Erdoğan Madrid’den Zaferle Mi Ayrıldı?


Erdoğan Madrid’den Zaferle Mi Ayrıldı?

Dünya siyaset tarihinde liderlerin kaderini değiştiren olaylar yaşanagelmiştir.

Tesnim Haber Ajansı- Coğrafi Keşifler, Sanayi Devrimi, I. Ve II. Dünya savaşları dünya siyasi tarihinin yazılmasında önemli mihenk taşları olurken bu gelişmeler bazı liderlerin siyasi kaderlerinde de etkili olmuş ve beklenmedik bir şekilde dünya siyasetinin gidişatını değiştirmiştir. Dünya son yıllarda siyasi bir liderin talihini etkileyecek bir olaya daha şahit olmakta. Siyasi olarak zor bir dönemece giren, hatta sonunun geldiği söylenilen AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi geleceği Ukrayna-Rusya savaşının sunduğu fırsatla yeni bir aşamaya girmiş durumda. Dünyada ve Türkiye içinde yaşanan olaylara bağlı olarak siyasi hayatı sona gidiyor denilen Erdoğan’ın siyasi kaderi Rusya-Ukrayna savaşıyla ve Erdoğan’ın siyasi kurnazlığı ile yaşamaya devam edecek gibi gözüküyor.
AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bu yaşama imkanını yeniden sağlayan olay ise bu defa kurgusunu Erdoğan’ın yapmadığı bir şekilde gerçekleşti. 24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş, tarihin Erdoğan’a sunduğu eşsiz bir fırsattır. Görünürde Rusya ve Ukrayna arasında cereyan eden aslında NATO ve Rusya arasında yaşanmakta olan savaş, NATO üyesi ve NATO’nun Rusya’nın burnunun dibindeki ileri karakol durumunda olan Türkiye’ye yeniden ilgi duyulmasını sağlamıştır. Türkiye’de yer alan NATO üsleri, olası bir savaşta NATO adına Rusya’ya kara ordusu gönderebilecek bir Türkiye bu ilginin temel kaynağı olmakla birlikte Rusya’ya karşı NATO genişlemesini sağlamak adına İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri konusu Türkiye’yi ve doğal olarak Erdoğan’ı önemli kılmakta. 
20 Yıldır iç ve dış politikada yaptıkları manevralarla Türkiye halkının ve ABD yönetiminin desteğini alan fakat son yıllarda içerideki siyasi yolsuzluklar, ekonomik problemlerle dışarıda Biden’ın ABD yönetiminin başına gelmesiyle büyük bir destek kaybı yaşayan Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşının kendine sunduğu fırsatı oldukça iyi kullanıyor gözükmekte. Erdoğan, Rusya-Ukrayna arasında başlayan savaşın ilk günlerinde ABD-NATO bloğunun aksine kısmi tarafsız gözükerek iki ülke ile de diyalog içerisinde olup, arabuluculuk rolü ile siyasi rant elde etmenin peşinde oldu. ABD-NATO bloğuna Rusya ile diyalog kurabileceğini hatta Rusya tarafında yer almamak için kendine desteğin devam etmesi gerektiğini söylüyordu. Ardından İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunda, “ben hayatta olduğum sürece bu iki ülke NATO’ya üye olamaz” çıkışları yaparak elini daha da güçlendiriyordu. Erdoğan ve kurmayları İsveç ve Finlandiya’nın PKK, PYD-YPG unsurlarını ülkelerinde barındırdıklarını, PKK’lı teröristleri himaye ettiklerini söyleyerek mezkur iki ülkenin NATO’ya üyeliklerine evet demeyeceklerini sıklıkla ve yüksek sesle beyan ediyorlardı. 
