İslami Cihat Hareketi: İşgalcilerin Saldırganlığının Maliyetini Artırdık


Filistin İslami Cihat Hareketi Sözcüsü Tarık Selmi, işgalci rejimin saldırganlığının maliyetini artırdıklarını belirterek, İsrail ile işbirliği yapan Filistin Özerk Teşkilatı’nın tutumunu eleştirdi.

Tesnim Haber Ajansı- İşgal altındaki Filistin topraklarında özellikle 1948’de işgal edilmiş bölgelerde devam eden şehadet eylemlerini değerlendiren Filistin İslami Cihat Hareketi Sözcüsü Tarık Selmi, “Direniş grupları düşmana karşı hiçbir zaman aciz olmadı ve eli kolu bağlı kalmadı. Düşman çok sürprizlerle karşılaşacak. İslami Cihad Hareketi’nin askeri kanadı Kudüs Tugayları düşmanı şaşırtacak, çünkü biz bu toprakların asıl sahibiyiz ve direniş haklı dava için mücadele verecek.” dedi.

Filistin’deki gelişmelerle ilgili İslami Cihat Hareketi Sözcüsü Tarık Selmi ile bir röportaj gerçekleştirdik.

* İslami Cihat Hareketi ve Filistin direnişinin Batı Şeria ve 1948'de işgal edilmiş bölgelerdeki kahramanca operasyonların tırmanmasına nasıl bakıyor?

İşgal altındaki topraklarda Filistinli gençlerin icra ettiği nitelikli operasyonlar, Filistin'e özgü olduğunu gösteriyor. Bu operasyonlar Filistin meselesi ile milletin kaderini belirleme konusu üzerindeki birlik ve beraberliği yansıtmaktadır.
Yapılan operasyonlar, Siyonist Rejim’in güçsüz, zayıf ve kırılgan olduğunu, Filistin milletinin haklarını unutamayacağını ve haklarının zamanla ortadan kalkmayacağını kanıtlamıştır.

Yaşlı insanlar ölüyor ancak gençler bu yolda devam etmektedir. Batı Şeria'daki Cenin Taburu (Kudüs Tugaylarına ait) bu bölgede Filistinli gençlere karşı suç işleyen canilere pusu kurmuştur.

Kudüs Tugayları, Amerikan -Siyonist projesi Büyük Ortadoğu Planı’nı yenilgiye uğratmak için özgün yöntemler ve araçlara baş vurmuştur.

Batı Şeria'nın her yerine yayılmakta olan Kudüs Tugayları ve Cenin Taburu doğrudan çatışma sırasında düşmanın bu toprakları terk etmesi gerektiğini vurgulamak istiyor.

* Bugünlerde Batı Şeria'da yaşananlar, işgalcilerin 'Batı Şeria'da özellikle Kudüs'te yapılan baskınlar ve yerleşimcilerin saldırıları, Gazze'deki Filistin direnişine baskı yapma meselesiyle mi ilgili? Bu yöntemlerle direnişin Siyonist işgalcilere taviz vermesi mi bekleniyor?

Filistin direniş grupları, Kudüs'ün Kılıcı savaşı sırasında vatan genelinde yaygın olan direnişin Filistin halkını desteklediğini vurgulayan bir denklem dayattı. Bu destek öncelikle işgalcilere karşı Filistin halkını savnmak içindir.

Mevcut saldırılara ve yerleşimcilerinin acımasız eylemlerine rağmen, İsrail kafa karışıklığı, gerginlik ve büyük bir endişe içinde. Çünkü yeni bir denklem dayatan direniş artık söz sahibi olmuştur.

Bugün direniş Siyonist düşmanı şaşırtıyor, dolayısıyla rejim bu girişimlerle İsrail toplumuna Filistin halkı üzerinde egemenliğinin hâlâ devam ettiğini söylemeye çalışıyor, ancak utanç verici bir yenilgiye uğradığı nettitir.
Zira Filistin direnişi hem pratikte hem de medyada düşmanın işlediği cinayetler karşısında boş durmayacağını göstermiştir. Rejim işlediği suçların bedelini ödüyor.

* Filistin Özerk Teşkilatı, Batı Şeria'daki tüm olayları, özellikle Kudüs'teki yerleşimcilerin saldırganlığını, hatta Batı Şeria'nın farklı bölgelerindeki kışkırtıcı eylemleri veya askeri saldırıları görmezden geliyor. İsrail ile işbirliği yapan Filistin Özerk Teşkilatı'nın tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Teşkilatın, bu kötü sonuçlara yol açan ve müzakereler alanında ağır bir yenilgiye uğrayan plana inandığını söylemeliyim. Filistin Özerk Teşkilatı uzlaşı sonrası büyük bir hezimete uğradı, hatta bir kontrol noktasını ortadan kaldırma yetkisine bile sahip değil.

