AMERİKA HALKI BEYAZ SARAY SİYASETLERİNDEN BIKMIŞ!


AMERİKA HALKI BEYAZ SARAY SİYASETLERİNDEN BIKMIŞ!

Washington Üniversitesi öğretim üyesi, Amerikan halkının ülkenin Ortadoğu'daki müdahaleci ve askeri siyasetlerinden bıktığına inanmaktadır.

Tesnim Haber Ajansı - Profesör Robert Fili, Tesnim Haber Ajansına verdiği röportajda ABD seçimlerinin Ortadoğu'daki gelişmelere etkisini değerlendirerek şunları söyledi: Her ne kadar ABD, Ortadoğu'da büyük bir oyuncu olma konumunu korumak için yine çaba harcayacak olsa da,  Amerikan halkının hükumete, diğer savaşlardan dolayı sahip olduğu nefret görmezden gelinmemelidir.

Bu nedenle Libya, Yemen ve Suriye'ye yapılacak her türlü açık müdahalenin karşısında şiddetle tepki göstereceklerdir. Ben inanıyorum ki Amerika'nın siyasetleri aynı şekilde devam edecektir. Eğer Hilary Clinton seçilirse, öyle anlaşılıyor ki kazanmak için daha fazla şansa sahiptir, daha az saldırganlık içeren bir politika beklenebilir.

O, ABD ile İsrail arasındaki ilişkinin çok değişmesini beklememek gerektiğini belirterek şöyle devam etti: Bu şekilde bir ilişkiyi çok oyunculu ilişki statüsünde değerlendirebiliriz öyle ki bu oyun cumhurbaşkanı ve diğer oyuncularla oynanmaktadır.  Asıl oyuncular kongre ve seçmenlerdir; ancak meydana gelebilecek şey,seçimlerden ve Obama'nın resmi olarak Beyaz Saray'ı terk etmesinden önce, Obama tarafından açıklanacaktır. İsrail ile Filistinliler arasında anlaşmanın gidişatı ile ilgili olacak bu açıklamalar belki de Clinton'un bürosunu terk etmeden önce 2000 yılındaki parametrelerinin benzeri olacaktır.  Obama'nın yapabileceği tek şey bu parametreleri biraz daha yeni göstermektir.

Prof.Robert Filip daha sonra ekleme yaparak şunları söyledi: Eğer Obama bu konuda açıklama yapacak olursa, bu açıklamalar ABD'nin yeni cumhurbaşkanı  ve Avrupa taraftarları için güçlü bir araç haline gelecektir ve böylece partilere barış müzakerelere devam etmeleri için baskı yapabileceklerdir.

"Ortadoğu'da hukuk ve kanunlar" kitabının yazarı İsrail'in ilerleme siyasetini, bir çeşit sabır ve bekleyiş siyaseti olduğunu belirterek şunları söyledi: İsrail'in anlaşmasında, onun kalıcılığı bölünmüştür. Bu şöyle bir durumda yaşanmaktadır ki başbakan buna şiddetle karşı çıkmıştır ve askeri ve güvenlik kurumları da büyük bir şaşkınlıkla ona destek vermeye başladılar. Bu nedenle, İsrail'in bir tür sabır ve bekleyiş siyasetini seçeceğini düşünüyorum. Uzak bir ihtimaldir ki bir "cumhuriyetçi" cumhurbaşkanı bu anlaşmayı iptal etmek istesin. Getirilecek en önemli delil şudur ki, bu işin ABD'nin itibarının zedelenmesine sebep olmasından korkulmaktadır. Örneğin; Netanyahu'yu düşünün. O, 1996 yılında aday ünvanı ile Oslov görüşmelerinin karşısında yer almıştı ancak o, o yıl seçilmesinin ardından, anlaşma çerçevesinde çalışmıştır hatta Oslov çerçevesinde "Wye river" anlaşmasını imzalamıştı. Açık olarak, sizin seçimlerde cumhuriyetçi bir adaydan duyduğunuz şeyler, siyaset olarak ortaya koydukları şeylerden tamamen farklıdır. Öte yandan şunu söylemeliyiz ki Avrupalılar zaman kaybetmeksizin yeni cumhuriyetçi cumhurbaşkanına anlaşmaya uyması için baskı yapmalıdırlar.

Filip Suriye krizinin çözümü konusunda ise şunları söyledi: Suriye'nin yakın zamanda sorunlarını çözmesini beklememiz olması çok zor bir durumdur. Şu an ülkedeki çatışma grupları arasında  bu ülke ile ilgili müzakereler yapılması gerekir.

En Çok Okunan Dünya Haberler
En Önemli Dünya Haberler
En Çok Okunan Haberler