BİR “ALİ” YAZISI


BİR “ALİ” YAZISI

Çağlar seni anlatır, zaman sensin/Saat sensin, ecel sen, kader û kaza sen

Tesnim Haber Ajansı - Yaşadığımız asırdan şöyle bir İslam tarihine bakarsak, yaşanılmış her kırılmada, her mücadelede ve her hayati anda Ali’nin olduğunu görürüz. Acaba bu tesadüf müdür? Gerçekten yaşadığı asırda, adına İslam denilen bir çağda, kendinin olduğu anda ve sonrasında her önemli kırılmada, her önemli anda adı anılan bir Ali var önümüzde. İnsan tüm bu macera onun namı yürüsün diye oluşturulmuş bir senaryo mu diye düşünmeden edemiyor…

İşte böylesine yabanıl bir dönemdeyiz. Çünkü böylesi bir insanın var olabilmesi şaka gibidir bizim için. Modern dönemde kırılmaların olduğu yerlerde öne çıkan insanlar vardır ama adıyla tam on dört asrı yöneten ve yönlendiren bir insan yoktur, olmamış ve olamayacaktır.

Peygamber hicreti rahatça edebilsin diye yatağına yatan Ali’dir. Uhud’da canını siper eden Ali’dir. Hayber’de ümitlerin tükendiği yerde ilahi bir ümid olarak ortaya çıkan Ali’dir. Peygamber’in ölümüyle yalnızlaşan, ötekileştirilen ve bir kaçağa dönüştürülmesine rağmen büyük bir hilimle duran Ali’dir. Evi askerlerle çevrilen, basılan ve ateşe verilmekle tehdit edilen Ali’dir. Halifelere tavsiyede bulunan Ali’dir. Herkesin uygulamaya korktuğu kanunları uygulayan Ali’dir. Canını Osman’a siper eden Ali’dir. Osman’ın kanının sorumlusu bilinen Ali’dir. Hilafeti halkın akın akın gelerek zorlamasıyla kabul eden Ali’dir. Adaleti yüzünden öldürülen Ali’dir. Evlatlarını kendinden sonra birer ikişer şehit veren Ali’dir.

İlmin nispet edildiği Ali’dir. İrfanın nispet edildiği Ali’dir. Belagat’ın nispet edildiği Ali’dir. Mezheplerin kendini nispet ettiği Ali’dir. Tarikatların kendini nispet ettiği Ali’dir. Hükümetlerin kendine düşman bildiği Ali’dir. Hükümetlerin kendi için bayrak açıp savaştığı Ali’dir.

Gerçekten tüm bunları düşündüğü zaman tarihte Ali’den başka böyle bir karakterin olmadığını derhal fark etmeli insan. Ve doğal olarak acaba Müslümanların tarihinden Ali’yi çıkarırsak ne kalır sorusunu sormadan edemiyor insan.

Bu okuduğunuz satırlar bir Ali güzellemesi içermeyecek çünkü nazarımca Ali zaten her şeyiyle, her noktamıza işlemiş bir tılsım. İlim yolumuzda da Ali var, ritüellerimizde de… Ali hem derdimizin devası olarak var, hem afyon ve uyuşturucumuz olarak var. Ali olmazsa olmazı Müslüman’ın. Hatta Ali olmadan mezhepler birbirine düşmanlık da edemiyor. İhtilaflarımızın hem sebebi Ali, hem hakemi Ali.

Zamanın Ali’si olmak mümkün değil bu yüzden. Aslında Ali tüm zaman ve tarihten üste bir konum almış. Öylesine bir miras bırakmış ki Ali, onu aşmak, ona yaklaşmak mümkün değil. Zaten eğer bu mümkün olsaydı on dört asır sonra halen yukarıda saydığım bunca şeyin içerisinde Ali değil, başkası olurdu.

Bugün böylesi bir şahsın tarihin bir döneminde dünyaya adım atışının yıldönümü. Her insanın doğumu mübarektir çünkü pak bir varlık gelir dünyaya ve bu paklık yeni bir nefes katar dahil olduğu ortama ancak doğduğu andan itibaren asırlardır her yeri şekillendiren ve insanların her anında olan bir insanın doğumu diğer doğumlara da olumlu ya da olumsuz anlamlar katması nedeniyle muazzam bir öneme sahiptir…

Ali’nin var olduğu bir tarih diliminde, halen onu hatırlıyor olmaksa, ümid edecek şeylerimiz var demektir!

Hüseyin Işık

En Çok Okunan Röportaj Haberler
En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler