Haşd El-Şabi Musul’un Batısını IŞİD’in Suriye’ye Kaçmasına Engel Olmak İçin Kuşatma Altına Aldı


Iraklı siyasi konular uzamanı, Irak Gönüllü Halk Güçlerinin Musul’u kurtarma operasyonlarındaki merkezi rolüne değinerek, ‘bu kuvvetler şu an IŞİD teröristlerinin Suriye’ye kaçışına engel olmak için Musul’un batısını kuşatma altına aldılar’ dedi.

Tesnim Haber Ajansı - Musul, IŞİD terör örgütünün işgal ettiği en büyük şehirlerden biridir ve bu şehrin yaklaşık iki bin nüfusu bulunmakta ve Irak’ta terörist grupların son üssü sayılmaktadır.

IŞİD terör örgütü 10 Haziran 2014’te Neyneva Eyaletinin merkezi ve Irak’ın ikinci büyük şehri olan Musul’a saldırarak bu şehirde kontrolü ele geçirmiştir.

Irak Başbakanı Haydar El-İbadi, pazartesi günü Musul’u teröristlerin pençesinden kurtarma operasyonlarının başladığını açıklamıştır.

Irak siyasi konular uzmanı Sahir El-Arebi Tesnim Haberle yaptığı röportajda Musul’da savaş meydanında yaşanan son gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Haşd El-Şabi teröristlerin Suriye’ye kaçışına engel olmak için Musul’un batısını kuşatma altına aldı

Sahir El-Arebi röportajında Irak Gönüllü Halk Güçlerinin bu operasyonlardaki rolü hakkında şunları söyledi: ‘Hiç şüphesiz Gönüllü Halk Güçleri bu operasyonda önemli bir rol oynamaktadır, her ne kadar henüz bu operasyonlara katılmasalar da IŞİD mensuplarının bölgeden Suriye’ye doğru kaçışına engel olmak için, şehrin sınırlarında durarak, bu şehri batı tarafından tamamen kuşatma altına almışlardır. Şu an Gönüllü Halk Güçleri ordu ve polis güçleriyle birlikte operasyonlarda bulunmakta ve merkezi bir rol oynamaktadır.’

İran, Saddam devrildiği günden beri Irak’ın yanındadır

Iraklı siyasi konular uzamanı röportajın devamında İran’ın Irak Ordusuna terörle mücadelede yaptığı yardımlara değinerek şunları söyledi:
‘İran, terörle mücadelede Irak’ın yanında bulunan ilk ülkelerdendi. İran’ın Irak’a olan yardımları Saddam Hüseyin’in devrilmesinin ardından başlamış ve bugüne kadar devam etmiştir ve bu yardımlar sadece askeri danışmanlık olarak değil, askeri yardımları da kapsamaktadır. Saddam Hüseyin’in devrilmesinden sonra birçok bölge ülkesi Irak gerçeğini kabul etmeyip, yıllarca Irak’a büyükelçi bile göndermekten sakınırken, İran, yeni Irak gerçeğini kabul eden ilk ülkedir. Irak gerçeğini kabul etmeyen ülkelerden biri Sudi Arabistan’dı ve bu ülke yaklaşık 12 yıldan sonra ve daha geçen yıl, Bağdat’a büyükelçi gönderdi.

İran, Felluce, El-Ramadi şehirlerinin kurtarma operasyonlarında rol oynamış ve şimdi de Musul’u kurtarma operasyonlarında danışmanlık yapmaktadır ve İranlı askeri uzmanlar Irak Ordusunun yanında tecrübelerini aktarmaktadır.’

Amerika liderliğindeki koalisyonun eylemleri, katılan ülkelerin hacmi ile orantılı değildir

Iraklı siyasi konular uzmanı, Amerika liderliğindeki uluslararası koalisyonun Musul’u kurtarma operasyonlarındaki rolüne değinerek şunları söyledi:
‘Dünyanın 60’dan fazla ülkesinden oluşan uluslararası koalisyonun eylemleri maalesef bu koalisyona katılan ülkelerin hacmi ile orantılı değildir. Bu koalisyon iki yıl önce ve Musul şehri düşürülmeden önce oluşmuştu ama bu koalisyonun hava saldırılarının hiçbir etkisi olmadı. Eğer bu koalisyon, Arabistan’ın bir buçuk yıl önce Yemen’e saldırmak için oluşturduğu koalisyon ile kıyaslanırsa, Arabistan liderliğindeki koalisyonun Yemen’deki katliamlarının hacmi oldukça fazladır. Üzülerek şunu söylemeliyiz ki, bu koalisyona birçok ülkenin katılmasına rağmen, bu koalisyonun hiçbir önemli etkisi olmamıştır.’

Bölgedeki olumsuz geçmişi dikkate alınarak Türkiye’nin Musul operasyonlarına katılması sorunlara neden olacaktır

Iraklı siyasi konular uzmanı röportajının devamında Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde kalmaya devam etmeye ve Musul operasyonlarına katılmaya çalışmasına değinerek şunları söyledi: ‘Her ne unvanla olursa olsun, Türk kuvvetleri Irak’ın toprak bütünlüğünü ihlal etmiştir ve bu ülke geçmiş yıllarda sınırlarını teröristlerin giriş çıkışı için açmıştır. Bu yüzden biz Türkiye’nin rolüne şüphe ile bakıyor ve yaklaşıyoruz. Çünkü geçmiş yıllarda asla olumlu bir rol oynamamıştır. Türkiye’nin geçmişte oynağı olumsuz rollerini dikkate alarak, bu ülkenin Musul operasyonlarına katılmasının sorunlara neden olacağına inanıyoruz.’