkilerinin böyle bir taktik değerlendirme hatası nedeniyle daha fazla bozulmasını beklemek yanlışlık olacaktır. Türkiye’nin, başlangıçta Türk Silahlı Kuvvetleri ile Rusya Silahlı Kuvvetleri arasındaki ilişkilerini yeniden güçlendirecek girişimleri başlatmasının uygun olacağını, özellikle Hava Kuvvetleri seviyesinde hemen Rusya Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile görüşülmesi yönünde atım atılmasının bir başlangıç olacağını ve karşılık göreceğini umuyorum.

Beyazıt Karataş
Emekli Hava Pilot Tümgeneral

En Çok Okunan Röportaj Haberler
En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler