İranlı Uzman: Bahreyn, Mısır ve Ürdün de İran’la Normalleşmeyi Görüşebilir


İranlı Uzman: Bahreyn, Mısır ve Ürdün de İran’la Normalleşmeyi Görüşebilir

İranlı Ortadoğu uzmanı Sabah Zengene, Tesnim’e verdiği özel röportajda; İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın Suudi Arabistan temaslarını değerlendirdi.

Tesnim Haber Ajansı- İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, İran ve Suudi Arabistan arasında 7 yılın ardından diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılması ile Suudi Arabistan'a gerçekleştirdiği ziyarette Suudi mevkidaşı Faysal bin Ferhan ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile görüştü.

Riyad ve Tahran, 10 Mart'ta Pekin'de Çinli yetkililerin aracılığıyla diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılması konusunda anlaşmaya varmıştı. 

İranlı Ortadoğu uzmanı Sabah Zengene Tesnim’e verdiği özel röportajda; Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan’ın Suudi Arabistan temaslarını değerlendirdi.

Zengene, “Riyad'da başlayan ve ardından Cidde'de devam eden görüşmeler, İran-Suudi Arabistan ilişkilerinde yeni bir dönemin başladığını gösteren olumlu görüşmeler oldu. Elbette bunun etkisi ilk önce karşılıklı ilişkilerde görülmelidir. Bunun etkileri daha sonra bölgeye yansıyacak ve bölgede yaratabileceği olumlu atmosferden diğer ülkeler de yaralanır ve bölgede gerilimlerin düşürülmesine ve işbirliği ruhunun artmasına neden olur.” dedi.

Zengene sözlerine şöyle devam etti:

“Bildiğiniz üzere kalkınma güvenlikle birlikte sağlanır. Bu iki konu birbirini tamamlar ve kalkınma olmadan güvenlik olmaz ve güvenlik sağlanmadan kalkınma da olmaz.”

İran Dışişleri Bakanı'nın Riyad ziyaretinin pratik başarılarına ilişkin, “İran ve Suudi Arabistan ekonomisindeki benzerlikler ve birbirlerinin ekonomisini tamamlamaya yardımcı olabilecek olanaklar dikkate alındığında oldukça geniş bir yol göstermektedir. Bu doğrultuda iki ülke arasında daha önce imzalanan tüm anlaşmalar hayata geçirilmelidir. Bu anlaşmalar ekonomi, ticaret, turizm, sağlık vb. alanları kapsar. Bu anlaşmaların uygulanması şart. İran ve Suudi Arabistan, küresel enerji piyasasında işbirliği yapmalı ve iki ülkenin çıkarlarını güvence altına alacak olumlu adımlar atmalıdır. Petrokimya sektörünün İran ve Suudi Arabistan ekonomisinde ikinci sırada yer aldığı göz önüne alındığında, iki ülke bölgesel ve küresel pazarlarda rekabet etmek yerine işbirliği ve birbirini destekleyen önlemler almalıdır.” ifadelerin kullandı.

Sabah Zengene, İran'ın Arap ülkeleriyle ilişkilerinin geleceği ile ilgili olarak şunları kaydetti:
“İran, Arap ülkelerinin neredeyse yarısı ile iyi ve olumlu ilişkilere sahip. Kalan ülkelerin yarısı, Suudi Arabistan'ın takınacağı tavrı ve Riyad'ın bu ilişkileri diğer ülkeler karşısında nasıl değerlendireceğini görmeyi bekliyordu; Dolayısıyla Mısır, Ürdün gibi ülkeler Suudi Arabistan'ın ne yapacağını merakla bekliyordu. Suudi Arabistan ile İran arasındaki birçok gerilim çözülecek mi? Bu gerilimler çözülürse onlar da olumlu adım atacaklardır. İran İslam Cumhuriyeti ile adı geçen ülkeler arasında tartışılarak çözülecek pek çok mesele var. Yaratılan yeni ortamda bunlar konuşulabilir. Ya da bu ülkeler, bölge dışındaki çevrelerin yarattığı önyargıları bir kenara bırakıp Tahran'la ilişki kurmak için harekete geçebilirler.”

Tesnim muhabirinin ‘’Suudi Arabistan'dan sonra hangi Arap ülkesi İran'la ilişkileri iyileştirme yoluna girecek?’’ sorusunu İranlı uzman Zengene ‘’Sırada Bahreyn, Mısır ve Ürdün var. Tabii ki, İran-Fas ilişkileri konusunda bu ülkenin İran'daki büyükelçiliğini bir bahaneyle kapattığını söylemek gerekir ancak mevcut durumda İran ile Suudi Arabistan ekonomik ve diplomatik ilişkilerine yeniden başladı. Riyad'ın Arap dünyasında önemli bir rol oynadığı düşünüldüğünde Fas, Tahran ile istişareye geçecektir ve büyük olasılıkla İran ile ilişkilerini yeniden başlatacak gibi görünüyor. Genel olarak Tahran ile Riyad arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden tesis edilmesi diğer Arap ülkeleri ile ilişkileri de olumlu etkileyecektir’’ şeklinde yanıtladı.

"Bahreyn'deki beşinci ABD Donanması üssünün varlığı ve BAE'nin Siyonist Rejim’le ilişkisi göz önüne alındığında, Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan’ın son ziyarette gündeme getirdiği bölgesel güvenlik teklifi Suudi yetkilileri tarafından memnuniyetle karşılandı. Peki, bu güvenlik nasıl olacak ve Fars Körfezi’ne kıyısı olan ülkeler bunu nasıl hayata geçirebilir? sorusunu yanıtlayan Zengene şöyle devam etti:

‘’ABD’nin İran'ın komşuları da dahil olmak üzere bölgedeki çoğu ülkede askeri üssü var. Bu üsler, Washington'un istediği politikaları hayata geçirmek için bir araç olarak kullanılıyor.
Aslında İran İslam Cumhuriyeti ABD’nin askeri üslerine sıcak bakmıyor. Bölgede yabancı güçlerin bulunması bölge ülkelerinin maliyetinin artması anlamına geliyor. Bu konu yabancı askere ev sahipliği yapan ülkelerin çıkarına değil; Çünkü bu güçlere ev sahipliği yapmanın mali, ülkenin saygınlığı ve siyasi açılarından bedelleri olacaktır.
Burada İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı en ufak bir kasıtlı eylem yapılırsa Tahran'ın tepki göstereceği açıktır. Geçen 40 yıl boyunca komşu ülkeler yabancı güçlerin İran İslam Cumhuriyeti'ne zarar vermesine izin vermeyeceklerini anlamış olmalılar. Artık tüm ülkelerin bunun farkına varmalı ve onların İran'a karşı herhangi bir eyleme izin vermemeleri gerekir. Bu ülkeler, dış güçlerle müzakere edip, bölgeyi terk etmelerini sağlarsa doğal olarak kendilerine ve bölge halklarının yararına olacaktır.
Bölge ülkelerinin yabancı askerlere yöneldiği tehdit nedir?  Böyle bir tehdit söz konusu değil. Terör olduğu zaman, Suriye ve Irak'ta gördüğümüz gibi terörü ortadan kaldırmak için tüm ülkeler birlikte çalışıyor. Askeri ve güvenlik endişeleri varsa, bu endişeler kapsamlı askeri ve siyasi güvenlik anlaşmaları imzalanarak çözülebilir.
Artık bölge ülkeleri politikalarını gözden geçirmek zorunda; Çünkü Batı Asya ve dünyadaki durum çok köklü değişikliklere doğru ilerliyor. Bence söz konusu ülkelerin birbirleriyle işbirliği yapması ve bölgede güvenliğin temellerini oluşturacak adımlar atması daha iyidir.’’

Ortadoğu uzmanı Zengene, İran-Suudi Arabistan ilişkilerinin bölgesel krizler ve konular üzerindeki etkileri hakkında, ‘’Bu krizlerin her biri birbirinden farklı bir kökene sahiptir, bu nedenle her bölgesel kriz ve mesele araştırılmalı ve bunların tespit edilmesi için çaba gösterilmelidir. Bölgesel krizlerle mücadele etmek elbette mümkün, İran ve Suudi Arabistan'ın Batı Asya'da birbirlerinin olumlu bölgesel faaliyetlerini tanımaları ve bölgesel krizlerin çözümüne yönelik adımlar atmaları gerekiyor.’’ diye konuştu.

En Çok Okunan İran Haberler
En Önemli İran Haberler
En Çok Okunan Haberler