Erdoğan, İspanya’nın Başkenti Madrid’de gerçekleşen NATO zirvesine giderken havaalanında yaptığı açıklamada; “Zirvenin, Ukrayna'daki savaşın devam ettiği kritik bir dönemde gerçekleştiğini, Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç konusundaki tutumunun belli olduğunu” söyledi. Erdoğan bu açıklaması ile açıkça mesajını veriyordu. Pazarlık sıkı olacaktı. Bu siyasi oyun doğrultusunda Erdoğan, zirve öncesi NATO Genel Sekreteri Stoltenberg başkanlığında Finlandiya ve İsveçli yetkilileriyle bir toplantı yaparak üçlü memorandum imzaladılar. Bu memorandumla Erdoğan keskin bir dönüş yapmıştı. Ben var olduğum sürece bu iş olmayacak derken Madrid zirvesinde İsveç ve Finlandiya’nın üyeliklerine onay vermiş ve bunu Türkiye için büyük bir diplomatik zafer olarak adlandırmıştı. Erdoğan, Finlandiya ve İsveç’ten PYD-YPG ve FETÖ'ye destek sağlamama taahhüdü, savunma sanayide ambargolara gidilmemesi ve işbirliğinin artırılması, terör suçlularının iadesi konusunda adım atılması ki İsveç 73 teröristi iade etme sözünü aldığını açıkladı. Aynı zamanda ABD Başkanı Biden, “Türkiye’ye F-16 satmalı ve jetlerini modernize etmeliyiz. Kongre onayı gerekiyor ve bu onayı alacağımıza inanıyorum” açıklamasını yaptı. 
Bu yaşananlar hem dış politikada hem içeride Erdoğan ve AKP yanlısı Türkiye medyası için bir zaferdi. Erdoğan ve kurmayları keskin u dönüşle zafer çığlıkları atmaya başladı ancak Erdoğan Madrid’de gerçekten bir zafer kazandı mı?
Madrid’de gerçekleşen NATO zirvesi sonrası Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto, “Madrid’de, Türkiye ile herhangi bir şahıs veya listedeki insanların iadesi hakkında konuşmadık. Biz bir metin imzaladık. Her şey o metinde yazılı.” açıklamasında bulunurken İsveç Başbakanı Magdalena Andersson, anlaşmadan kaynaklı iadeler konusunda; “Bu Türkiye'den gelecek bilgilere bağlı. Tüm iadelerde İsveç kanunlarına ve uluslararası hukuka bağlı kalacak, iadelerle ilgili Avrupa Konvansiyonu'nu uygulayacağız” dedi. İki ülke yetkililerinin açıklamaları açıkça Erdoğan’ın söylediklerinin tam tersini gösteriyordu. Yine Biden’in açıklamalarında Türkiye’ye F-16 satışını senato onayına bağlamıştı. Bu da Erdoğan’ı vetosundan vazgeçirmek için yapılmış siyasi bir hamle oldu. Ayrıca Erdoğan’ın Rusya ve Ukrayna liderleri ile görüşeceğim açıklamasına Kremlin Sözcüsü Peskov, Rusya Devlet Başkanı Putin’in Erdoğan’la görüşme gibi bir programının olmadığını açıkladı. Yapılan açıklamalar Erdoğan’ın zafer konuşmasının tam tersi yöndeydi.
Erdoğan’ın zafer kazandık açıklamasına karşı, muhatap ülke yetkililerinin açıklamaları Erdoğan’ın zaferini bozmuş gözüküyor. Buna rağmen iç kamuoyuna muzaffer lider edasıyla poz veren Erdoğan siyasi kazanım elde etti. Bu kazanımın gelecek seçimlerde Erdoğan’a yetmesi için verilen sözlerden en az birkaçının yerine getirilmesi gerekiyor. Tam aksi durumda Erdoğan yine batıyı düşman ilan ederek seçimlere girecek. Erdoğan bu hamlesi ile zafer kazanmasa da yine siyasi bir kurnazlık yapmış gözükmekte.

En Çok Okunan Türkiye Haberler
En Önemli Türkiye Haberler
En Çok Okunan Haberler