Buna karşılık, direniş grupları işgalcileri dizginleyebiliyor, Mescid-i Aksa'da (Siyonist yerleşimciler tarafından) organize edilen Hamursuz Bayramı törenini engelleyebiliyor, Filistin direnişi (Siyonist yerleşimcilerin) bayrak yürüyüşünü Kudüs kentinde durdurabiliyor. 

Filistin direnişi düşmanın dalgalarını paramparça etti (Siyonist rejimin direnişe karşı başlattığı Dalgakıran operasyonu), tüm hesaplamalarını alt üst etti, ancak Filistin Özerk Teşkilatı şimdiye kadar Filistin halkına destek çıkmadı.
Bu nedenle Teşkilatı güvenlik işbirliğini askıya almaya ve Siyonist işgalcilerle imzaladığı tüm anlaşmaları iptal etmeye çağırıyoruz.Filistin sorununu ortadan kaldırmaya çalışan plana karşı durmasını istiyoruz.

* İslami Cihat Hareketi, Cenin adını taşıyan yeni insansız hava araçlarının kullanıldığını duyurdu.Filistinli grupların her zaman sürdürdüğü direniş göz önüne alındığında, işgalciler bu tehditleri ve yeni denklemi gerçekten ciddiye alıyor mu?

Elbette ki evet. İşgalciler, Kudüs Tugayları, Cenin adlı insansız hava aracı kullandığını duyururken, Filistin direnişinin ifadelerine dikkat ediyor.

Kudüs Tugayları yaptığı açıklamayla, Cenin ile Gazze ve işgal altındaki topraklar arasındaki tam ve ayrılmaz bağlantıyı vurguluyor.

Direniş grubu bu açıklama ile Batı Şeria'daki Filistin halkının yalnız olmadığına vurgu yapıyor. Bu yüzden mesajlar işgalcilere ulaşıyor.
İşgalciler, Filistin direnişinin artık eskisi gibi olmadığını ve düşman liderlerinin Kudüs Tugayları’nın hedefinde olduğunu çok iyi biliyorlar.
Direniş grupları düşmana karşı hiçbir zaman aciz olmadı ve eli kolu bağlı kalmadı. Düşman çok sürprizlerle karşılaşacak. İslami Cihad Hareketi’nin askeri kanadı Kudüs Tugayları düşmanı şaşırtacak, çünkü biz bu toprakların asıl sahibiyiz ve direniş haklı dava için mücadele verecek.
Bu arada Filistin direnişine destek verenlere ve özellikle Filistin direnişini ve Kudüs Tugayları’nı destekleme konusunda uzun bir geçmişe sahip olan İran İslam Cumhuriyeti'ne teşekkür ediyoruz.

* Tarık Hocam, ister Gazze'de ister Batı Şeria'da olsun, herhangi bir gerginlik veya çatışmadan sonra, direniş gruplarına baskı artıyor ve arabulucular belki özel anlaşmaları dayatabilmek için harekete geçiyor. İslami Cihat Hareketi olarak buna tepkiniz nedir? Bölgesel arabulucu rolü oynayanlarla nasıl çalışırsınız?

Mucize yaratan ve başarılar elde eden Filistinlilerin iradesine güveniyoruz. Kurşun ve barut yağmuruna karşı Filistin iradesine inanıyoruz.

Hâlâ böyleyiz. Arabulucular bize hiçbir şey vermedi, Onların hepsi bize ve Filistin halkına hiçbir şey sunmadı ve Filistin halkı halen Gazze Şeridi'nde kuşatma altında ve bizim Gazze Şeridi'nden çıkmamız engelleniyor.

Gazze Şeridi'nde balıkçıların denize çıkmasına izin verilmiyor, topraklarımızda çiftçilik yapılmasına bile izin verilmiyor, tüm bu kısıtlamalara rağmen Gazze hâlâ savaşıyor. Bu nedenle aracılara diyoruz ki, bu duruma ve böyle bir politikaya son vermek istiyorsanız, işgalciliği bu topraklarda yok edin ve Filistin halkının tarihi haklarını geri verin.

* Mescid-i Aksa ve Kudüs'e karşı her gün devam eden yerleşimcilerin ve liderlerinin kışkırtıcı eylemlerini ve Mescid-i Aksa'da ibadet edenlere yönelik kötü davranışlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu eylemler kesinlikle Siyonist Rejim’in artan küstahlığını ve organize suçlarını göstermektedir,  ancak bu politikalar, saldırganlıklar ve baskınlar Filistin halkını boyun eğdiremez ve direnişin mücadelesini engelleyemez.
Bugünlerde şehadet şevki ile düşmanla doğrudan çatışmayı yeğleyen Filistin halkı işgalcilerle savaşmaya devam ediyor. Dolayısıyla bu tür politikalar Filistin kurtuluş yoluna engel olamaz.