Keşmir Meselesi Filistin Meselesi Gibidir / Keşmirli Müslümanların Korunması Herkesin Ortak Görevidir
Movlavi Ali Ahmet Selami, Keşmir konusunun Filistin konusu gibi eski bir mesele olduğunu belirterek şunları söyledi: Müslümanların Keşmir konusu ve İslam dünyasının diğer meselelerinde ortak bir sorumlulukları ve görevleri vardır.
Tesnim Haner Ajansı - İran Uzmanlar Meclisi Sistan ve Belucistan Sünni halkının temsilcisi, Keşmir konusu ve bölgedeki Müslümanların Hind ordusu tarafından öldürülmesi konusunda Tesnim Haber Ajansına verdiği röportajda şu açıklamalarda bulundu: Keşmir konusu Filistin meselesi gibi eski bir meseledir. Filistin 1948 yılında işgal edildi ve Hind yarımadası da 1947 yılında Hindistan ve Pakistan olmak üzere iki ülkeye ayrıldı.
Ahmet Selami, Keşmir'in çoğunluğunu Müslümanlardan oluşan bir bölge olduğunu hatırlatarak şu ifadeleri kullandı: O dönemde, Müslümanların çok olduğu bölgelerin Pakistan'a, Müslümanların az olduğu bölgelerin ise Hindistan'a bağlanması kararlaştırılmıştı. Örneğin Müslümanların yerleşim bölgesi olan Bangladeş bir süre sonra Pakistan'dan ayrılmış ve bağımsızlığını kazanmıştı. Bu nedenle Keşmir de Pakistan'ın bir parçası sayılmalıdır.
Selami daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü: Keşmir'in bir kısmı bağımsız bölgedir ve Pakistan'a aittir ve diğer bir kısmı ise Hindistan'ın kontrolündedir. Bu güne kadar Hindistan ve Pakistan arasında 3 savaş yapılmış ve bu savaşların üzerinden 70 yıl geçmiştir.
İran Uzmanlar Meclisi üyesi, İngilizlerin girdikleri her bölgeyi sömürdüklerini ve halk arasında kin ve nefret tohumları ektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: O dönemde Keşmir'in durumu kesinleşmemişti ve referandum yapılarak halkın Pakistan'ın mı yoksa Hindistan'ın mı bir parçası olma istediği konusunda oy vermeleri kararlaştırılmıştı.
Selami, Hindistan’ın Keşmir'de Müslümanları azınlık durumuna düşürmek amacıyla yaptığı iskân siyasetini kınayarak sözlerini şöyle sürdürdü: Müslümanların Keşmir konusu ve İslam dünyasındaki diğer olaylar karşısında ortak bir sorumlukları ve görevleri vardır. Ülkelerin iç işlerine müdahale etmek din ve uluslararası kanunlara göre yanlıştır. Ancak Keşmir'deki Müslümanları sözlü ve siyasi olarak korumak tüm ülkelerin görevidir. Eğer İslam ülkeleri ve İslami gruplar bu konuda kendileri sorumlu görmezlerse, dini ve şer'i vazifelerini tam olarak yerine getirmemiş olurlar.
Uzmanlar Meclisi üyesi son olarak şu ifadeleri kullandı: İslam İnkılabı Rehberi konuşmalarında sürekli olarak Keşmir'deki Müslümanların durumu konusunda vurguda bulunmuştur ve sistemin genel politikaları da onun kontrolündedir. İslam İnkılabı Rehberi her zaman dünya Müslümanları özellikle de Keşmir ve yine Birmanya'daki Müslümanları korumuşlardır.
